English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jube

Jube traducir español

69 traducción paralela
Bu, Bayan Horgan, Jube.
Es la Señora Horgan, Jube.
İnsanın dışarıda yapabileceği pek bir şey kalmıyor, ha Jube?
No hay mucho que uno pueda hacer fuera, ¿ no, Jube?
Haydi Jube, aferin sana.
Venga, Jube, buen chico.
Ee Pinky, hala Jube'ün bir koyun çobanı olduğunu mu düşünüyorsun?
Eh, Pinky. ¿ Todavía crees que es un pastor?
- Bana bir iyilik yap, Jube.
- Hazme un favor, Jube.
O kadının seni rahatsız etmesine izin verme.
No te compliques con ella, Jube.
Doğru değil mi?
¿ No es así, Jube?
Hey, Jube.
Eh, Jube.
Çalışma tarzını seviyorum, Jube.
Me gusta como trabajas, Jube.
Jube sana nasıl görünüyor?
¿ Qué te parece Jube?
Jube, daha önce hiç piyano çalışımı duydun mu? Dinle.
Jube, ¿ alguna vez me has oído tocar el piano?
Jube, beni Mae diye çağırdın.
Jube, me llamaste Mae.
Ve artık önderiniz Jube Troop.
Y a partir de ahora Jube Troop es el capataz.
Eğer Jube hastaları olduğunu gördüyse.
Si Jube vio que había enfermos entre ellos.
- Jube raporunu verdiğinde...
- Cuando Jube me informe...
Ve unutma ki Jube ekibin başıdır.
Y recuerda, Jube es mi capataz.
Jube gitmiş ve kendine bir kız bulmuş.
Jube se ha agenciado una chica.
Biliyor musun, sanırım şu Rawhider kampına gidip... Jube'un bulduğu kızı kendi gözlerimle göreceğim.
Creo que me voy a dar una vuelta por ese campamento... y echarle un vistazo por mí mismo a la chica de Jube.
Jube mu o?
¿ Es Jube?
- İyi akşamlar Jube.
- Buenas noches, Jube.
Shep, neden Jube'e beni Mae diye çağırmasını emretmiyorsun.
Shep, ¿ por qué no le mandas a Jube que me llame Mae?
Demek kendine bir kız buldun Jube.
Así que tienes una chica, Jube.
Bu, ilk defa olacak Jube.
Ésta será la primera vez, Jube.
Sen iyi bir ekip başısın, Jube.
Eres un buen capataz, Jube.
Tavsiye işin sağ ol Jube.
Gracias por el consejo, Jube.
Jube!
¡ Jube!
Jube, daha önce hiç öpülmedim.
Jube, nunca me han besado.
Jube, sen oynamadığına göre lütfen ona eşlik eder misin?
Jube, tú no estás jugando. Llévala de vuelta, por favor.
Olması gereken bu Jube, sen ve ben.
Así es como deben ser las cosas, Jube. Tú y yo.
Kimsenin bilmesi gerekmiyor Jube. Kimse.
Nadie tiene que enterarse, Jube, nadie.
Mae ve Jube, ikisi birlikte.
Mae y Jube, juntos.
Jube buraya geldiği günden beri, Pinky onu sevmedi.
Pinky odia a Jube desde que llegó.
Jube.
Jube.
Jube, sen misin?
Jube, ¿ eres tú?
Jube'u seviyorum.
Amo a Jube.
Çare onda değil Jube.
No encontrarás una respuesta aquí, Jube.
Kalk Jube yoksa arkadan vurmak zorunda kalacağım.
Levántate, Jube, o te mato ahí.
Seçim şansın yoktu Jube.
No tenías otra opción, Jube.
Haydi Jube.
Venga, Jube.
- Jube nerede?
- ¿ Dónde está Jube?
- Jube'un bu işle ne alakası var?
- ¿ Qué tiene que ver Jube con esto?
Neden bu Jube?
¿ Por qué este Jube?
Neden Jube?
¿ Por qué Jube?
Onu Jube'a karşı kışkırttın değil mi?
Lo pusiste en contra de Jube, ¿ no?
Biliyordun ki Jube onu öldürürdü.
Porque sabías que Jube lo mataría.
Jube'un o yardıma ihtiyacı olabilir Shem.
También podríais ayudar a Jube, Shem.
Reb, Jube'u benim arabaya koy ki kadın milleti tedaviye başlayabilsin.
Reb, pon a Jube en mi carreta, para que las mujeres puedan empezar a ayudarle.
Jube'a iyileşme zamanı vermeliyiz, onun bize önceden yaptığı gibi.
Tenemos que darle a Jube tiempo para que sane, como él nos dio.
- Bu Jube Troop şimdi nerede?
- ¿ Dónde está este Jube Troop ahora?
Tek söylediğim, gidip onu bulmamız gerektiği.
Lo que digo es que deberíamos salir y encontrar a Jube.
Bu kadar da kederlenme, sevgili Jube.
Deja de lamentarte tanto, querido Jube.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]