Juniper traducir español
156 traducción paralela
- Babası kim? - Juniper.
- ¿ Quién es el padre?
Hayatımda öyle bezgin köpek görmedim!
- Juniper No he visto nunca a alguien tan desconsiderado.
Juniper olduğunu nereden biliyorsun?
¿ Estás seguro que son de él?
İşiniz hakkında verdiğiniz bilgilerin üzerinden geçtiğim için sizin buraya gelmenizi istedim.
HOSPITAL ESTATAL JUNIPER HILL He estado leyendo la información que dio sobre su esposa.
Aziz Juniper Günü
DIA DE SAN ENEBRO, EL DIA EN EL QUE EL REY
Vaktiyle, Aziz Juniper şöyle demişti :
San Enebro dijo una vez :
Böylelikle, Juniper'in görevlerini ifa etmiş bulunmaktayım!
Felicidades, Tom. ¡ Así lo he dispuesto en el día de San Enebro!
Juniper caddesindeki o kulüpte çaldın mı hiç?
¿ Tocabas en ese club de la calle Juniper?
Kulüp Juniper.
Club Juniper.
Onu görmek istersen Juniper Hills'te.
Está en Juniper Hills.
JUNIPER HILLS, EYALET CEZAEVİ PSİKİYATRİ BÖLÜMÜ
INSTITUTO CORRECCIONAL JUNIPER HILLS
- Juniper...
Juniper...
Juniper Pearl'ın çizelgesi, lütfen.
El informe de Juniper Pearl, por favor.
Buraya gönüllü bir polis gönderir misiniz lütfen?
Chris, trae a dave Juniper.
Meow... Ben Dave.
Soy dave Juniper.
Sana ne demiştim ben?
Juniper. ¿ Qué te dije?
- O adam ortağımı öldürdü!
¡ Él mató a Juniper, Lonny!
Hepimiz ortağın için üzülüyoruz.
Lo de Juniper nos ha mosqueado.
Aslında, "Cenevre" kelimesi küçük "g" "genievre" nin bozulmuşudur. Bu da Fransızca da "juniper"... Mükemmel meyve tadı, mucizevi yağ, demektir.
Pero "ginebra" con "g" pequeña viene de genievre o sea "junípero" en francés la baya que da su sabor a esta milagrosa bebida.
Telfair ve Juniper'in kuzeybatı köşesine 5 milyon dolar getir.
Trae 5 millones a la esquina de Telfair con Juniper.
Mektupta Telfair ve Juniper'in köşesi, yazıyordu.
La carta dice que en la esquina de Telfair y Juniper.
Sugar Cube Kulübü.
Desde el Sugar Cube Lounge, en Juniper.
Sizce Juniper, bu bilimsel mi?
Acaso no pensaba usted, hermano Juniper, que la teologia debia reclamar su lugar entre las ciencias exactas?
Ve bu Juniper'in ilk deneyi de değildi.
Esta no fue la primera vez que el hermano Juniper habia recurrido al experimento.
Juniper ; kurbanları toplayıp, kurtulanlarla karşılaştırdığınızda ölümün, kurutulmaktan beş kat değerli olduğunu mu buldunuz?
VIOTIMAS... bondad, DEVOOION, UTILIDAD Asi que, hermano Juniper, cuando suma el total de victimas y Io compara con el total de sobrevivientes, descubre qué? Que los muertos eran cinco veces más valiosos?
Belki bu da Şeytan'ın işidir. Juniper'da vücut zihin ve ruh bulan Şeytan'ın.
Quizá también esto fue obra del demonio, en la que usted, hermano Juniper, es su cómplice en mente, cuerpo y espiritu.
Ekselansları ve ben artık Juniper'in çiçeğin tohumlarını çalma planının... - Ne kadar açık olduğunu görüyoruz.
Usted, Su Excelencia, y yo vemos claramente que este plan del hermano Juniper pretendia sembrar la semilla del perfecto escepticismo.
Size Juniper'in genellemelerini aktarayım.
Saltearé las generalizaciones del hermano Juniper.
Juniper'ı bu nedenler tatmin etmedi.
Pero el hermano Juniper no quedó satisfecho con sus razones.
Ekselanslarına ve yargıya... Juniper'ın Şeytan'a yardım ettiğini söylüyorum.
Declaro, Su Excelencia, ante la Inquisición, que el hermano Juniper aqui presente ha sido instrumento del demonio :
Ardıç Caddesi'nden Ramon.
Ramon, de la calle juniper.
New Haven'da Juniper Caddesi var mı?
Hay una calle Juniper en New Haven?
Juniper Caddesi'nin her yanını aradık.
Cubriremos toda la calle Juniper.
Şu Juniper davasını hatırlıyorum.
Sé que no eres gay. - Soy gay.
Birlikte Houston'daydık. - O zaman eşcinsel değildin.
¿ Recuerdas el verano de la absorción de Juniper en Houston?
"Roman Grant, Utah'taki en büyük ikinci cemaat olma yolundaki Juniper Creek'in elçisi ve patriği şöyle diyor : Homoseksüellerden bir farkımız yok."
"Roman Grant, profeta y patriarca de Juniper Creek, hogar de la segunda secta polígama más grande de Utah, dice :" Somos como los homosexuales ".
Juniper Creek'i duydun mu?
¿ Has oído hablar de Juniper Creek?
Sizler Juniper Creek olmasanız da, herhangi bir örgüte tekrar üye olmak için hâlâ hazır değilim.
Uds. no son Juniper Creek, pero no estoy listo para volver a un grupo organizado.
MacGowan'da, Juniper Park'ın kuzeyinde görüldü.
Fue vista en MacGowen, al norte del Parque Junípero.
- Jennifer Juniper çalıyorum.
- Toco "JenniferJuniper".
Juniper.
Juniper.
- Ortağı Coco Juniper ile beraber. Tabii burada asıl yeteneğin Erin'de olduğunu herkes biliyordu.
Junto con su compañera, Coco Juniper, aunque todo el mundo sabía que Erin era la única con verdadero talento.
- Coco Juniper mı?
- ¿ Coco Juniper?
Bilhassa da... Coco Juniper.
Y más que nadie, Coco Juniper.
Ve bugün, uzun yıllar boyunca ortağı olan Coco Juniper'ın yarattığı ve Erin Embry'ye adadığımız anıt vitrininin açılışını kutluyoruz.
Pero hoy las celebramos a ambas al inaugurar el escaparate en memoria de Erin Embry, diseñado por su la que fue tantos años su compañera diseñadora, Coco Juniper.
Erin Embry ve Coco Juniper tarafından tasarlanan vitrinlerr beraberinde birçok müşteriyi getirdi. Böylece Dick, tasarım takımındaki esas yetenek olduğuna inandığı kişiyi ortadan kaldırmaya karar verdi.
Los fantásticos escaparates creados por Erin Embry y Coco Juniper llevaban clientes a la tienda así que Dick decidió eliminar a quien creía ser la parte talentosa del equipo.
Bir intihar notu kaleme aldı, Erin Embry ve Coco Juniper'ın cinayetlerini üstlendiğini yazdı, altına Denny Downs'ın imzasını attı ve harekete geçti.
Dick escribió una nota de suicidio, reivindicando los asesinatos de Erin Embry y Coco Juniper, lo firmó como Denny Downs y se preparó para golpear.
Şimdi bunları boş verin de bir kutu Juniper Breeze Antibakteriyel jel için 15 cent biriktirmiştim.
Así que en lugar de todo lo que Puedo llegar a ahorrar 15 centavos de dólar En una botella de Juniper Breeze Gel antibacterial.
Başka bir kulüp yandı.
Se acaba de incendiar un club en Juniper.
Juniper Creek * gibi birleşik bir düzen yaşıyoruz.
Vivimos bajo un orden unido. Como Juniper Creek.
Tüm halkın bir araya gelerek bana ve Juniper'a destek vermesi bu zor zamanda bizim için büyük bir moral oldu.
La forma en la que toda esta comunidad se ha unido para apoyarnos tanto a mí...