English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Junto

Junto traducir español

19,924 traducción paralela
Yani futboldan FBI'a... bildik bir hikaye değil de... başlatdığın herşey... davan devam ediyor...
- ♪ ♪ Sólo jugar junto - Quiero decir, fútbol para el FBI... que es... no es una historia estándar. Y con todo lo que usted comenzó... su demanda todavía va Estoy en...... tengo curiosidad.
Ben ve meslektaşlarım.....
Y yo, junto con mis colegas...
Haftalarımı, Ryan, Shelby, Simon, ikizler, ve büroyla birlikte, başkası tarafından yönlendirme teorisinin küçücük de olsa kanıtını bulmaya harcadım Ama maalesef...
Y pasé semanas, junto a Ryan, Shelby, Simon, las gemelas y la Agencia... intentando encontrar una sola prueba... que apoyara la teoría del cerebro, y no había ninguna.
Hem zaferlerde hem yenilgilerde benim yanımdaydı.
Él ha estado junto a mí en glorias y derrotas.
- Bizimle birlikte!
- Junto con nosotros.
Üç ay boyunca kendine ve etrafındakilere özellikle bana eziyet etmeni izledim ama yumruk torban olmayacağım artık.
Durante tres meses, te he visto torturarte y todos junto a ti, casi siempre yo, pero me he cansado de ser tu saco de boxeo.
Benim kafesimin yanındaydı.
Estuvo en una jaula junto a la mía.
Babam yaşadığı sürece onun yanında oldun.
Permaneciste lealmente junto a mi padre hasta el día de su muerte.
Valentine Gölgeler Dünyası ve bununla beraber insanlığı yok etmek üzereydi.
Valentine casi destruye el Mundo de las Sombras y a la humanidad junto con él.
Israrlarıyla yanına oturuyorsun ve konuşma başlıyor.
- Dierdre, sí. Ante su ofrecimiento, te sientas junto a ella e inician una conversación.
Yehoşafat'ın kuyusunun yanında.
Junto al pozo de Josafat.
Dikkatlice kulak verirsen Def Leppard konserinde kusan birinin sesini hâlâ duyabilirsin.
Si la pones junto a tu oído, aún oirás a alguien que vomita en un concierto de Def Leppard.
Başka bir kız daha vardı tam yanında duruyordu, yaklaşık aynı yaşta, 17.
Había otra chica de pie junto a ella, de la misma edad... 17.
DC, Maryland ve Virginia'da bulunan Müslüman birliklerin analizi memleketleriyle birlikte.
Es un análisis de las comunidades musulmanes en D.C, Maryland y Virginia, junto a sus países de origen.
Her şeyi burada saklayabiliriz ve sonra, oyun gününde her şeyi bir araya getirmek için burayı kullanabiliriz.
Podemos mantener todo aquí, y luego, el día del juego, podemos utilizar este espacio para ponerlo todo junto.
Lucifer, haşmetli kanatlarıyla cennetin o lanet tahtını tekrar fethederken onun yanında duracaksın.
Permanece junto al gran alado Lucifer mientras reconquista el maldito trono celestial.
"Kalbimle birlikte atın. " Kimsenin dile getiremeyeceği huzurla atın.
Latid junto a mi corazón más dichoso de lo que nadie podría decir.
Senin o sevgiden yoksun malikânende şömine başında oturarak asla mutlu olamazdı.
Ella nunca será feliz sentada junto al fuego en su mansión sin amor.
Baharatçı dükkânın oradaki ara sokaktan döndük.
El callejón junto al mercado de especias es donde giramos.
Sizlerin yanında ölmekten gurur duyarım.
Moriré orgullosamente junto a vosotros
Nehrin yanında karavanda yaşıyorum.
Vivo en una camioneta junto al río.
Eşyalarımı topluyorum.
Junto mis cosas.
Pike, Kane'le birlikte Lincoln ve Sinclair'i de idama çarptırdı.
Pike acaba de sentenciar a Lincoln y Sinclair a muerte junto con Kane.
Clarke döneli bir gün oldu ve emir almaya başladın bile. İyi, uysal şövalye kraliçesinin yanı başında.
Clarke lleva un día de regreso, ya estás aceptando órdenes, el bueno y pequeño caballero junto a su reina.
Tüm delegeler ataşeleri ile birlikte vazifelerinde olacaklar. Davetli misafir sayısı az. General Talbot ve ben.
Todos los delegados estarán allí... junto a sus acompañantes... un pequeño número de invitados... el General Talbot, y yo.
Gölün kenarında bir sürü kulübe var.
Hay cabañas junto al lago.
Hiç birinden hayatın boyunca senin yanında acı çekmesini isteyecek kadar nefret ettin mi?
¿ Alguna vez has odiado tanto a un hombre le quería sufrir junto a usted para todos los días?
- Dışarıda, havuzun orada.
- Fuera, junto a la piscina.
" Telefonunun yanında dur.
" Quédese junto al teléfono.
Zamanımda birçok kişinin yanında çalıştım ve savaştım.
He trabajado y luchado junto a muchas personas en mi tiempo.
Malick'in SUV'u içeride, yükleme alanında park halinde. Birkaç askeri araçla birlikte.
El todoterreno de Malick está dentro, aparcado en la zona de carga... junto con varios vehículos militares.
Kayıp kalp, eller ve ayaklar eski bir Maya ritüelinin göstergesi.
El corazón faltante, junto con las manos y los pies, apuntan a que esto es un antiguo ritual maya.
Çomarlarla takılmak falan.
Junto al pueblo.
- Seni otobüsün oraya çağırıyorlar.
- Te quieren fuera, junto al bus.
- Otobüse mi?
- ¿ Junto al bus?
- Otobüsün orada mı?
- ¿ Fuera, junto al bus?
Başkanım olduğu için ve bugün burada benimle olduğu için gurur duyuyorum.
Me enorgullece que sea mi presidente y me enorgullece estar hoy aquí junto a él.
Dün gece geç saatlerde konulan pankartta babasının Klan giysisi içinde olan bir adamla fotoğrafı bulunuyordu. "Underwood 2016." yazısıyla.
Anoche vandalizaron un cartel publicitario y colocaron una foto de su padre junto a un hombre vestido con la ropa del Klan con el pie de foto "Underwood 2016".
- Ve şu an sen tam da yanımda oturuyorsun.
Y ahora estás sentada junto a mí.
Onu şehre götürüp onu diğer bütün hayvanlarla birlikte gönderdiler.
Se lo llevaron a la ciudad... y los despacharon junto con todos los otros animales.
Bütün bunları yakından takip etmek için, Ve şimdi bıraktıkları ikinci, yok olacaklar, Bütün hayvanlarla birlikte ve hepsi boşa giderdi.
Tanto trabajo para llegar tan lejos... y ahora al segundo que se van, se esfumarán... junto con todos los animales... y todo esto habrá sido por el gusto.
Havuz başında buluşuruz.
Te veré junto a la piscina.
Üç Astro-X podunun hemen yanındayız.
Estamos junto a tres vainas de Astro-X.
- Ben ne olacağım öyleyse?
¿ A qué me reduciría eso? ¿ A quedarme junto al hogar?
Nehrin yanında, göletin biraz ötesinde buldular onu.
Lo encontraron junto al río, a unos pasos del estanque.
Magi'nin soyundan gelir, geceleyin gölge çökertir sonsuz yaşam veren cennetin nehrinin yanında oturur.
Desciende de los Reyes Magos y proyecta sombras en la noche. Desciende de los Reyes Magos y proyecta sombras en la noche. Reside junto al río celestial que imparte vida eterna.
Bende etki de var.
Y junto a eso encontrara..
- Hayatı, Paras'la tat.
El gusto de la vida junto a "Paras".
Gerçek kişiliğine bürünüp tamamen kana bulandığımızda senin tarafındaki karanlıkta hüküm sürmek istiyorum.
Y cuando seas realmente tú y estemos cubiertos de sangre, quiero gobernar la oscuridad junto a ti.
Ya ben kimseyi kendi tarafımda istemiyorsam?
¿ Y si no quiero a nadie junto a mí?
Bence kapının arkasındaki kana bakarsak saldırı kadın banyodan çıkınca başlamış gibi görünüyor.
Vista la sangre que hay junto a la puerta, ella fue atacada saliendo del cuarto de baño. Ally, haz de víctima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]