Justa traducir español
2,630 traducción paralela
Adil olmaya çalışıyorum haftanın bir kaç günü onun evinde kalıyorum.
Estoy tratando de ser Justa y quedarme un par de noches en su casa.
Bebeğiniz ve siz, vitaminlerin tamamını alın diye.
Así usted y el bebé tendrán la medida justa de vitaminas.
Bir el çantasına 12.000 dolar harcayacak hâlim yok ama harcayanlara haklı bir şekilde kınayarak bakmak bedava.
Bueno, no puedo gastar $ 12 mil en un bolso de mano, pero es gratis mirar a los que los hace con la justa censura.
Sadece tek bir seçenek olabilir onurlu olan tek bir seçenek...
Sólo puede haber una elección... una elección que es justa y honorable.
Uygun hüküm olsun diye.
Es una condena justa.
Basını, doğru dürüst kullanmamız gerek.
Necesitamos usar la prensa justa y equitativa.
Beş metrelik aralık yeterliydi.
La distancia de 4.5 metros fue la medida justa.
İçecek bir şeyler arkanda, sağdaki masada var.
Tienes bebidas justa detrás de ti encima de esa mesa.
Aptalca olabilir ama aynı zamanda adil bir savaş.
Puede ser una pelea estúpida, pero es justa.
Bu bir karşılaştırma ve bunu hep yapıyorsun. Bence bu hiç adil değil.
Esa es la comparación que siempre haces, y no creo que es justa.
Sadece kimsenin içeri girmesine izin verme.
Subsistencia justa, todos salgan.
Kavgalarda adil davranıyorum.
He tenido mi ración justa de peleas.
Ama milim, milim.
Pero la medida justa.
Yalnızca davaya hizmet edeceğime ant içerim.
Prometo servir a la causa que es justa.
Onlara sıradan insanlarmışçasına düzgün davranmalısın.
Tienes que tratarlos de manera justa, como gente común
Adil dövüş buradakidir!
Esa es una pelea justa.
Evet hanımefendi. Adalet budur.
Sí, señora, la justicia es justa.
Bay Pinelli'yi kuşkuya düşürmek için azarladığını unutmaman için. Adalet adaletle sağlanır.
¡ Y pensar que una vez increpé a la Sra. Pinelli por haber dudado que la justicia era justa...!
Bakla falan yok anlattım işte. Ama komisyonumu versen iyi olur.
Ahora nada, pero ya que te lo cuento, creo que una comisión sería justa.
Bizler için haklı ve asil bir ülkü, özgürlük ülküsü kurucu babalarımızın bu büyük ulusu üzerine inşa ettikleri aynı ülkü!
Porque la nuestra es una causa justa y noble. La causa de la libertad. ¡ La causa misma sobre la cual nuestros padres fundadores construyeron esta gran nación!
Namusunla çalışırsan hak ettiğini bulursun Tanrı'yı bu şekilde memnun edersin.
Trabajo honesto, recompensa justa esa es la manera de complacer al Señor.
Ama buna emin olun ki onlar yaptıklarının karşılığını görecekler.
Pero tenga seguridad, tendran su justa recompensa.
Yaptığınız şeye hak bile verebilirim, ama okul yönetimi kamu malına böyle zarar vermenizi amacı ne olursa olsun affetmez.
Yo podría aún estar de acuerdo en un principio con tu activismo, pero la escuela no puede aprobar la destrucción de propiedad privada, sin importar qué tan justa la causa.
- Makul bir sonuç.
Una inferencia justa.
- Hayat her zaman adil değil dostum.
La vida no siempre es justa, mi amigo.
Bu hiç adil değil. Hayat adil değil. Olmadığını biliyorsun.
La vida no es justa, sabes que no lo es.
Eger duam icten olursa.
Si mi causa es justa.
Kardeslerinize katilin ve dogru amac ugruna bas koyun.
Uníos a vuestros hermanos y luchad por una causa justa.
Bakış açıları daha doğru.
Sí, la perspectiva es más justa.
Kampanya boyunca bize adil davrandı
Ella ha sido muy justa con la campaña.
Buna adil mi diyorsun
¿ Llamas justa a esta entrevista?
Evet vali öyle
Sí, Gobernadora, fue justa.
Adil bir eleştirme mi bu
¿ Cree que es una crítica justa?
Bence adil
Sí, creo que es una crítica justa.
- Adaletine başlatma şimdi!
- La captura no es justa.
Eğer duam içten olursa.
Si mi causa es justa.
Kardeşlerinize katılın ve doğru amaç uğruna baş koyun.
Uníos a vuestros hermanos y luchad por una causa justa.
Adil bir dövüşte muhtemelen seni öldürürdü.
En una pelea justa... bueno, probablemente le habría matado.
Onun için bir malzemem var.
Pero no encuentra mi punto. Bueno, tengo la herramienta justa para eso.
Halkımızın eşit haklarla korunduğunun kontrolünü yapmak mı?
¿ Qué, tratar de hacer segura nuestra comunidad recibiendo su cuota justa de recursos policiales?
Adil değildi gerçi.
Aunque, no fue una pelea justa.
Davanın gerekçesini istirham edebilirim Papa Cenapları.
Pero quisiera alegar causa justa, Santidad.
Seninle birçok kemiği yakıp hayaletleri yerlerine gönderdik.
Tú y yo quemamos nuestra justa cantidad de huesos eliminamos a muchos fantasmas.
Kuşkusuz bu seni adil ve tarafsız bir soruşturmayı yürütmek için yetersiz biri durumuna getirir.
Obviamente eso te hace incapaz de llevar a cabo una investigación justa, a fondo e imparcial.
Pekâlâ, açık bir uyarı : Acemi kampının görkemli tarihi içinde bugün en zor gün olacak.
Muy bien, una advertencia justa, en la gloriosa historia del campamento,
Sizler 3 kişiniz, ben de 1. Yani adil bir kavga olması için 2 kişi daha bulman gerekiyor, seni ezik zavallı.
Porque son tres contra uno así que necesitas dos más para que sea una pelea justa...
Haklı bir soru.
Esta es una pregunta justa.
İlk kez Avid'in demosunu gördüğümde, görüntü kalitesi bulanık ve küçüktü, ve şöyle dedim, "Beş sene sonra görüntü kalitesini iyileştirdiklerinde bu gerçekten çok iyi olacak."
Cuando vi por primera vez Avid como un demo, la calidad de imagen era... sólida y pequeña, y dije : " Esto va a ser muy bueno cuando logren la calidad de imagen justa, en 5 años.
Adil bir savaş.
Es una pelea justa.
Sizce adalet bu mudur?
- ¿ Cree que la justicia es justa?
Bu adil bir kaygı, Sayın Vekil.
Es una causa justa, Abogado.