English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kahvaltı

Kahvaltı traducir español

15,092 traducción paralela
- Kahvaltıya yine inmedin.
Hoy tampoco has bajado a desayunar.
Ayrıca bu da kahvaltı şarabı.
Además, es un vino de desayuno.
Dışarıdaki kamyondan kahvaltılık burito alıyoruz.
Burritos desayuno del camión afuera.
Evet, benzin doldurmadım, hadi gidip kahvaltılık burito alalıp demek istemiştim.
Mm, sí, lo que quería decir era, no me Gas encima del carro, vamos a conseguir burritos de desayuno.
- Sana kahvaltılık burito aldık.
¿ Que es eso? Le compramos burritos de desayuno.
Kahvaltımı etmek için günde 15 dakika alıyorum. ve bu sabah bunu almadım.
Tengo 15 minutos al día para desayunar y esta mañana no lo he hecho.
Sabah tek başıma evimde kahvaltı yaparken.
Eh... Yo estaba... Estaba sola, y me estaba comiendo el desayuno.
Aynı zamanda sana kahvaltı hazırlayan adamım. Al bakalım.
También soy el tío que te ha dicho que te haría el desayuno.
Günaydın. Kahvaltı yapmadın mı?
Buenos días. ¿ Ya tienes tu desayuno?
Sen yanımda olduğun sürece kahvaltıya ihtiyacım yok.
¿ Para qué necesito el desayuno cuando te tengo a ti?
Kovalsky's'te kahvaltı edeceğiz.
Vamos a ir a Kovelsky's a desayunar.
Kahvaltı mı?
¿ Desayunar?
Siz kahvaltınızı ederken o konuyla ilgileneceğim hemen.
Sí, trabajaré en ello mientras tu desayunas.
Sana kahvaltı getirdim... duble salsa soslu, sevdiğin gibi.
El camión de la comida está aquí, así que te he cogido algo para desayunar... doble de salsa, exactamente como te gusta.
Kahvaltıda yenen et ailesinin mi?
¿ El desayuno conoció a la familia?
O zamanlar, her gün vermek zorunda olduğumuz en önemli karar kahvaltıda ne yiyeceğimizdi.
En ese entonces, la decisión más importante... que debíamos tomar cada día... era qué comer en el desayuno.
Biraz kahvaltı ederim.
Para que desayune.
Uyanırım, kahvaltı yaparım. Isınırım.
Me levanto, desayuno, caliento.
Caddeniz karşısındaki yerde kahvaltı yapmaya ne dersin?
¿ Te sientes como para tomar desayuno en la calle del frente?
Kahvaltıya gidip, cidden başka bir şey konuşmaya ne dersin?
¿ Qué tal si vamos a desayunar y hablamos, literalmente, de cualquier cosa?
Besleyici bir kahvaltı etmenize sevindim.
- ¿ Quién es? Me alegra ver que han tomado un desayuno nutritivo.
İçimden bir ses bugün kahvaltı mekanını sana seçtirdiğime pişman olacağımı söylüyor ama...
Tengo la sensación de que voy a arrepentirme de dejar que escojas el sitio para desayunar esta mañana, pero... Algo no está bien.
Kahvaltıyı nerede ettiğim umurumda değil.
No me importa dónde desayune.
Kahvaltı da her zaman lahana mı yiyor sunuz?
¿ Siempre come col rizada para desayunar?
Hatırlatın da bir daha 5 mil koşmadan önce kahvaltıda taco yemeyeyim.
Recordadme que nunca desayune tacos antes de una carrera de ocho kilómetros.
Puf böreği yaparız. Oh, ve minik bir pazar kahvaltısı.
Podremos hacer pastelitos de hojaldre.
Lanet olsun. - O kahvaltıdan alayım biraz kendime.
Joder.
- Yapma be. Kahvaltı vakti tam da.
Oh, deshazte de él. ¡ Es la hora del desayuno!
Kahvaltı esnasında kayıp bürosuna herhangi bir şey getirildi mi?
¿ Algún artículo perdido ha sido regresado durante el desayuno?
Gençlerin güne sıkı bir kahvaltıyla başlamaları mühimdir. Sen ne dersin?
Es bueno para los jóvenes empezar el día con un buen desayuno.
Al bakalım, mis gibi leziz bir kahvaltı.
Aquí tienes. Un genial y delicioso desayuno.
Webber birimizin Bailey'le sürpriz kahvaltı için konuşmamızı istiyor.
Webber necesita a uno de nosotros para acompañar a Bailey hasta su desayuno sorpresa de esta mañana.
Kahvaltı etmeyi unutmuş olmalı. Yanlış.
¿ Probablemente se le olvidó desayunar?
Yemek yapmak istediğin zaman buraya gel ve yemek ye. Kahvaltı bile veriyoruz. Saat yedide açarız.
¿ Crimen accidental?
Kahvaltıya geç kalacağız.
Vamos a llegar tarde para el desayuno.
Akşam 11 : 30'da Ralphs'e gidip kahvaltıya gevrek alacaktım ama ne göreyim?
Fui a la tienda a las 11 : 30 p.m a buscar salvado de avena, ¿ y qué vi?
Kahvaltıda bir iki tane içki içtik.
Tomamos unos tragos en el desayuno.
Kahvaltıda rastgele karşılaştık ve birkaç tane Bloody Mary içtik.
Neal, nos enrollamos en el desayuno y decidimos tomar unas sangrías.
Kahvaltı ettikten sonra mı gideceksin?
¿ El desayuno es para llevar?
Kahvaltıda sadece bir muz da yeter.
Aunque sea una banana en la mañana.
Hatırladığım son şey kahvaltı hazırladığımdı.
La última cosa que recuerdo... Estaba haciendo el desayuno.
Kahvaltı yapalım mı?
Únete a mí para el desayuno?
Kahvaltı yap.
Quédate a desayunar.
Sheldon'a kahvaltı hazırlaman çok hoş.
Me parece muy lindo que le estés preparando el desayuno a Sheldon.
Kahvaltı yapmadım da.
Me salté el desayuno.
Kahvaltıda benden nefret edersin.
Me muero de hambre. Puedes odiarme en el desayuno.
Kahvaltı için tekrar teşekkür ederim.
Gracias de nuevo para el desayuno.
- İyi ki sabah sağlam kahvaltı etmişim.
Lo bueno es que tuve un gran desayuno.
Kahvaltı hazır.
El desayuno... está servido.
- Sadece bir kahvaltı.
Es un desayuno.
- Alder kapandığından beri sosisli krepli kahvaltı yapmayı özlediğini biliyorum. - David...
- David...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]