Kalabilirsin traducir español
3,001 traducción paralela
Eğer istersen sende benimle kalabilirsin.
Puedes quedarte conmigo si quieres.
Haberinin bile olmadığı bir partiye nasıl geç kalabilirsin ki?
¿ Cómo puedes llegar tarde a un evento que no sabías que estaba sucediendo?
Ailen gelip alana kadar bizimle kalabilirsin.
Puedes quedarte con nosotras hasta que te recojan tus papás.
Ama Andrew uzlaşma isterse onu öldürdüğüm için bir sonraki müvekkilin olarak beni temsil etmek zorunda kalabilirsin.
pero si Andrew quiere establecerse, puede que yo sea la siguiente que tengas que defender ¡ por matarlo!
İstersen onunla kalabilirsin.
Puedes quedarte con él si quieres.
Elbette kalabilirsin.
Por supuesto que tendrás...
Eğer bu doğruysa kalabilirsin.
Si eso es cierto... entonces te puedes quedar.
Bu yüzden Softer boksu öğrenmelisin ve stilini tamamen değiştirdikten sonra hayatta kalabilirsin.
Por eso tienes que aprender un tipo de stilo mas sereno. Cambia tu estilo por completo, y sobreviviras.
Onu çalarken dinlemek istemiyor musun? Böylece onun mükemmel yeteneğine hayran kalabilirsin.
Sabes, ¿ no querrás escucharlo tocar y así apreciar la grandeza de su talento?
Tavan arasında kalabilirsin.
Puedes quedarte en el ático.
Bir süre kalabilirsin.
Te puedes quedar un tiempo.
Eğer kabul edersen, yukarıdaki atölyede kalabilirsin.
Le conozco bien. Si aceptas te puedes quedar arriba en el taller.
Eğer istersen bu gece burada kalabilirsin.
Está noche puedes quedarte aquí si quieres.
Keller geç gelecek olursa solaklığın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek zorunda kalabilirsin.
Si Keller regresa tarde puede aprender a ser zurdo.
Sen de topallayarak yürümeyi öğrenmek zorunda kalabilirsin.
Y usted puede aprender a caminar con un pie.
Emma ve benle kalabilirsin.
Puedes quedarte con Emma y conmigo.
Bebek doğana kadar burada kalabilirsin ama çocukların bakımına yardım edeceksin.
Puedes quedarte hasta que el bebe nazca, pero tienes que ayudar en el día a día.
Ben ve Rudd ile Kalabilirsin
Puedes quedarte conmigo y Rudd.
İstersen hala kolejde kalabilirsin.
Aún puedes quedarte en la Universidad si gustas.
Burada kalabilirsin.
O puedes pasar la noche aquí.
Evde çocuklarla beraber kalabilirsin.
Estaré en casa a las 11, eres bienvenida para estar con los niños en la casa.
Sen kalabilirsin.
- Yo puedo conducir.
Evde de kalabilirsin, tabii.
O puedes quedarte en casa.
Başka bir iş bulana kadar ya da yaşam düzenlemeleri yapana kadar burada kalabilirsin.
Puedes quedarte aquí hasta que encuentres otro trabajo o un sitio donde vivir.
Tek başına kalabilirsin.
De todas formas te avivas solo.
Yatıya kalabilirsin diye umut ediyordum.
Esperaba que te quedaras a dormir.
Ne kadar istersen kalabilirsin.
Puedes quedarte aquí todo el tiempo que quieras.
Şanslıysan bu gece bir kalede kalabilirsin.
Con suerte, quizás puedas quedarte en el castillo esta noche.
Umarım yarın sabah Adam'ı almaya geldiğinde öğlen yemeğine kalabilirsin.
Oh, cariño, de veras te extrañamos. Espero que te quedes a comer cuando recojas a Adam mañana por la mañana.
... geldiğinde öğle yemeğine kalabilirsin. Babanın kızıyla daha fazla vakit geçirmek istediğini biliyorum.
Espero que te quedes a comer cuando recojas a Adam mañana por la mañana.
Bizim yanımızda istediğin kadar kalabilirsin, tamam mı? Tamam.
Puedes quedarte con nosotros tanto como gustes ¿ ok?
New York'ta kalabilirsin... ve benimle yaşayabilirsin.
Puedes quedarte en Nueva York y vivir conmigo.
- Tabii, sen burada kalabilirsin.
- Seguro, tú puedes quedarte aquí. - Ah, viejo.
Daha sonra beni tekrar görmek durumunda kalabilirsin.
Podrías tener que verme mucho más.
Kalabilirsin.
Puedes quedarte.
Simon'larda yeteri kadar yer yoksa her zaman bizim evde kalabilirsin.
Oye, si no hay suficiente espacio donde Simón, siempre puedes quedarte en mi casa.
Kalabilirsin de.
Y puedes hacerlo.
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
Sabes que puedes quedarte tanto como quieras.
Gitmem lazım ama bak istediğin kadar burada kalabilirsin daha sonra seni arayacağım, tamam mı?
Tengo que irme, pero ¿ sabes qué? Quédate el rato que quieras y te llamo más tarde, ¿ vale?
% 20'ye kadar kalabilirsin.
Quédate hasta un 20 % si lo deseas.
% 30 bile olabilir. Hatta % 100'e kadar bile kalabilirsin.
O incluso el 30 %... puedes incluso quedarte hasta el 100 %.
Yakult, sen kalabilirsin.
Yakult, te puedes quedar.
Onun pisliğini yemek zorunda kalabilirsin.
Puede que tengas que comer su mierda.
- Benimle kalabilirsin.
- No puedes estar conmigo.
Ama, dinle Spencer. Eğer işler daha da garipleşmeye başlarsa, her zaman gelip benimle kalabilirsin.
Pero, escucha, Spencer, si las cosas se ponen aún más extrañas por aquí, siempre puedes venir a quedarte conmigo.
Nasıl olur da böyle gelişmemiş bir ülkeyi değiştiren mühendisliklere tepkisiz kalabilirsin?
¿ Cómo puedes no tomar partido en los triunfos de la ingeniería que cambiará un país sin desarrollar?
Kalabilirsin.
Oye, puedes quedarte.
Eğer istersen benim evimdeki diğer odada kalabilirsin.
Si quieres, puedes quedarte en mi departamento en la habitación extra.
Sen istiyorsan kalabilirsin, ama ben gidiyorum.
Si quieres, quédate tú.
İstersen burada kalabilirsin.
Si quieres, puedes quedarte.
Burada istediğin kadar kalabilirsin ama istediğin yine kafayı bulmaksa bunu başka bir yerde yapman gerek.
Sabes, puedes estar aquí todo el tiempo que quieras pero si tu plan es drogarte otra vez, vas a tener que hacerlo en otro lugar.