Karen traducir español
7,666 traducción paralela
- Kate'e bakmamız gerek.
- Tenemos que ver qué pasa con Karen. - Sí.
Gerçek muhasebeci Karen Lloyd adında bir kadındı. Connecticut'ta yaşıyordu.
La verdadera contadora es una mujer llamada Karen Lloyd, que vive en Connecticut.
Karen yeniden adliye güvenliğiyle ilgili görüşmek istiyor.
Karen quiere ir al palacio de justicia... de nuevo.
Endişe etmeni gerektiren bir durum yok, Karen.
No hay nada de qué preocuparse, Karen.
2 AY SONRA 10,000. kez Karen Lloyd ve Palmer 21. kattan asansöre yalnız bindiler.
DOS MESES DESPUÉS Está bien. Por milésima vez, Karen Lloyd y Palmer entraron al ascensor en el piso 21.
Bayan Bracken, müşteriniz Karen Lloyd ve benim bir adamımın cinayetinde şüpheli olduğu sürece tüm olasılıkları araştırmalıyız.
Srta. Bracken, mientras su cliente siga siendo la principal sospechosa en el asesinato de Karen Lloyd y uno de mis hombres, investigaremos cualquiera y todas las posibilidades.
Eğer doğruysa Karen Lloyd öldürüldüğü sırada otelde olması tesadüf olamaz. "
Si es cierto, no puede ser una coincidencia que estuviera quedándose en el hotel cuando Karen Lloyd fue asesinada.
Karen Lloyd'dan bahsediyorsun.
Te refieres a Karen Lloyd.
Seni Karen Lloyd'u öldürmen için tuttuğu hakkında temize çıkacaksın ve seni yardımlarından memnun olacak bir savcıya vereceğiz.
Eres honesto acerca de cómo ella te contrató para matar a Karen Lloyd, y te pondremos con un fiscal, que apreciará tu cooperación.
Belli ki, ama güvenlik kamerasına göre Karen Lloyd'un vurulduğu sabah odasından hiç çıkmamış.
Obviamente, pero el vídeo de vigilancia del pasillo mostró que nunca dejó su habitación la mañana que Karen Lloyd fue baleada.
Karen Lloyd.
Karen Lloyd.
Karen Lloyd'u kafa ve göğüs arasından vuracak şekilde yerleştirilmişti.
solo fue posicionada... a una altura que golpearía Karen Lloyd entre el pecho y la cabeza, al igual que las otras tres.
Eğer sen doğru ekipmanları sağlarsan Elspeth sadece Karen Lloyd'u öldürecekti.
Elspeth solo mataría a Karen Lloyd si le suministraras el equipo adecuado.
Karen de karamsardı.
Karen era negativa.
Biraz aceleciyim. Bence Karen burayı yakasından düşeyim diye buldu.
Soy un poco prepotente y creo que Karen encontró este lugar solamente para poder regodearse.
Ticaret odasında şahsiyetsiz kişilerle yiyeceğim yemek başlamadan önce bana söyleyecek bir şeyin var mı?
¿ Algo más antes de mi discurso en la gala de esta noche en la Cámara de Comercio, Karen?
- Peki bu görevlerden biri Karen Froines, yani eski eşinizin kişisel iletişimini takip etme miydi?
- ¿ Y fue una de esas tareas monitorear la comunicación personal de Karen Froines, su ex esposa?
Karen, özür dilerim.
Karen, lo siento.
Karen, hepsi onu şikayet etmekten korkuyordu ama ben korkmadım.
Karen, ellos tenían miedo de contar lo que él hacía, pero yo no.
Karen Mallory?
¿ Karen Mallory?
Adı Karen'dı galiba.
Karen, creo que se llama.
Karen isimli biri olduğunu da sanmıyorum.
Tampoco creo que haya nadie por aquí llamado Karen.
Rhode Island hayvanat bahçesinden Karen Washington. Ve istenmeyen oyuncaklar, buna inanmayacaksınız.
Karen Washington del Zoológico de Rhode Island y unos juguetes rechazados que no se van a creer.
Keske Karen'la boyle bir sansim olsaydi.
Desearía haberlo tenido con Karen.
Bunlar Hilary ve Charlotte. Ben de Karen.
Ellas son Hilary y Charlotte, yo soy Karen.
Karen, in oradan!
¡ Karen, bájate de ahí!
Karen, Tony'yi aradın mı?
¿ Karen, has llamado a Tony?
- Karen Bradford, FBI.
Karen Bradford, del FBI.
3 yıl önce karısı Karen kazayla metro raylarının üzerine düşüp öldüğünde DOW'da kimyagerlik yapıyormuş.
Sucede que era un químico en la Dow hasta hace tres años, cuando su mujer, Karen, tuvo un accidente al caer a las vías del metro.
Biri tarafından şiddetle önerildiniz, arkadaşım Karen'in...
Es solo que tú nos has sido recomendado por mi amiga Karen...
Bu Karen'la denememiş miydiniz?
¿ Ya no lo habían intentado con Karen?
Karen'in özgür iradesini çıkarmamakta hata ettik.
Olvidamos quitarle a Karen su libre albedrio.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyoruz. Bu, Karen'ın ona ne yaptığını anlamamız için gerçek bir fırsat olabilir.
Esta podría ser una verdadera oportunidad para comprender lo que Karen le hizo y por qué.
Espheni kulesinde, Karen seni ve Lexi'yi buna çok benzer bir şeyin içine koymuştu.
En la torre Espheni, Karen tenía usted y Lexi en algo muy similar a este.
Ama Karen'la ilgili rüyalar görüyorum. Bence onlar anı.
Pero he estado teniendo sueños acerca de Karen - recuerdos, creo.
- Peki ya o... - Karen gibiyse.
¿ Y si ella es como...
Karen'la olan anılarım gibi gerçekti.
Era real, como mis recuerdos de Karen.
Öldür gitsin.
Usted vio ¿ qué pasó con Karen.
Karen'ı vurduğunda sana karşı öfkeliydim. Kurtarılıp bize geri döneceğine emindim ama problemin bu olmadığını biliyordun.
Yo estaba convencido de que podía ser salvado, que ella iba a volver a nosotros, pero sabías ese no era el caso.
Tanıdığımız ve sevdiğimiz Karen ölmüştü. Onu vurarak doğru kararı vermiştin.
La Karen que nos conocimos y amamos se había ido, y tomó la foto, y usted tomó la decisión correcta.
Çocuğumu ver, Karen.
Dame mi hijo Karen.
Karen'ı ve kozadaki Lexi'yi gördüm.
Vi... Karen y - y Lexi en el capullo.
Karen'a değil sana ihtiyacım olduğunu hatırlamanı istiyorum.
Quiero que recuerdes I needed you - - not Karen.
Ve kendi ellerimle Karen'a kız kardeşimi vermezdim.
Y no hubiera entregado mi hermana a Karen.
Karen.
Karen.
Partiye gelirken buz da getirebilir misin?
Karen : ¿ Puedes traer hielo a la fiesta?
Değil.
Karen. No lo es.
Karen'a ne olduğunu gördün.
Se volvieron un dulce, chica sarcástica en un monstruo.
Tatlı, alaycı bir kızı bir canavara dönüştürdüler.
Lexi no es Karen!
- Lexi, Karen değil!
No sabemos eso!
- Bunu bilmiyoruz!
Yo estaba furioso con usted cuando le disparaste a Karen.