English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Karıcığım

Karıcığım traducir español

1,482 traducción paralela
Canım karıcığım... Balı bitirdim.
Mi querida esposa, ya no tengo miel.
Canım karıcığım, lütfen bana biraz bal bulur musun?
¡ Esposa querida, por favor! ¿ Podrías tú conseguirme un poco de miel?
Güzel karıcığım.
¡ Mi bella esposa! .
İşte başlıyoruz... karıcığım.
Vamos allá! Cariño.
Aslında seninle itirafın konusunda konuşamadık değil mi, eski karıcığım?
Aún no hemos hablado sobre tu confesión, ¿ verdad "ex-mujer"?
Tadını çıkar, şanslı karıcığım.
Disfrútala, esposa suertuda.
Karıcığım!
¡ Mi esposa!
İkincisi, sopayı kahrolası tanktan çıkarıp yaptığımızın kötü bir fikir olduğunu kabul ederiz. Ben ikincisini seçiyorum.
Dos, sacamos esto de este tanque, y nos olvidamos de la mala idea que fue.
Biliyorsun, eğer bir şey alırsan bu yapmaya çalıştığımız şeyi boşa çıkarır.
Sabes, si tomaste algo, niega todo lo que tratamos de hacer aqui.
Onun miras parasını senin yardımınla kullandığımı öğrenirse... Bay Yatırım Bankeri... senin de ipliğin pazara çıkar.
Si ella se enterara de que he tenido acceso a su fideicomiso a través de ti, Sr. Banquero de inversión, tú también corres peligro.
Beraber yaşamaya başladığımızdan beri, Benim evden çıkmamı bekleyip çekmecelerimi karıştırıyorsun... Ve külot ve sütyenlerimi giyip evde hoplayıp zıplıyorsun.
Básicamente, desde que vivimos juntos ¿ esperabas a que saliera para poder revisar mis cajones y brincar con mis sostenes y mis bragas?
Gömleğini çıkar ve onlara anlaştığımızı göster.
Quítate la camisa y muéstrales que tenemos un maldito negocio.
Evet, karım ve ben evden dışarı çıktığımızda çocuk bakıcımıza göz kulak olmak istiyoruz.
Sí, a mi esposa y a mí nos gustaría vigilar a la niñera cuando no estamos en casa.
Buradaydı ve ona sağladığımız başarının tüm faydasının tadını çıkarıyordu.
Sino que estuviera aquí... "EX FUNCIONARIO DEL GOBIERNO DE NIXON"
Eğer bu yaşta ancak böyle bir skandala adım karışıyorsa hiç yaratıcı olmadığımı düşünmeye başlarım.
Y si esto es lo mejor que puedo hacer para un escándalo a mi edad difícilmente merezco mi reputación por creatividad.
Çıkarıldınız mı? Ben onların büyük paralar kazandığını sanıyordum.
Pensé que estaban ganando mucho dinero.
Görevimi kötüye kullandığım için tıp odasından çıkarıldım.
Me quitaron el registro de médico por mala praxis.
İlk yaptığımda içinden çıktım, kondomu çıkarıp asılarak yüzünün her tarafına boşaldım.
La primera vez que lo hice, Lo retiré, Me volví a su cabesa. Me masturbaba y acabé en su rostro.
Howard, siz bir kimyagersiniz, ve bence bir insanın akli kapasitesini çözümleme yeteneğiniz güçlerinizi iyice aşar, yoksa bu psikolojik çıkarım karınızın, Neil'i tedavi ettiğini düşünerek ortaya attığı bir şey mi?
Howard, eres químico y diría que tu habilidad para analizar la capacidad intelectual de un hombre está fuera de tu alcance ¿ o esta deducción sicológica proviene de tu esposa dado que Neil ha estado en terapia con ella?
Hafızamda maçlarının her detayını canlandırabiliyorum. 1967'de 10 oyuncu çıkarışı ile ilk Carps takımı galibiyetinden 30 Ağustos 1973 yılında oynadığı bir oyuna dek.
En mi cabeza puedo recordar todos los detalles de sus partidos desde su primera victoria profesional con las "Carpas" en 1967 hasta sus 10 strikeouts en un partido el 30 de Agosto de 1973.
Biliyor musun Michael, eğer bir dakikalığına rol pantolonumu çıkarırsam ve analrapist repertuarımı kafama kadar çekersem şunu söyleyebilirim,
Michael, si me permites quitarme el uniforme de actor... y ponerme el de "terapeutanal"...
Beyaz bir kızla çıktığım için, arabamın yoldan çıkarıldığını ve o magandaların beni dövdüğünü mü gördün?
Me vi arrastrado y golpeado por esos racistas ¿ Por citar a una chica blanca?
Bay Cotton, geçmişiyle irtibatını kesmiş olabilir, ama oğlunun bu cürümle bağlantısı bize, günahlarımızı alenen itiraf etmek ve kefaretini ödemedeki başarısızlığımızı hatırlatıyor. Onları tekrar etmemiz ise, bizi suçlu çıkarıyor.
El Sr. Cotton puede haber roto con su pasado, pero la participación de su hijo en este crimen nos recuerda que nuestro fracaso en confesar abiertamente nuestros pecados es lo que nos condena a repetirlos.
Hastalıklı mizacım yüzünden, böyle bir mekanın, bana uygun olmadığını düşünüyorum, ve başka yerlerde fırsatlar yakaladım, burada kendi çıkarım için yapabileceğim en iyi şey biraz uzaklaşmak olacaktır.
Pero he llegado a creer también que mi mal temperamento me hace adecuado para entornos como este debe llegar a ser. Y con otras oportunidades presentándose en cualquier otra parte, debo servir mejor a mis intereses aquí manteniéndome a cierta distancia.
Yarattığımız iyi niyet ortamından çıkar sağlayacağımızı sanıyordum.
Pensé que íbamos a capitalizar sobre el buen hecho que hicimos.
Benim yaptığım, doktorlarınızla birliik olup sizi biran önce buradan çıkarıp evinize göndermek için çalışmak.
Es mi trabajo, junto con sus médicos, ver cuán pronto podemos sacarlo de aquí y devolverlo a su casa.
Pazarlığa harcadığın her dakika mönüden bir yemek çıkarırım.
Cada minuto que desperdicias intentando negociar yo quito una pieza del menú.
Başladığımız zaman seni doruğa çıkarıyorum.
Cuando comencemos y te lleve al límite...
Ama benim anlamadığım şu, Lucas'a bu kez güvenebileceğini nereden çıkarıyorsun?
Pero no entiendo cómo puedes confiar en Lucas en estos momentos.
Buradan çıktığımda yapacağım ilk iş karını vurmak olacak.
Si salgo de aquí lo primero que haré será rajar a tu mujer.
Alınma ama benimki gibi 12. seviye bir zekânın yaptığı çıkarımı anlayabileceğini cidden sanmıyorum.
- Sin ofender. Pero no creo que pudiese seguir el razonamiento de un intelecto de nivel 12 como el mío.
Genellikle haksız çıkmayı ummayız ama umarım haksız çıkarım, petrol zirvesi konusunda endişelenen tanıdığım herkes haksız çıkmayı ummaktadır.
Uno no suele querer equivocarse, pero espero equivocarme.
Az önce, Jack Bauer'in yakalanması için emir çıkarıldığı uyarısını aldım.
Me acaba de llegar una alerta de una orden publicada contra Jack Bauer.
Kızınızın parmağında oynattığı bu memuru genç kızların yaşça büyük erkekleri kullanabildikleri gibi kendi İstekleri için de kullanabileceği sonucu çıkarılamaz mı? - Dikkatli olun, Bay Lavoie.
¿ Entonces, no le parece obvio que su hija, que tenía claramente agarrado al ayudante, le manipulara, en el sentido en que las jovencitas guapas lo hacen con los hombres mayores, otra vez?
Çöpleri dışarı çıkarıyordum siz ikinizin tartıştığınızı duydum. Muhtemelen buraya gelip, bir taraf tutmamı istediğinizin farkına vardım.
Estaba sacando la basura y escuché que discutían así que vine a ponerme del lado de alguno.
Crystal, bir dakikalığına dışarı çıkar mısın?
Cristal, puede salir por un minuto?
Git o kancığın canını çıkar arkadaşım.
Tuviste un jonrón con puta, amigo mío.
Bana inanın, bu hikayelerin geldiği yerde dahs bir sürü var, yani yarın toplandığımızda sizlere nasıl olup da güzel bir kadim tarafından baştan çıkarılmak üzere olduğumu anlatacağım.
Créanme, hay muchas más historias de donde salió esta así que cuando nos reunamos mañana, les contaré... Parece entretenido.
Benim yaptığım gibi yapacaksınız. Eğer kafanız karışırsa ya da yoldan çıktığınızı hissederseniz, hasta mısınız diye sorarlarsa grubumuzdan birinin doktor olduğunu söyleyin.
Si se sienten confundidos o "fuera de lugar" y si les preguntan si están enfermos digan : "Uno del grupo es médico".
Burada kendimize bile itiraf etmeye hazır olmadığımız mazoşistik seks, saplantılar... en derindeki arzular ortaya çıkarılır.
El sexo masoquista más degradado, obscenidades, el nivel más bajo de nuestros deseos, que no estamos dispuestos a admitir ni para nosotros mismos...
- Eğer birinin onunla yattığını anlarsam bunu alır kıçından sokup ağzından çıkarırım.
Si yo descubro que alguien se está dando bien con ella, agarro eso y lo meto tan hondo en su trasero, que le va a salir por la boca.
Demirden yapılmış, benzinle dolu arabamla geldim. Metal tripodumu çıkarıp gümüş dolu filmi aldım ve resimler çekmeye başladım. Yani yaptığım her şey resimlerini çektiğim şeyle bağlantılı.
Llego en mi coche, hecho de hierro, lleno de gasolina saco mi trípode de metal, y agarro la película que contiene plata y empiezo a sacar fotos, así que todo lo que estoy haciendo está conectado con lo que fotografío.
Sanki bir çocuk kamıştan hava kabarcığı çıkarıyormuş gibi geliyor. Seni kurtaracağım için endişelenme küçük Nell.
No te preocupes Pequeña Nell, pues yo te salvaré.
Doktorlardan birinin, midesinden çıkarılanlarla nazarlık bilezik yaptığını duydum. Hastalarımız şunlar.
Un médico se ha hecho un collar con todo lo que le han sacado del estómago.
Çıkarırsan ve çıkardığında sertse..... yemin ederim ağzıma alacağım.
Si la sacas y está dura juro por Dios que te la chuparé.
EKG şeritini çıkar, Ve benim yaptığım gibi yap.
Quítese la tira de ECG y manténgala delante de mí...
Tüm bunlardan hala bir isim bulamadığımızı çıkarıyorum. Hayır.
- Percibo que no tenemos un nombre aún.
Sadece iş batırıldığı zaman ortaya çıkarım.
Sólo lo hago cuando hubo un error enorme.
Şu anda şu odada seninle iki dakikalığına yalnız kalmak için iki yıllık maaşımı seve seve gözden çıkarırdım. Ama böyle bir şey olamayacağı için şu kadarını söylemekle yetmeyim. Bir daha Jesse'ye asla zarar veremeyeceğin bir yere gidiyorsun.
Ahora mismo, daría la paga de un año por 2 minutos a solas con usted... pero como no puede ser, le prometo algo... va a ir a donde no pueda volver a hacerle daño a Jesse...
Sol ayağım ağırlığımı öne verebilmek için bir adım öne çıkar.
Mi pie izquiero da un paso hacia delante para poner el peso en el frente.
Bunun eski karılarıma nafaka ve çoçuk parası ödemek, ve karşılayamadığım çekler yazmak ve yataktan çıkmayan bir abiyle alakası var.
Esto es por las pensiones, ex esposas, un hijo que mantener firmar cheques que no puedo cubrir y tener que vivir en la maldita cama plegable de mi hermano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]