Kaçırmak traducir español
3,186 traducción paralela
Onun sizi ve Bay Northman'ı kaçırmak için plan yapması ihanettir ve gerçek ölümle cezalandırılır.
Conspirar para permitirles escapar a usted y al Sr. Northman bueno, eso es traición, castigable con la muerte verdadera.
Bir daha aklına partimin tadını kaçırmak gelirse, unut.
La próxima vez que pienses en aparecerte en mi fiesta, no lo hagas.
Bu oyunun amacı Marshall Evinden bayrağı kaçırmak.
La meta del juego es capturar la bandera de la casa Marshall.
Elbet ki, birini kaçırmak için.
Para robarle a alguien, por supuesto.
Birini kaçırmak istiyorsan neden bütün evi alırsın ki?
Es decir, si quieres secuestrar a alguien, ¿ para qué llevarte toda la casa?
Neşenizin arasına girip zevkinizi kaçırmak istemezdim ama sanırım birisi Kristen'ın plasentasından yemiş.
Escucha, detesto ser aguafiestas, especialmente en medio de toda esta alegría, pero creo que tal vez alguien ha comido la placenta de Kristen.
Akşam 7'deki haberleri kaçırmak istemezsiniz.
No querrás perdértelo, esta noche a las 7 : 00.
Ben gidiyorum, otobüsümü kaçırmak istemiyorum.
- Ya me voy. Perderé el autobús.
Ezra bunca zamandır seni kendine saklıyor. Bu fırsatı kaçırmak istemedim.
Ezra te ha tenido escondida tanto tiempo que no quería perderme esta oportunidad.
Bunu kaçırmak istemem.
Bueno, no extraño eso.
İnanın bunu kaçırmak istemezsiniz.
Y créanme, no quieren perderse eso.
Bunları kaçırmak istediğine emin misin?
¿ Estás segura de que quieres perdértelo?
- Sofia'yı kaçırmak istedi.
- Y él quería secuestrar a Sofia.
Çünkü asansör, askerlerce denetlenen kargo girişi yerine insan ve de başka şeyleri kaçırmak için en uygun yerdi.
Ya que el ascensor es más conveniente que la entrada de carga vigilada por soldados para traficar con material como humanos.
Hayatının en önemli gecesini, annenin kaçırmak isteyeceğini sanmıyordum.
No pensé que tu madre querría perderse una noche tan importante para ti.
- Bir teröristi kaçırmak isteyen terörist için en iyi maskenin ne olduğunu farkederek?
- ¿ Es el disfraz perfecto que usarían unos terroristas que quieran subir a bordo del tren para liberar a otro terrorista?
Senden basit bir şeyi yapmanı istedim. Tırımı kaçırmak için bir ekip topla.
Te pido que hagas una simple cosa... armar un equipo para asaltar mi camión.
Kaçırmak mı dedi?
¿ Acaba de decir "asaltar"?
Yanılıyor muyum yoksa bu tırı kaçırmak için bir saatimiz mi var?
¿ Estoy equivocado o tenemos una hora para conseguir ese camión?
Seni kaçırmak yeterli gelmedi mi?
¿ Acabándote no es suficiente?
Bu sabah aradı, birkaç vardiya kaçırmak zorunda kaldığını söyledi.
Ella llamó esta mañana, dijo que tenía que faltar un par de turnos.
Yapay dizler aleyhine grup davaları açan avukatları korkutup kaçırmak için onları dava ettiler.
Demandaron a los abogados con una demanda colectiva contra sus rodillas artificiales para asustarles.
Nascar'ın kökeni 1940'lara içki kaçakçılarının, esasen haylaz taşralıların ülkeler arasında illegal içki kaçırmak amacıyla arabalarını polisten kaçabilecekleri şekilde modifiye etmelerine dayanıyor.
NASCAR tiene sus raices en los 40 cuando los corredores "Moonshine" básicamente sudeños traviezos contrabandeando alcohol ilegal a través de fronteras de condados modificaron sus coches para escapar de la policía.
Konu Zimbabwe'den pay almaksa bunu kaçırmak istemezler.
Si Zimbabwe está libre. Seguro que querrán una parte.
Çocuğunu kaçırmak.
Matar a David y secuestrar a su hijo.
Bunu kaçırmak istemeyiz.
Bueno, no querríamos perdernos eso.
Hiçbir detayı kaçırmak istemiyorum.
No quiero perder detalle alguno.
Elinizdeki tüm bu iyi şansı kaçırmak istemem.
No quiero perderme la buena suerte que han estado teniendo.
Batı yarıkürede adam kaçırmak için seçilebilecek en kötü yerlerden birisine benziyor.
Eso se ve como uno de los peores lugares para armar un secuestra-y-agarra en el hemisferio occidental.
Adam kaçırmak için taşları doğru yere koymalısınız.
Arreglar un secuestra-y-agarra requiere tener las piezas correctas en su lugar.
Bunu kaçırmak mı?
¿ Y perderme esto?
Uçağını kaçırmak istemezsin.
Bueno, no querrás perder tu vuelo.
Hayır, uçağımı kaçırmak istemiyorum.
No, no quiero perder mi vuelo.
Tuvalete gitmem gerek ve bunu kaçırmak istemem.
Porque tengo que mear y no quiero perdérmelo.
Böyle bir yemeği kim kaçırmak ister ki?
Entonces, ¿ En quién se está gastando tanto dinero?
Keyfini kaçırmak istemezdim.
No pretendía entristecerte.
Bu ekibi uçağını kaçırmak için kurdum.
Yo solo tenía que reunir al equipo para robar tu avion.
Bahsettiğin şeyin adı adam kaçırmak.
Estás hablando de un secuestro.
Percy'nin neden uydu uzmanlarını kaçırmak istediğini anlıyorım ama neden emekli mühendisleri öldürdü?
Sabes, entiendo porqué Percy quiere piratear los satélites, pero ¿ por qué matar a los ingenieros retirados?
Olmayacak. Her zaman derim, bir partiyi kaçırmak federal suç sayılmalıdır.
Siempre digo que perderse una fiesta debería ser un crimen federal.
Bunu kaçırmak istemezsin.
No puedes perderte eso.
Bunu kaçırmak için bana bir mazeret ver.
Deme una excusa para perdérmelo.
Kargaşayı kadını kaçırmak için kullandıkları ortada.
Parece que usaron los disturbios para encubrir el rapto.
- Tek kelimesini kaçırmak istemiyorum.
No quiero perderme una palabra.
Bir kaç kemiği kırmak bir kaç yere delik açmak ve oraya girmek zorundasınız.
Debes romper algunos huesos, hacer unos cuantos agujeros, y meterte en él.
Evet, benim motorum 3.8 litre V8 ile en küçük motor ancak buradaki motorlardan litre başına en yüksek üretimle benimki en iyisi çünkü mühendisler sadece cahilleri kandırmak için bir kaç parçayı birleştirmek yerine, onu zekice tasarladılar.
Sí, mi motor es el mas pequeño. Es un V8 de 3.8 litros, pero tiene el mayor rendimiento específico, eso es, de todos los motores aquí, es el que produce más caballos de fuerza al freno por litro, porque esta inteligentemente diseñado por ingenieros en Woking. No sólo puestos juntos para impresionar a yahoos
Harper'ı beni cezalandırmak için mi kaçırdılar yani?
¿ Cree qué alguien se llevó a Harper pera castigarme?
Belki bir kaç gün daha pratik yapıp sayıyı artırmak istersiniz?
¿ Tal vez quieras cogerte unos días para practicar, y tratar de conseguir ese número?
Bebeği ülke dışına kaçırmak için birisi onlara para ödedi.
Europeos Orientales.
Yani sana söyleyemem kaç kez hayatımda Ben sadece bir mikrofon yakalamak istedim ve dünyaya haykırmak
Quiero decir, no puedo decirte cuantas veces en mi vida he querido agarrar un micrófono y gritarle al mundo :
Yardımcı şoförlerimizi arabalarımızla tanıştırmak için yarışmadan önce bir kaç dakikamız vardı.
Madera : Tuvimos algunos minutos Antes de la raza Para traer a nuestros copilotos Enterado con nuestros autos.