Kaçıyorsun traducir español
3,937 traducción paralela
Kaçıyorsun yani, ne sürpriz.
¿ Estás abandonando? Qué sorpresa.
- Nereden kaçıyorsun peki?
- ¿ De cuál?
Bir adamdan mı kaçıyorsun?
¿ Estás escapando de un hombre?
Savaşman gerekirken kaçıyorsun!
Corres cuando hay que luchar.
Sürekli kasabadan kaçıyorsun sürekli kendinle boğuşuyorsun!
¡ Siempre sales de la ciudad siempre estás luchando contigo mismo!
Diyorum ki, New York Times için çok fazla tekrara kaçıyorsun.
Digo que hay demasiada aliteración para el New York Times.
Kaçıyorsun, görücü usulü evlilikten nefret ediyorsun.
Huiste, usted odia los matrimonios arreglados.
Kulübeli bir uzaylıyla kaçıyorsun başına her şey gelebilir.
Estás escapando con un hombre del espacio en una cabina, cualquier cosa podría suceder.
Neden hep benden kaçıyorsun?
¿ Por qué no dejas de huir de mí?
- Parmak kırmaktan mı kaçıyorsun?
- ¿ Estás perdiendo tiempo?
- Demek hala polislere kaçıyorsun ha? - Tamam, hepiniz geri çekilin.
Todavía te escondes, ¿ verdad?
- Neden benden kaçıyorsun?
- ¿ Por qué sales a pasear?
- Sen de mi birilerinden kaçıyorsun?
- ¿ También estás huyendo?
Bir şey demedik de neden benden kaçıyorsun?
Sí, claro. ¿ Por qué me evitas?
Neyden kaçıyorsun?
¿ De qué estás huyendo?
Kalbime dokunduktan sonra, kalbime dokunduktan sonra kalbime dokunduktan sonra neden kaçıyorsun?
"Después de tocar mi..." "Tocaste mi corazón y lo arañaste."
Will Graham konusunu konuşmaktan bilerek mi kaçıyorsun?
¿ Evita hablar de Will Graham a propósito?
- Ama bir şeyi kaçırıyorsun.
- Pero te estás perdiendo algo.
Bir anahtarı kaçırıyorsun. Ve bir anahtarı kaçırdığında, neler olacağını biliyorsun.
Te está faltando una tecla. ¿ Y sabes lo que pasa cuando te falta una tecla?
Bence konuyu kaçırıyorsun.
Creo que eres perdiendo el punto.
Ufak bir ıskalamada değil çok fazla hedef kaçırıyorsun.
No solo falta poco, tu fallas demasiado.
Bir kaç gündür kalıyorsun, pekala.
Te vas a quedar por unos días, seguro.
Kaçırıldın mı? Evet! Benim dikkatimi çekmeye mi çalışıyorsun?
Secuestrado - es. - Tratando de llamar mi atención?
Neden böyle güzel bir teklifi kaçırıyorsun tatlım?
¿ Por qué querida, vas a dejar una buena oferta alejarse de ti?
Sen uzun zamandır komiserlik yapıyorsun kaç yıl oldu, yaklaşık on?
Has sido comisario de policía durante cuánto, ¿ casi una década?
Uyuşturucu krallarının genç kızlar tedarik etsinler diye kız kaçıran adamlar tutuklarına mı inanıyorsun?
¿ Cree que los señores de la droga contratan secuestradores para que les consigan estas chicas?
Asıl meseleyi gözden kaçırıyorsun.
Creo que no lo entiendes.
İyi rol yapıyorsun, hakkını vermem gerek. Boyun kaç?
Usted actúa así, tengo que Deje usted. ¿ Cuál es su tamaño?
Yine söylüyorum, harika bir partiyi kaçırıyorsun.
Te vas a volver a perder una gran fiesta.
Ne yapıyorsun? Aklını mı kaçırdın?
¿ Te volviste loco?
- Bekle, önemli şeyleri gözden kaçırıyorsun.
- Espera, ¿ estás apurando las cosas.
Fringe festivalinde ufacık bir şova çıkıyorsun ve aniden sezonun kaçırılmaması gereken hadisesi oluyor.
Haces un espectáculo pequeño en el festival Fringe... y de repente, es el evento imprescindible... de la temporada.
- Kaçıyorsun yani?
¿ Te apresurarás?
Şu an kaç üniversitelinin babasıyla çalışıyorsun?
¿ Cuántos papás, de los - Muchos estudiantes de licenciatura te estabas trabajando en ese momento?
- Asıl meseleyi kaçırıyorsun.
- Estás perdiendo el punto.
Dondurucunda kaç kafa saklıyorsun peki?
¿ Cuántas cabezas hay en tu refrigerador?
Çiçek dükkanında kaç gündür çalışıyorsun?
¿ Cuántos días trabajas en la florería? - Dos.
Neden bir kaç hafta daha durup babanla çalışmıyorsun?
¿ Por qué no, te tomas un par de semanas... Y trabajas duro con tu padre...
Bu sloganları söylemek için fırsatları kaçırmıyorsun!
No pierdes una oportunidad de ladrar tus eslóganes.
Bence konuyu kaçırıyorsun.
Creo que estás exagerando.
En azından birini duymuşsundur, kaç yıldır hayaletlerle, zebanilerle uğraşıyorsun.
Seguro has estado andando entre fantasmas y espantos lo bastante para oír alguno de ellos.
Önemli kısmını kaçırıyorsun.
Te estás saltando lo importante.
En iyi kısmını kaçırıyorsun.
Te estás perdiendo la mejor parte.
Bu piçi ne diye kaçırdım sanıyorsun?
¿ Por qué crees que secuestré al maldito?
Dizginler elinde sanıp cıvataları gevşetmeye başlıyorsun ama er ya da geç işin ayarı kaçıyor havaya girebilmek için tuhaf tuhaf şeylere ihtiyaç duymaya başlıyorsun.
Empiezas a jugar y crees que puedes controlarlo. Pero maltratas tu forma de excitarte y cada vez necesitas cosas más raras para calentarte.
Bir kaç sayfa yazıyorsun ardından birisi birden bir şarkı patlatıyor ve o kısım için endişelenmem gerekmiyor daha.
Escribes unas páginas, y alguien las transforma en canción y yo no tengo que preocuparme por esa parte.
- Kaç kişi tanıyorsun avukatlığını yaptığını söyledi, Çinli ejderha hanımın?
- ¿ Sabes cuántas personas me han dicho que está haciéndolo con su abogada, la dama dragón china?
Dokunduktan sonra nereye kaçıyorsun.
"No me dejes ahora."
Bunun gibi, bunun gibi. Hayallerimi gerçeğe dönüştürdüğünden beri dokunduktan sonra nereye kaçıyorsun?
"Después de hacer mis sueños realidad."
Kalbimi sinemden söküp çıkardıktan sonra söküp çıkardıktan sonra nereye kaçıyorsun?
"No me dejes ahora." "Lo cortaste..."
Arkadaşımı kaçırıyorsun ve bir de kibar olmamı mı bekliyorsun...
¿ Secuestraste a mi amigo y quieres que sea educada?