Kağıdı traducir español
4,808 traducción paralela
Acı sosla işkence ettiniz ambalaj kağıdıyla sarmalayıp bağladınız ve odasında hapsettiniz!
La torturan con salsa picante, la envuelven en film transparente y la encierran en su propio cuarto.
Bunu yaparken de 20 sandviçlik plastik ambalaj kağıdını boş yere harcardık.
Y haciéndolo gastábamos plástico para envolver 20 bocadillos.
Bizi kızdırdığı her seferinde ambalaj kağıdı, acı sos ve sprey şişe yerine yaratıcı olup kendi çözümlerimizi bulduk.
en lugar de coger el plastico de embalar, la salsa picante y la botella de spray cada vez que maw maw empezaba a enfadarnos, nos volvimos algo más creativos con nuestras soluciones.
Sanırım, ilk kağıdınız bende.
Creo que aquí tengo su primer trabajo.
Tuvelet kağıdı veya dergi mi?
¿ Papel higiénico o revista?
Tuvalet kağıdı istiyorsan, dergileri kullan.
Si es papel higiénico, utiliza una revista.
Buğday kenarlı pizza yemektense, kağıdın üstünde erimiş peyniri tercih ederim.
Prefiero derretir queso en cartón que comer pizza con toda una masa de trigo.
Kostüm seçme kağıdını görmedin mi?
¿ Es que no has visto la lista de disfraces?
Tuvalet kağıdını kontrol ettim. Hiçbir şey yok.
Revisé todo el papel higiénico, no hay nada.
Meyveli dondurma gibi ya da balonlu naylon üzerinde zıplamak ve o tuvalet kağıdı reklamındaki kıçını ağaca silen tatlı küçük ayıcık gibi.
Ya sabes, como los helados y saltar en plástico de burbujas y el lindo osito del comercial del papel higiénico que se limpia el trasero en los árboles.
Evet, ne güzel bir paket kağıdı.
- Oye. - Sí. - Es un papel de regalo precioso.
Masaj dallarından kurumuş yaprakları ayırdım kenara. Hamamcıdan sigara kağıdı istedim. O yapraklardan 4 adet sigaralık yaptım.
Así que arranqué las hojas viejas y secas de un viejo manojo, conseguí un diario de la asistente e hice cuatro porros.
İlaç şirketlerinde ofise tıkanmış, yığınla kağıdı itiyordum.
Estaba encerrado en una oficina comprando acciones de compañías farmacéuticas.
Oranın çalışanı Dave, kağıdın arkasına numarasını yazmış.
El camarero, Dave, puso su nombre y su número en la parte de atrás.
Seçim kağıdını imzalasan da imzalamasan da bu başı belaya giren son çocuk olmayacak.
Tanto si firmas tu candidatura a las elecciones como si no, este no será el último niño que se meta en líos.
Geçen bayram, birileri karavanımın heryerine tuvalet kağıdı fırlattı.
El año pasado, arrojó un poco de papel higiénico en mi trailer.
Ölmüş, rafya ipiyle basit bir kahverengi bir kese kağıdına konmuş.
Queremos uno que esté muerto y envuelto en papel en embalaje marrón con una cuerda de rafia.
Bu duvar kağıdı ne böyle?
¿ Qué es este fondo de pantalla?
- Mektup kağıdı bulabildin mi?
¿ Encontraste el archivo?
Beni tuvalet kağıdı gibi bir kenara atabileceğini mi sandın?
¿ Me tomas por un pendejo?
Sen tuvalet kağıdı değilsin.
No eres un pendejo.
Bu ehliyet dışında Amy'nin on sekizinden önce var olduğuyla ilgili hiçbir kayıt yok. Ne doğum kağıdı ne sosyal güvenlik numarası, ne de okul kaydı.
Además de este permiso de conducir, no hay datos de la existencia de Lily antes de los dieciocho años, no hay certificado de nacimiento, ni número de la Seguridad Social, ni notas de colegio.
Abby, Kersey'in bodrumunda bulduğunuz kağıdın bir bina planı olduğunu doğruladı.
Abby ha confirmado que el papel encontrado en el sótano de Kersey era parte del plano de un edificio.
Başarılı bir yöntem, kese kağıdının içine dışkılayıp verandaya koyarak...
He tenido mucho éxito al defecar en una bolsa de papel, ponerla en el porche...
Hey Victor, izin kağıdın var.
Victor, tienes tu nota de permiso.
Bir parça kağıdın üstünde yazılı olan isimden ibaretim.
Soy un nombre en un pedazo de papel.
Bu resmi Roger'ın masaüstüne duvar kağıdı yapmam lazım.
Debería poner esto en el ordenador de Roger, como fondo de escritorio.
Ah şu çocuklar yok mu, kağıdı çok iyi kullanıyorlar.
Los niños de hoy y su papel maché.
Bir de, bulduğum şu not kağıdına bak.
Aunque... mira el post-it que encontré.
Edwardian iskambil kağıdı.
Un solitario eduardiano.
Mürekkebin içinde çevirirsiniz ve sonra kağıdın üzerine koyarsınız.
Pasarlo por la tinta y luego por el papel.
Boşanma kağıdımın mürekkebi kurumadan önce soyadımı değiştirmiştim.
Me cambié el apellido antes de que se secara la tinta con la que firmé los papeles de divorcio.
Biliyorsun, asıl hatası kağıdını koltuktaki yastığın altına saklamaya çalışmasıydı.
Sabes, su gran error fue intentar ocultar la envoltura bajo el cojín del sofá.
Sadece kanepedeki bir yastığın altında çikolata kağıdı buldun diye mi?
¿ Solo porque te encontraste una envoltura de helado bajo un cojín del sofá?
Ne tür bir medeniyet bu şekil bir duvar kağıdı tercih eder?
¿ Qué clase de civilización elige algo así como mural?
Tuvalet kağıdı biriktirmeyi unutmuştum, ama yedi katlı sos biriktirmeyi...
Se me olvidó comprar papel higiénico, pero me he acordado de comprar salsa de siete capas...
Evet, sadece burada spor kıyafetleri içinde torbalarca tuvalet kağıdı taşıyan daha fazla insan olur diye düşünmüştüm.
Sí, solo pensaba que aquí habría más gente en ropa de gimnasio llevando bolsas llenas de papel higiénico.
Kağıdın çekip buruşturan yazarın bir yılda delirmesi garantidir.
Todo escritor que arranque su trabajo y lo haga un bollo estará loco en un año, te lo garantizo.
İşte çıkış kağıdın bu da senin.
Esta es tu carta de despido... Y aquí está la tuya.
- Bilmem ki, galiba biri klozete fazla tuvalet kağıdı atmış.
- No lo sé quizá alguno puso demasiado papel en el inodoro.
İçine nefes alıp vermek için kese kağıdı lazım mı?
¿ Necesitas una bolsa de plástico para respirar en ella?
Vay canına. Bunları ezberlemen için sana not kağıdı mı verdiler?
Vaya. ¿ Te dieron una tarjeta para memorizar?
Bire beş veriyorum, hadi 40 kağıdına iddiaya girelim.
40 hojas a 5 / 1. Vamos. 5 / 1?
Tuvalet kağıdı yok ki!
¡ No hay papel higiénico!
Tuvalet kağıdı al da apış aranı temizle.
A éste le dan un papelito y le crecen las pelotas.
Okuma odalarından birine girdikten sonra belgelerden birinin son sayfasında 10x15lik açık yeşil burgulu bir defter kağıdı bulduk.
Después nos metimos en la sala de lectura, dimos vuelta la última página de algo y apareció un cuaderno verde claro de 3 por 5 pulgadas espiralado.
Elleri zımpara kağıdı gibi.
Sus manos son como papel de lija.
Yani bununla hiçbir ilgin olmadıysa o zaman nasıl oldu da iskambil kağıdı kasaya girdi?
Si no tuvisteis nada que ver, ¿ cómo llegó la carta a la caja fuerte?
Ve şimdi koltuklarınızın altındaki el fenerini kullanarak o kağıdı ısıtmaya başlayın.
Y usando la linterna que hay bajo su asiento, empiecen a calentar ese papel.
Bir not kağıdına
Yo escribí en una nota :
Çünkü Lambert'ın mekana her gelişinde arka cebinde aynı kağıdın olduğunu fark ettim. Hipodromu kontrol ettiniz mi?
¿ Ha comprobado las pistas de carreras?