English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kerim

Kerim traducir español

258 traducción paralela
Allah kerim!
¿ Tu mano?
Kız, Türkiye'deki Karakol T şefi Kerim Bey'le temasa geçip iltica etmek istediğini anlattığında makinayı bize vereceğini söylemiş.
Cuando se puso en contacto con Kerim Bey, jefe del Puesto T en Turquía, para decirle que quería desertar, le dijo que nos lo entregaría.
İşte Kerim'in kızdan çekebildiği fotoğraf.
Esta es una foto que Kerim consiguió hacerle.
- Kerim Bey size araba yolladı efendim.
- Kerim Bey le envía un coche, señor.
Kerim Bey otele gitmeden önce onu görmenizi önerdi.
Kerim Bey sugirió que le hiciera una visita antes de ir al hotel.
Ali Kerim Bey.
Ali Kerim Bey.
Kerim Bey!
¡ Kerim Bey!
Ama Kerim'le restoran vagonunda buluşma ayarladım.
Pero he quedado con Kerim en el restaurante.
- Kerim Bey'in arkadaşı mısın?
- ¿ Es usted amigo de Kerim Bey?
Kerim Bey çok önemli biriydi.
Kerim Bey era un hombre importante.
- Kerim öldü.
- Kerim ha muerto.
Kerim'in öldürülmesi konusunda hiç bir şey bilmiyordum.
No sabía que iba a pasar nada como la muerte de Kerim.
Kerim ve diğer adamı?
¿ Y a Kerim y al otro hombre?
Çok yaşa yeni Sultan Al Salam Kerim!
Gloria al nuevo sultán Al Saliam Aleykirim!
Kerim'in çetesi mikrofilmi elde edebilmek için dolaplar çevirmeye başlamış.
La banda de Kerem está tratando de obtener el microfilm.
Kerim'in nefes almasını bile kontrol altında bulundurmak istiyorum.
Quiero el control completo.
Ama Kerim ne olacak, he ne olacak?
¿ Qué pasará con Kerim?
Kerim'in canı cehenneme sen varsın ya Kilink.
Que se vaya al infierno.
Kerim'in çetesinden birini temizlemek bana zaman kaybettirdi.
- Uno de los hombres de Kerim me retrasó.
Fakat Kerim hiçbir zaman affetmez.
Pero Kerin nunca perdona.
Demek oluyor ki, bizim dünya çapında iş yapan iki gangımız Kerim ve Yusuf'un bu işte parmağı olabilir.
En consecuencia, Kerim y Yusouf, también deben estar implicados.
Öyleyse bundan böyle çalışma merkezimizin ağırlığı Yusuf ve Kerim'in çetesine verilecek.
Luego, debemos centrarnos en su pandilla.
Yalnız bu işle Kerim'in çetesinin alakası olup olmadığını öğrenebilmem için sana düşen ufak bir vazife var bebeğim.
Es sólo que... Tengo una misión para ti... Necesito saber si la Banda Kerim está involucrada en esto.
Adım Selma, Kerim'in çok yakın bir arkadaşıyım.
Mi nombre es Selma. Soy una amiga cercana a Kerim.
Önce Kerim'e karşı bir plan kullanmalıyız bebeğim.
En primer lugar, debemos trazar un plan de contra Kerim.
Şimdi Kerim'e gidip, sana söyleyeceğim şeyleri ona anlatacaksın.
Tengo que ir a ver a Kerim y decirle lo que quiero.
Kerim ve çetesi şimdi mezarlığa girdiler.
La banda de Kerim acaba de llegar.
Şimdilik Kilink ile Kerim'in birbirlerini yemelerini bekleyeceğim.
Voy a dejar a Kerim y Kilink que se maten entre ellos.
Kerim'in bütün çetesi orada mı?
La banda de Kerim está allí?
Kerim ve adamları Jale'nin mezarını kazıyorlar.
Kerim y sus hombres están cavando la tumba de Zale.
Merhaba Kerim!
Adiós Kerim.
Bu Kerim.
Es Kerim.
Anlıyorum! Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
No, para comprenderlo, tenía que haber conocido entre otros el sur marroquí.
Sen Kerim Abdül Cabbar'sın.
Tú eres Kareem Abdul Jabbar.
Kerim de sıçtı.
Kerim, a la mierda también.
Oturumu Kerim yönetecek.
Kerim será el moderador de la reunión.
Duydun mu Kerim?
¿ Me escuchas, Kerim?
Senden n'aber Kerim?
¿ Cómo te va todo, Kerim?
Kerim Skoplje'den döndü mü?
¿ Ha vuelto Kerim de Skopje?
- Kerim'e.
- A Kerim.
- Yapma, Kerim.
- No le provoques, Kerim.
- Adı Fenasi Kerim.
- Se llama Mick Onio.
- Fenasi Kerim mi?
- ¿ Mick Onio?
Fenasi Kerim burada mı?
¿ Está aquí Mick Onio?
Fenasi Kerim i gören var mı?
¿ Alguien ha visto a Mick Onio?
Hey, Frank, sor bakalım Fenasi Kerim dışarıda mı.
Eh, Frank, pregunta a los del aparcamiento si Mick Onio está fuera.
- Fenasi Kerim e telefon var. - Kandırdım onu.
- Llamada telefónica para Mick Onio.
Park yerinde Fenasi Kerim diye bir var mı?
¿ Está Mick Onio en el aparcamiento?
Senin kibirli güneşini s * kerim...
¡ Me cago en tu suerte...!
Kibirli güneşlerinizi s * kerim.
¡ Me cago en tu puñetera suerte!
- Allah kerim.
- Alá es misericordioso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]