Kisilik traducir español
7,067 traducción paralela
Birini öpüp sonra ağlayarak kaçıp ve onu boktan bir iki kişilik grupla onlarla bir keresinde neredeyse anlaşma yapacakları hakkında konuşmaları için yalnız bıraktın mı?
¿ Besaste chicos y luego escapaste llorando, dejándolos abandonados con una mala banda de dos personas que te cuentan de la vez que casi consiguieron contrato discográfico?
İki kişilik geriliyorsun artık.
Te estresas por dos ahora.
- Yani iki kişilik boşluk mu var?
Entonces, eso quiere decir... -... ¿ que quedan dos vacantes?
Listede sadece beş kişilik yerimiz kaldı ve o kesinlikle güçlü bir aday.
Solo tenemos cinco puestos en nuestra lista de otoño, pero definitivamente es un candidato fuerte.
Tek kişilik Labirentler Mutanlar'ı oynamak için kanalizasyona gittim.
Me adentré en las alcantarillas para jugar REV de Laberintos y Mutantes...
Dostum, tek kişilik larp mı?
- Amigo, ¿ REV solitario?
300 kişilik davetli listemiz var.
Tenemos trescientos invitados.
2 gün içinde Manhattan'da 300 kişilik bir mekan mı bulacağız?
¿ Dónde vamos a encontrar un lugar en Manhattan donde quepan 300 personas en menos de dos días?
Bir kişilik bilet lütfen.
Entrada para uno, por favor.
Jimmy Vice'ın ekibini taklit eden dört kişilik bir hırsızlık çetesi var. Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Muhtemelen eski askerler.
Tenemos un equipo de robo de 4 hombres... imitando a la Unidad de Vicios de Jimmy... autónomos, probablemente ex-militares.
İki kişilik çadır, gaz yağı lambası ve böcek ilacı aldı.
Compró una tienda de campaña para dos... una lámpara de queroseno, repelente.
Siz çocuklar HPV mi istersiniz yoksa iki kişilik uçuk masası mı? Ne?
¿ Qué?
Ve bence harikasın, hep patron olarak hem genel olarak kişilik çok iyi.
Y creo que eres genial, tanto como jefa como persona en general.
İki kişilik takımlara ayrılacağız. Oraya, oraya, oraya ve de oraya.
Vamos a poner grupos de dos personas aquí, aquí, aquí y aquí.
Demek istediğim, sizi sokağa atmak isteyen altı kişilik bir aile var aşağıda.
Mira, la cuestión es que tienes a seis persona enfadadas viviendo allí que quieren daros por saco a ambos.
İki kişilik bir masa hazırlattı.
Ha tenido una mesa puesta para dos.
İki kişilik mi yiyorsun?
¿ Estás comiendo para dos?
Ayrıca unutma. Tek kişilik yemiyorsun.
Y... no lo olvides, que no solo estás comiendo por uno.
Dash'in yıllık tek kişilik Hamlet gösterisi mi?
¿ La exposición anual de Dash, sobre Hamlet?
Tam bir yerel kişilik.
- Qué color local.
Bipolar ( duygudurum ) bozukluk, sınırda kişilik bozukluğu, şizofreni...
Personalidad bipolar, frontera, esquizofrenia. Así que fui a obispo.
Bu gece için iki kişilik rezervasyon yaptır, olur mu?
Llamalos, haz una reservación para esta noche, para ti y para mí, ¿ sí?
Bağımlılığa yatkın kişilik.
Es una personalidad adictiva.
CryoNova kayıtları, yedi gün önce dört kişilik bir ailenin işlem için geldiğini gösteriyor.
Los registros de CryoNova muestran que una familia de cuatro miembros llegaron hace siete días para ser procesados.
Koç Beiste de iki kişilik yer kapladığı için uçak firmasının ona izin vermediğini söyledi.
Southwest no le dejaría volar porque ocupa dos plazas.
İhtiyacı olanlar için... satılık bir kişilik biletim var.
¡ Una entrada a la venta! Tengo una entrada a la venta si alguien la quiere. Una entrada.
Sarhoşun teki içeri dalıp sana bir şişeyle saldırsa aslen şiddet yanlısı bir kişilik olmasam bile ona yumruğu çakarım.
Si un borracho irrumpiera aquí adentro y te atacara con una botella, lo habría golpeado, incluso aunque no fuera de naturaleza violento.
- İki kişilik masa mı?
¿ Mesa para dos? Sí.
İki kişilik.
Dos.
Bir kişilik gidiş-dönüş bileti.
Muy bien. Un billete, ida y vuelta.
- Zürih'e bir kişilik bilet.
Que sea Zurich.
ABD hükümeti ile alakalı gizli görevler için yaratılmış sahte kişilik
"EN EL TRABAJO ENCUBIERTO DEL GOBIERNO DE EE.UU. UNA IDENTIDAD FABRICADA"
Pekin'de hakkımda tutuklama kararı var ve milyonlarca kişilik orduda rüşvet almayan tek pilot da bana denk gelmiş.
Tengo una orden para mi arresto desde Beijing, y consigo al único capitán del millón de militares que no acepta un soborno.
Rhode Island'a 2 kişilik otobüs bileti aldım.
Mira, compré dos boletos de autobús hacia Rhode Island.
Birleşik Devletlerin yalnızca 100 bin kişilik bir daimi ordusu vardı. Buna karşılık Alman ordusu tam 4 buçuk milyon kişiden oluşuyordu.
Los EE.UU. tiene un ejército permanente de sólo 100.000 hombres mientras que el ejército alemán tiene 4 1 / 2 millones de dólares.
Askeri liderler inanılmaz farklı kişilik ve geçmişe sahip insanlardır.
Los líderes militares son seres humanos que son notablemente diferentes en personalidad y los antecedentes.
Bu çift kişilik küvet mi?
¿ Es una bañera de doble grifo?
İkisinin de uyuşturucu ve araba hırsızlığından sabıkası bulunuyor. Yorkshire Polisi bu sabah 200 kişilik bir ekiple geniş çaplı bir arama başlattı.
Se ha iniciado esta mañana una búsqueda con más de 200 agentes de la policía de Yorkshire.
Bir kişilik daha yer var mı?
¿ Hay lugar para uno más?
250.000 kişilik insan grubu Goma şehrinden ayrıldı ve Kongo ormanına gittiler.
Un grupo de 250.000 personas abandonó la ciudad de Goma y se adentró en el bosque del Congo.
Sosis iki kişilik bir iştir!
¡ La salchicha es un trabajo de dos personas!
Bu sayı 4 kişilik bir ailenin milli ortalama gelirinin neredeyse iki katı.
Es casi el doble de la media para una familia de cuatro miembros.
Ve, Vincent... Ajan Knox, belki seni tek kişilik bir hücreye aldırabilir.
Y, Vincent tal vez el agente Knox pueda conseguirte una celda solo para ti.
Stan, ters çevirme iki kişilik bir iş, Stan!
¡ Stan! ¡ Dar vuelta esto es un trabajo para dos hombres!
Üç kişilik masa lütfen.
Mesa para tres, por favor.
Çalışmak insana kişilik kazandırır.
Desarrollará carácter.
Shikamaru'nun liderliğindeki 4 kişilik bir ekip olarak çalışacaksınız.
Trabajarán en equipo de 4 liderados por Shikamaru.
Lütfen tek kişilik ajansı kur, baba.
Construir una agencia de entretenimiento de una sola persona.
Lütfen tek kişilik ajansı kur, olur mu?
Por favor constrúyeme una agencia de una persona.
Böyle anti sosyal kişilik bozukluğu olanlar, suçları ortaya çıktığında ve bir kaçış yolu bulamadıklarında bipolar duygulanım bozukluğu geliştirirler.
Cuando los crímenes de alguien con desorden de personalidad antisocial se descubren... y no ven la salida... pueden padecer desórdenes bipolares.
Birkaç iş arkadaşıma senden bahsetmiştim ve hukuk departmanında bir kişilik açık pozisyon var.
Bueno, estaba hablando a algunos de mis colegas sobre ti, y tenemos la apertura de un bufette.