English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ K ] / Kismet

Kismet traducir español

66 traducción paralela
Kısmet.
El kismet, digamos.
Kısmet mi?
¿ El kismet?
Bu çantayı Tarlabaşı'nda Kısmet Tamirhanesi'ne getir.
Lleva esta bolsa al Garaje Kismet en Tarlabas.
Boston'da MIT'de bilim adamları Kismet adında bir robot geliştirmiş. Gerçek anlamda yüz ifadeleri oluşturabiliyor.
Aquí en el MIT en Boston, los científicos están desarrollando un robot llamado Kismet, que realmente puede hacer expresiones faciales
Merhaba Kismet. Ben John.
Kismet Hola, soy Juan
Kismet mutlu olabilir misin?
Kismet, puedes ser feliz?
Kismet'e öğretmenin amacı, sosyal anlamda zeki bir makine yaratmaktı.
El punto sobre la construcción de Kismet es tratar de construir una sociedad máquina inteligente, una máquina sociable
Hakkımda ne düşünüyorsun Kismet?
¿ Qué piensa usted de mí Kismet?
Yaramaz Kismet.
Kismet travieso!
Artık gitmem gerek Kismet. Sanırım bu seni üzecek.
Cuando tengo que ir ahora Kismet, espero que le hará triste
Kismet'e bayıldım elbette. Ama içimden bir ses cevap teknoloji değil diyor.
Me enamoré de Kismet, por supuesto, pero en el fondo no me pensar la tecnología es la respuesta
Bu kısmet değil mi?
Es "kismet", ¿ verdad?
Kısmet kelimesinin anlamını bilir misiniz Bay Grissom?
¿ Conoce el significado de "kismet"?
Hadi ama! Kısmet.
¡ Vamos! "Kismet".
- Bunlara zaman ayırıyorum bende! ? - Sizi bulduğumda bunun bir tür şans olduğunu düşünmüştüm.
Solo queria decirle a Kismet como lo encontre...
Neyin şansı?
¿ Qué es Kismet?
Kenny'nin kiz arkadaslarini gormek bize pek kismet olmaz.
Es rara la vez que conocemos alguna novia de Kenny.
ışte şımdı bır fırsat çagırdığın yada çağırmadığın bir şans Bir şey, olasılık şans, yada kader, Bütünde hiçbir şey... yada, sen nasıl kabul etmek istersen o neden kısmet ile kader bir bağlantıya sahiptir.
" Ahora ya se se le llama oportunidad, oportunidad Suerte, fortuna, suerte, algo... nada... al menos, tienes que admitir que hay algo Que tiene relación con kismet ( destino ).
işte burda Raj Malhotra yaşar kısmet ile onun arasındaki bağı göstermeme izin verin
'donde vive Raj Malhotra. " " Veremos como se relaciona con su kismet ( destino ).
Kısmet, kader, Şans adına ne derseniz raj için hiçbirşey yolunda gitmedi hiçbişey
'Destino, Kismet, Suerte, sea lo que sea..... Raj no la tenía, nada.'
ne zamn seni görsem kısmet ( kader ) bağlantım ortaya cıkıyor. "
"Cada vez que te veo..." "Hay una kismet ( destino ) en conexión."
kısmet ( kader ) bağlantım ortaya cıkıyor. "
"Hay una conexión ( kismet )."
Hayır, hayır buna ne diyordu?
No, ¿ cómo es que le dicen? "Kismet".
Kismet bizim elimizde yazili degildir.
El destino no está en tu palma.
Kismet Cin ´ den ayagina kadar geldi ama sen "Bana dokunmayin" isareti mi veriyorsun?
Chopstick. ¿ La buena fortuna viene de China y no la dejas entrar?
Kismet bizim elimizde degildir. Cok calismaktadir.
Tu destino no está en tu palma sino en el trabajo duro.
Kismet bizim elimizde yazili degildir.
Tu destino no está en tu palma.
Bu işler kısmet, değil mi?
Es el Kismet, ¿ sabes?
Kısmet.
Kismet.
Patronunun seni ben bulmadan önce bulacağına emindim, yani sanırım bu kısmet.
Estaba seguro que tu jefa te iba a encontrar antes que yo así que creo que esto es kismet.
Sanki kısmetimizmiş gibi düşün.
Vamos, piensa en esto como KISMET.
- Bir de şu kelimen yok mu, kısmet.
Y con esa desgastada línea sobre Kismet.
Kısmet kazaları, felaketleri sermayeye çevirme işini neredeyse hemen yapıyor.
Kismet capitaliza casi de inmediato en accidentes, desastres.
- Ama farketmez.
- Fue Kismet. - Pero no importa.
Benimle saat 7'de Kismet Cafe'de buluş.
Reúnete conmigo en el Café Kismet a las siete de la tarde.
Paolo'nun onu aradığından Celeste'nin haberi bile yok, ayrıca onu Kismet'te beklediğini de bilmiyor ve bu beni çok üzüyor.
Ahora Celeste no tiene ni idea de que Paolo está buscándola y no sabrá que se tiene que reunir con él en Kismet, y eso me rompe el corazón.
Celeste hepimizin umduğu gibi Paolo ile Kismet'te buluşacak.
Así que, Celeste quedará con Paolo en Kismet, como todos esperábamos.
28 Mart, Kismet Cafe.
28 de marzo, Café Kismet.
Kısmet işte.
Kismet.
Bu kısmet olduğunu.
Es kismet. ( la voluntad de ala )
Ben Kısmet adlı bir şarkı zaten olduğunu düşündüm.
Pensé que habia compuesto una canción llamada Kismet.
Kısmet işte. Kısmet mi?
Fue kismet.
Tabi, tabi.
¿ Kismet?
Kismet Pillturns.
Kismet Pillturns,
- Kısmet.
- Kismet.
- Kismet, profesör.
Tenga un poco de fe, profesor.
Bu kısmet öyleyse.
- Es Kismet.
Kismet meraba.
Hola.
Kısmet.
"Kismet".
Kısmet mi?
- ¿ Kismet?
Bu kismet, beyler.
Es el destino, caballeros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]