Kişisel olarak traducir español
1,868 traducción paralela
Kişisel olarak, efendim eğer izin verirseniz, oldukça önemli itirazlarımı dile getirmeliyim.
A nivel personal, si usted me permite, señor, debo manifestar serias objeciones.
Lütfen insanların söylediklerini kişisel olarak algılama.
No te tomes tan a pecho lo que dice la gente.
Kişisel olarak, ben öğrencilerimin hakkımda yazdıkları değerlendirmeleri tartışmasız gereksiz buluyorum.
En mi opinión, las evaluaciones que los alumnos hacen de mí carecen de relevancia.
Kişisel olarak alma.
Esto no implica nada sobre tí como persona.
Ne demek kişisel olarak alma?
¿ Cómo que esto no implica nada sobre mí como persona?
Bakın, ömrümün bir yılını ailemden ayrı kalarak geçireceğime değecek ve kişisel olarak, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla bir kazanım beklentisiyle çalışacağımız bir iş olmayacaksa, benim için mantıksızdır.
Mire, estaría regalando un año de mi vida. Dejaría mi familia para trabajar en un asunto que significa más de lo que pueden imaginar y la idea de hacer todo eso sin conseguir lo que quiero, personalmente me parece irracional.
Gördüğünüz gibi, Mao'nun kişisel olarak samimi bir biçimde güvenebileceği tek insandım.
Soy el único en el que Mao confiaría personalmente, hombre a hombre.
Bak, kişisel olarak alma Perez, ama elinde sadece bir olta ve yem olarak da bir parça sübye varsa, balina avına çıkamazsın.
Bueno, no tome esto como algo personal Perez, pero cuando todo lo que ud tiene es una linea de pesca y una migaja de calamar para pescar, ud realmente no puede ir en busca de ballenas.
Başlamadan önce, kişisel olarak şunu söylemek istiyorum, mutlu yıllar.
Antes que nada quisiera desearle un feliz cumpleaños.
Şimdi hala, gördüğünüz gibi Amerika'da inanmanız ve kabul etmeniz gereken birçok şey var ve benim bunlarla kişisel olarak problemim var.
... y aún hay, como saben probablemente, un montón de cosas que se espera que crean y acepten en América... Yo personalmente tengo un problema con ellas.
Steven, Ben ve Barry seninle kişisel olarak ilgilenmemi istedi.
Steven, Ben y Barry me pidieron que te cuidara personalmente.
Görülmüşsem de Brown doldurmuştur böyle. Kişisel olarak da bana garezi var, biliyorum.
Aunque me hubieran visto, fue Brown quien hizo esa acusación y sé personalmente que me guarda rencor.
Kişisel olarak algılama. Büyükannemi biliyorsun.
No puedes tomarlo en serio.
Onu kişisel olarak konuş istiyorum.
A mi me gustaría enviarle un mensaje al viejo.
Ne? Sizi kişisel olarak mı rahatsız ediyorum?
¿ Qué, hay algo personal?
Bizimle işbirliği yapmazsan, .. kişisel olarak işlediğin suçları sana ödetirim.
Si no coopera con nosotros en este momento, convertiré en mi misión personal verle pagar esto con el precio más alto.
Ben CIP aygıtının bulunmasıyla görevli FBI gücünün bir parçasıydım. Kişisel olarak, söylenenlere kefilim.
Yo era parte del equipo operativo del FBI que debía recuperar el dispositivo CIP... y puedo responder personalmente por lo que le dicen.
Kişisel olarak ihtiyacın yok.
No a mí en especial.
Onun bana kişisel olarak ihtiyacı var.
Ella me necesita a mí en especial.
Ama kişisel olarak, yaptığım ameliyattan sonra gördüm ki tümör inanılmaz ürkütücü bir boyuta gelmişti ve ölümü çok daha çabuk olacaktı.
Debería haberte dicho que le quedaban 6 meses. Lo más probable cuatro. Todo era causado por un tumor.
Bu yüzden kişisel olarak geldim.
Por eso vine personalmente.
Kişisel olarak mı?
¿ Yo, personalmente?
Kişisel olarak algılama ama benim yaşımdaki bir bayan için seninle yaşamak pek de heyecan verici değil.
No es nada personal, aunque la vida contigo no es emocionante para una mujer de mi edad.
Ayrıca, kazanan eser için ben kişisel olarak özel bir kapak çalışması hazırlayacağım.
Además, yo crearé personalmente una tapa artística original que acompañará al cuento ganador.
Bay Logan'la kişisel olarak konuşmayı tercih ederiz.
Preferiríamos hablar con el señor Logan en persona.
Bunu kişisel olarak algılamamaya çalış.
Trate de no tomarlo como algo personal.
Bunu kişisel olarak algılama. 4 yıl önce ekibin başına bir şey geldi.
No lo tomes personal 4 años atrás, algo le paso al grupo
Üzgünüm, ben sadece... Kişisel olarak algılama.
Lo siento, no hablaba de ti específicamente sino en general.
Kişisel olarak başına gelen çok travmatik bir şey yerine çözülmesi gereken bir bilgisayar arızasından bahsediyorsun. Aslında başıma hiçbir şey gelmedi, cidden.
como fallo de tu computador que hay que resolver, en vez de algo muy traumático que te pasó a ti personalmente.
Kişisel olarak onu sevmiyorum çünkü aksi lanet olasıca sürtük.
Simplemente no me gusta ella como persona porque es una maldita perra negativa.
Bunu kişisel olarak algılamanı istemiyorum.
Tú sabes, No quiero que te tomes esto como algo personal.
Kişisel olarak, polise gideceğimiz için çok sevindim.
En lo que a mí respecta, me alegra que vayamos a la policía.
General Tadeo'yla görüştüm, bu vaka karşısındaki görüşlerini sana kişisel olarak bildirmek istiyor.
Hablé con el general Tadeo... y él quiere darle su opinión sobre el tema en persona.
Jim, sana kişisel olarak teşekkür etmek istiyordum.
Jim, quería darte las gracias en persona.
Seni ibret olsun diye cezalandırmak istiyorlar... -... ve seni kişisel olarak $ 50,000 cezalandırdılar. - 50 bin papel mi?
Decidieron hacer de ti un ejemplo y imponerte una multa de 50 mil dólares.
Sanki Dr. Reilly'i kişisel olarak tanıyormuşuz gibi.
Ni siquiera conocemos al Dr. Reilly personalmente.
Kişisel olarak alınmıyorum. Ben sadece...
Pero es que...
Bunu, kişisel bir olay olarak ele alıyorsun, Virgil.
Estás tomando esto como una cosa personal.
Geliriniz, onun kişisel ihtiyaçları için yeterli. Bir anne olarak, sorumluluktan neden kaçtığınızı anlayamıyorum.
Su empleo le da lo suficiente para sus necesidades, no entiendo por qué rehuye sus responsabilidades como madre.
Umarım bu uygunsuz değildir ama İsa Mesih'i kişisel kurtarıcın olarak kabul ettin mi?
discúlpame, pero te ofendería si te preguntara si me ves como a Jesús Cristo.
% 100 olarak kişisel sermayeye devredilmiş bir savaş.
Será la primera guerra subvencionada al 100 % por una empresa privada.
Vahşice saldırı, vatandaşlık haklarının ihlali. Ek olarak, size karşı kişisel bir şikayette bulunuyor.
Por brutalidad, violación de derechos civiles y una queja contra Ud.
Yani söylediğiniz üzere her harekette senatörün kişisel hesabına yönlendirilen para nakit olarak çekilmiş.
Y, con cada una de las transacciones que usted ha descrito se ingresaban sumas de dinero en la cuenta privada del senador... -... que luego se retiraban en efectivo.
Kişisel bir iyilik olarak biraz bekleyeceğini umuyorum.
Lo consideraría un favor personal si pudierais esperar un poco.
Ya yakin ve kisisel olarak...
Cerca y personal.
- Kişisel olarak algılamayın Bay Bingham.
No lo tome como algo personal, Sr. Bingham.
Ve Costa Luna onun kişisel krallığı haline gelir, ülkenin kraliyet ailesi anı olarak kalır.
Y Costa Luna se convertirá en su propio reino, y la verdadera familia real será sólo un recuerdo.
" Mülk bütün çöp, döküntü ve kişisel eşyalar boşaltılmış olarak, bir süpürülerek girilebilecek durumda teslim edilecektir.
" La propiedad debe entregarse limpia y barrida sin basura, restos ni propiedad personal.
Narvania'ya tohum, yenilenebilirliği ve bereketi hakkında endişelerle başladığımda kişisel sorumluluğum olarak başladım.
Cuando empecé la granja Navdanya Me preocupé de las semillas, su renovabilidad y la fertilidad. Lo hice a mi compromiso personal.
Teminat, ortak hukukta fiziksel olarak sahip olunan kişisel ya da taşınır malın teminat veren kimseden bir başka kişiye, emanetçiye...
"Afianzamiento" describe una relación en el derecho consuetudinario donde una posesión física de propiedad personal, o bienes inmuebles, es transferida de una persona, el fiador, a otra persona, el depositario- -
Kişisel harcamalarını zarar olarak geçirmiş olabilirsiniz.
Probablemente registraron sus gastos personales como pérdidas.