Kocası traducir español
13,572 traducción paralela
Kadına kocasına öldürmeyi öğret, Bir daha yemek yapmak zorunda kalmasın.
Enséñale a matar al basura de su marido y nunca volverá a hacer la cena.
Bayan Renziger kocasının hayaleti tarafından ziyaret edilmemiş.
La Sra. Renzinger no fue visitada por el fantasma de su marido.
Bayan Renziger sesi duydu ve onun ölü kocası olduğunu sandı kızı da Boyd'dan tersini ispatlamasını istedi sonra da senin ve Joan'un yaptığı gibi, Boyd tüm bunları ortaya mı çıkardı?
La Sra. Renzinger escucha el ruido y piensa que es su esposo muerto... entonces su hija pide a Boyd probar lo contrario. ¿ Luego Boyd encuentra todo esto, de la misma manera que tú y Joan?
Anna'nın kocasını.
El marido de Anna.
Anna'nın kocasının ölüm emrini verdikten iki hafta sonra Anna Petillo, Vito Genovese ile evlendi.
Dos semanas después de ordenar el asesinato de su marido, Vito Genovese se casa con Anna Petillo.
Karısı, onunla 82 Club'de tanışmıştım. Eskiden oraya giderdim. Anna'yla evlenebilmek için kocasını öldürttü.
Su esposa, a la que conocí, porque antes era el dueño del Club 82... y yo solía ir allí, él liquidó a su marido... para poder casarse con ella.
Rahm, sen harika bir kocasın.
Oh, Rahm, eres un buen esposo.
Kelly Cahill ve kocası Victoria Avustralya'da arabayla evlerine giderken üzerlerinde bir hava aracı belirdi.
Kelly Cahill y su marido se dirigían a su casa en Victoria, Australia, cuando una nave apareció por encima.
Kadınlarınız kocasız kalmadan önce Faisel'e karısını kimin kaçırdığını söyleyin.
Dile a Faisel quién raptó a su esposa antes que la tuya se quede sin esposo.
Nasıl bir Müslüman bir kadını kocasından alır,...
- ¡ Ghani! ¿ Qué musulmán le arrebata la esposa a su esposo?
O ve kocası her sabah köpeklerini gezdirirdi.
Ella y su esposo solían pasear a su perro juntos cada mañana.
Dışarı tekrar çıktığında sadece köpek oluyor. Tasma yere uzanmış ve kocası kayboluyor.
Cuando vuelve afuera, estaba el perro, la correa en el suelo, y el esposo se había ido.
Kadın telefonu bi'açıyor kocası vurulmuş.
Recibe la llamada de que su marido ha recibido un puto tiro.
- Eski kocası hakkında mı?
- Su exesposo.
Kız kardeşim ve kocası 11 Eylül'de öldüler.
Mi hermana y mi cuñado murieron el 11 de septiembre.
Kocasının cenazesi.
El cadáver de su marido.
- Bu durum ortaya çıkarıyor ki Annalise Keating Bay Lahey'e kocasının öldürülmesi için yardım etmiştir.
- Porque lo que esto revela sobre este caso es que Annalise Keating ayudó al Sr. Lahey a cometer el asesinato de su marido.
Bak, eve kocasına gider ve konuşur.Yastık sohbeti.
- Mira, ella va a casa a Canning y charlas, conversaciones de almohada.
Kocasının hayatta olmasının sebebinin sen olduğunu.
Que eres la razón por la que su esposo está vivo.
Kocasıyla birlikte olmak istedi.
Quería estar con su esposo.
Kocası ile uyuyor.
Dormida, con su esposo.
Bardan çıktığında, bir sürprizle karşılaşmış. Kadının kocası ve bir grup arkadaşı kapıda onu bekliyormuş.
Cuando se levantó para irse, el esposo de la mujer y un puñado de sus amigos lo estaban esperando.
Hep bilinen yol kocası sayesinde
La forma en que siempre se conoce, a través de su marido
Ya Cary Agos yaptı ya da kocası.
Es bien Cary Agos o su marido.
Meğerse kocası sürekli müşterimizmiş.
Resulta que su marido es un cliente asíduo.
Bence köşedeki kocası tarafından gözlenen parmağında yüzük olan kadınla takılacak. - Evet.
Apuesto por la que lleva el anillo de casada cuyo marido está claramente en la esquina espiándola.
Kocası pek hoşnut değil.
Sí, no es que esté muy contento.
Kocası mesela.
Como su marido.
- Sence cidden kendi kocasını ve oğlunu öldürdü mü?
¿ De verdad crees que ella mató a su propio esposo?
Ezik, korkak eski kocasını hâlâ aklından atamadığı belli olan birine kafayı takmayacak kadar kendine saygın olsun.
Tenga suficiente autoestima no centrarse en alguien Que está todavía obsesionado con claridad con ella cojos, suave ex marido.
- Kocasına rüşvet mi verilmiş?
¿ Sobornaron al marido?
Kocasına kanıtı yeniden vermek üzereydi. Yıllardır aşağıya indirmeye çalıştığımız biri.
Estaba a punto de declarar contra su marido, alguien con quien había estado tratando de acabar por años.
Arabasını çarpar, kocası da ateş püskürür.
si ella daña su carro, su marido va a estar furioso.
Kocası neden yanında değil?
¿ Así que dónde está hoy el marido del año?
Orospu çocuğu kocası ona bir Noel hediyesi getirdi bunun için evlenmediğini söyleyip çekti gitti!
! ¡ El hijo de perra de su marido aparece, le trae ese regalo de navidad, y le dice que él no firmó para esto, y la abandona!
Tanırsın Sophia ile eski kocası, Christos.
Reconoces a Sophia con su difunto marido, Christos.
Sophia'nın kocası bir terörist olduğu için öldürülmedi.
El marido de Sophia no fue asesinado por ser un terrorista.
Tsaldari, kocasıyla ve bilinen bir terörist, Yusuf Qasim.
Esa es Tsaldari con su marido y un reconocido terrorista, Yussuf Qasim.
Kocası bir yıl önce kızlarını da alarak gitmiş.
Su marido se fue hace un año con su hija.
- Kocası hala arabanın içinde. - Kadın doğumu arayın!
- Su marido aún está atrapado en el coche. - ¡ Llamad a obstetricia!
Haberi kendimize saklayıp kocası akşam eve gelmediğinde ne tepki vereceğini bir görelim.
Retrasemos la notificación, y veamos cómo se comporta cuando su esposo no llegue esta noche.
Kocası öldürülmüş, kadın gülüyor.
Su esposo es asesinado y se ríe.
Kocası geçen sene intihar etti.
Sí, su marido se suicidó el año pasado.
Kocası Chris Parks mı?
¿ Su esposo es Chris Parks?
- O yüzden mi kocası başka birini istiyor?
¿ Es por eso que él quiso a alguien más?
Ona kocasının öldüğünü söylemeli miyim?
¿ Le digo que su esposo está muerto?
Kocasının hayatta olduğuna inanmak istiyor.
Quiere creer que está vivo.
Kocası ülkede en çok aranan adam.
Su esposo es el hombre más buscado del país.
Eminim kocası bize bir açıklama sunar.
Estoy segura que su marido podrá explicároslo.
Cinsiyetim yüzünden ciddiye alınmadığım dolayı dost bir gardiyan icadımı sakladı ta ki gelecekte özgür bir kadın kocasından izin alıp icadımı aramaya çıkana kadar.
Como a mí no se me toma en serio debido a mi género, un amigo guardia ha escondido mi invento hasta un tiempo futuro, cuando alguna joven libre tenga el permiso de su marido para buscarlo.
Kocasından bahsetmiyorum bile.
Y no me dejes que empiece por el marido.