Kurallar traducir español
18,050 traducción paralela
Tüm kuralları bilmiyor bile henüz. Selam.
Ni siquiera sabe conoce todas las normas.
Sonuçta biz size yolu gösterdik, kuralları söyledik.
Digo, les mostramos a su gente el modo de avanzar. Les dimos reglas.
Kuralları çiğnediğiniz için de birilerinin ölmesi gerekiyordu.
Ustedes las rompieron y la gente debió morir.
Kuralları kırarak oynayacağım?
Juega el juego, doblando las reglas? Excelente (!
Karantina kurallarına göre bu alanı tecrit ettik.
Sellamos el área según el protocolo de cuarentena.
Ve bizim boyutumuzun kuralları var.
Y nuestra dimensión tiene reglas.
Kuralları sigortacı koymuyor.
Él no hace las reglas.
Ayrıca kuralları çiğnemek, uymaktan daha zevkli.
Además, es más divertido romper las reglas que seguirlas.
- Kuralları koyacak bir durumda değilsin.
No estás en posición de pedir nada.
O lanet kuralları biliyoruz Joe.
Eso va contra las reglas, Joe.
İfademi, kendimin açıklayacağımı söylemiştim. Biden kuralları değiştirdi.
Dije : "Presentaré mi declaración cuando testifique".
Eğer Senato Komitesinde bazı kurallar uygulanmazsa, Senatör Hatch'ın yaptığı gibi, üyelikten çekilirim diyebilen birisini görmek,
"Si no permiten que cierto proceso se lleve a cabo, " voy a renunciar de este Comité ".
Ağır abilerin kuralları o duruşmanın sonucunu etkiledi ama artık öyle olmayacak.
Las reglas del Club de Toby que prevalecieron en la audiencia... simplemente ya no funcionan.
Ve kulüp kurallarına göre kurallar açık.
Y los estatutos de su club son muy claros.
- Hayır, Tanrı'nın kuralları var.
No, el Señor es el que decide.
Adab-ı muaşeret kuralları gereği... biraz kibar olun, lütfen. Sonuçta çocuklarımın annesi.
Quizá podrías en cuanto al lenguaje moderarte un poco, es la madre de mis hijos.
- Hayır, sana kuralları açıkladım.
- No, te expliqué las reglas.
Ama Morelli her seferinde tüm kuralları ihlal etti.
Sí, pero Morelli violaba las reglas todas y cada una de las veces.
Bir kuralım var... Takip ettiğim kurallar var, bir sistem ve işe yarıyor. ... ve daha önce hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.
Tengo una regla... reglas que sigo, y un sistema, y está funcionando... y no lo he sentido más, sabes.
Ne kurallar var ne de kısıtlamalar.
No hay reglas ni restricciones.
Kuralları çiğnerseniz, akşam yemeği yemezsiniz.
Si violan las normas, se quedan sin cenar.
...... Sen mahkemede sadece otur ve şatafatlı bir İngiliz hakimi soykırımın yapılıp yapılmadığı üzerine kurallar koysun. "
Te sientas en una Corte y un pomposo Juez inglés... ¿ dicta sobre si el Holocausto ocurrió? "
- Tamam, belki geldiğin yerde kural böyle olabilir, ama burada kurallar farklı.
- Ok, tal vez de donde vienes.. Esa es la regla, pero aquí, las reglas son diferentes.
Ama burada, benim dünyamda, benim kurallarıma uyacaksın, tamam mı?
Pero aquí, mi mundo mis reglas ¿ Ok?
- Dünyanı gözlemleyip kurallarınızı öğreneceğim.
- Observando tu mundo, para así aprender mejor las reglas.
Senin dünyanı gezip görmezsem, kurallarınızı nasıl öğreneceğim ki?
¿ Cómo voy aprender las reglas de tu mundo si no me dejas verlo?
Sizler ve kurallarınız, dostum.
Uds y sus reglas.
Sanırım bu kurallar gülümsemek için var.
Supongo entonces que la regla es que debo sonreir.
Kurallar olmadan yaşasaydık, barbarlardan hiçbir farkımız olmazdı.
Si no hacemos que se cumplan, no seremos más que unos bárbaros.
- Arada bir kuralları esnetmek iyidir, değil mi?
- A veces es bueno ser flexible ¿ Cierto?
Kuralları, sınırları ve limitleri olan bir ebeveyni olursa daha mutlu olacak.
Y será más feliz con una madre que pone reglas y límites.
Senin evin, senin kuralların.
Bien, tu casa, tus reglas.
Son şefin kuralları kesin görünüyor.
Parece que el jefe anterior no seguía las reglas.
Kuralları ben koymuyorum, öylesine söylüyorum.
Yo no pongo las reglas, sólo te digo.
Burada önemli olan şey, kurallar.
Lo importante aquí son las reglas.
Hey, benim için oyunun kurallarını değiştirmene gerek yok.
No tienes que hacerlo, no tienes que cambiar las normas por mí.
Şimdi kurallar şöyle, sana haberi veren kişinin adını söyle...
Entonces, estas son las reglas. Me dices quién te dio esa...
Bu konuşma canımı sıkmaya başladı ve kuralların ne olduğunu bana söyleyemezsin. Haklısın.
Porque esta conversación ha llegado a la cumbre, y no puede decirme las reglas.
Bazı kurallar var Bayan Groves.
Hay normas, Srta. Groves.
Gelişigüzel ortaya çıkmayan kurallar.
Normas que no puse por casualidad.
Hayır, senin kurallarına göre değil.
No. No sus normas.
Sizin kurallarınızı ilk çiğnediğimde görevdeki Başkan suikast timlerine Laos'ta operasyon yapma yetkisi vermişti. Ve FBI Başkanı adamlarına size, siyasi rakiplerini yasadışı yollardan izleme emri vermişti.
La primera vez que me salté sus normas, el presidente de turno había autorizado pelotones de asesinatos en Laos, y el jefe del FBI había ordenado a sus hombres... a ustedes... vigilar ilegalmente a sus rivales políticos.
Kurallarınızı her seferinde işinize yarayacak şekilde değiştirdiniz.
Sus normas han cambiado cada vez que les convenía.
Ben kendi kurallarımdan bahsediyordum.
Estaba hablando de mis normas.
Arkadaşlarımın ölmesine, umudun ölmesine kurallarıma bağlı yaşadım diye dünyanın ayağınızın altında dümdüz olmasına müsaade edip etmeyeceğime karar vermem gerekiyor.
Decidir dejar morir a mis amigos, dejar morir la esperanza, dejar que el mundo sea pisoteado por ti, todo porque seguí mis normas.
Ya da senin kurallarına göre oynayıp seni ortadan kaldırayım mı?
¿ El final de mi familia? ¿ O tengo que seguir sus reglas y hacerle desaparecer?
Fizik kurallarına dair anladıklarımızı tamamen gözden geçirmemiz mi gerekiyor sorusunu akla getiriyor.
Levantando la pregunta, de si tenemos que revisar... todos nuestros entendimientos de las leyes de la física.
Baştan beri seni korumak için kuralları uygulamalıydık.
Deberíamos haber seguido los lineamientos para cuidarte desde el principio.
Biliyorsun, onların kuralları daha gevşek.
Tienen menos regulaciones, así que nunca se sabe.
Jarl'ın bu kuralları her kabile tarafından uygulanmalı.
Estas leyes de la Jari serán obedecidas por todas las tribus.
Kuralları biliyorsunuz. Kavga yok. Uslu olun.
No peleen, cuiden sus modales no se muerdan, nada de extraños y nada de globos con agua.