Kurşun traducir español
10,158 traducción paralela
- Kahretsin, kaç kurşun yarası dedin?
¡ Mierda! - ¿ Cuántas heridas de bala?
- Hayır, hayır, hayır, bu kan toplağı bu da kurşun atardamarına doğru yürüyor demek.
No, no, no, tienes un hematoma. Significa que la bala está presionando la arteria.
Darius'un bacağından bir kurşun çıkarmam gerekiyor.
Necesito extraer la bala de la pierna de Darius.
Yarı çıplak ayağında kurşun olan bir adam acil dolusu insanın arasından nasıl kaçar?
Solo estoy intentando entender cómo un hombre semidesnudo con una bala en la pierna puede desaparecer con tanta gente aquí.
Kesi takımı, morfin, bir kurşun ve kanama için ihtiyacın her şey bunlar olmalı.
Kit de laceración, morfina, todo lo que necesitas para una bala y una hemorragia.
Kurşun omzumu sıyırdı.
La bala rozó mi hombro.
Adli tıp Keith'in kıyafetlerinde hiçbir kurşun kalıntısı bulamamış fakat John'un evinde düşen bir mermi kovanı izi bulmuşlar.
Los forenses no encontraron residuos de pólvora en la ropa de Keith, pero sí hallaron una huella en el casquillo... encontrado en la casa de John.
Kurşun geçirmez yelekler için, bütçeyi gözden geçirmemiz gerekecek.
Así que, como castigo, los sacaremos del fondo para nuevos chalecos antibalas.
Natalia, 23 yaşında, ensesine bir kurşun...
Natalia, 23, una bala en la nuca.
Bunu söylemek için, illâ bir kurşun yemen mi gerekiyordu?
¿ Esperaste a recibir tu primer balazo para decirme eso?
Kurşun yarasıydı.
Era una herida de bala.
Kurşun bacağını delmiş.
Esa bala dejó un agujero en tu pierna.
"Sakallı, dev gibi ve muhtemelen kurşun yarası olan bir erkeğe dikkat edin." Doğru değil mi? - Doğru mu?
"Tengan cuidado, un pie grande barbudo... con posible herida por arma de fuego". ¿ Es así?
Bu silahı elimden ancak bir kurşun sıkarak alırsın.
El único modo en que puedes quitarme esta pistola de la mano... es con una bala.
Oturmuş, kurşun yarasının iyileşmesini beklerken ve TV'deki bütün boktan çözülmemiş esrarengiz adli inceleme dizilerini izliyordum ki aşığın Markham'la Harlan'da işlerin boka sardığını duydum ve meraklandım.
Ya sabe, estoy ahí sentado recuperándome de mi herida de bala... viendo todas esas series forenses de casos sin resolver de la televisión... y entonces oigo que la mierda empieza a salpicar el ventilador... gracias a ese amante suyo, Markham, en Harlan... y... me despertó la curiosidad.
Kurşun köprücük kemiğine çarpıp bölünmüş.
La bala astilló la clavícula.
Dedim ki bu ödleklerden birinin ne zaman kurşun geçirmez yelek giyeceği belli olmaz.
Bueno, imagino... que nunca sabes cuando uno de esos cobardes lleva chaleco antibalas, ¿ no?
Ayrıca 1980'de üretilen bir Beretta ile direkt olarak eşleşen kullanılmış bir kurşun bulduk.
También encontramos una bala disparada que coincidió con una Beretta fabricada en 1980.
Gizemli kız bir kurşun var.
- Tengo una pista sobre nuestra chica misteriosa.
İçinde kurşun yoktu, namlusu kapalıydı.
Sin balas, el cañón tapado.
Doğrudan birbirine yönelen iki kurşun gibiydik.
Éramos como dos trenes bala se dirigió directamente hacia la otra.
- Üst bedende kurşun yarası.
¡ Herida de bala en el torso!
Üst bedende kurşun yarası!
¡ Herida de bala en el torso!
- Üst bedende kurşun yarası!
- Herida de bala en el torso.
Kurşun kanserden daha hızlı öldürür Scott.
Una bala mata más rápido que el cancer, Scott.
Görünüşe göre kurşun sıyırıp geçmiş. Bu iyi.
- Parece que la bala lo atravesó, eso es bueno.
Kim olduğun, nereli veya ne olduğun ne sattığın umurumda değil ama buradan gitmezsen kafana bir kurşun sıkarım.
No me importa quién seas. De dónde vengas. O qué estés vendiendo.
Birkaç santim daha kaysaydı kurşun onu öldürebilirdi.
Unos centímetros más, y la bala la hubiera matado.
Sırtından iki, başından bir kurşun. Ağır bir silah ile vurulmuş.
Dos disparos en la espalda, uno en la cabeza, con una arma de alta potencia
Kurşun şahdamarına gelmiş.
La bala impactó en la carótida.
Kurşun kalbini es geçmiş.
La bala no ha dado en el corazón.
Yetkililerin haberi olmadan göğsümden kurşun çıkarabilecek türden.
Del que pueda sacar una bala de mi pecho sin notificárselo a las autoridades.
- Şablon olarak aynı göğse kurşun, tek tırnak sökülmüş.
Por lo demás el patrón es el mismo, un disparo en el pecho y una uña arrancada.
Kurşun vücudunda.
La bala está en el cuerpo.
Kurşun.
- La bala.
Kurşun... Onunla ilgili ne yapacağız?
La bala... ¿ Qué vamos a hacer con eso?
Blatt'ın elinde kurşun var.
Blatt tiene la bala.
Zeta'nın kafasına sıktığın kurşun.
La bala que le disparaste a ese Zeta en la cabeza.
Kurşun.
Bala.
Sen elini o silaha uzatan kadar ben sana üç kurşun yedirmiş olurum bile.
No, te meteré tres balas antes de que pongas tus manos en esa pistola.
Walt, o küçük şerefsiz tarafından Kaleb de kafasına bir kurşun sıkarak.
Walt por ese pequeño pinchazo, y luego Kaleb pone una bala en la cabeza.
Kaleb kendini vurdu. Kurşun yarası tahrif edilmiş.
La herida de bala fue manipulada.
Bunu görünmez ve kurşun geçirmez giysili kız mı söylüyor?
Dice la chica de la traje a prueba de balas invisibles.
Hiç kurşun yemeyeceğinden emin ol yoksa Zorin kafalarımızı uçurur.
Asegúrate que no reciba disparos o Zorin nos arrancará la cabeza.
- En az bir yıldır. Başının arkasında bir kurşun deliği var, ama çıkış yarası göremiyorum, çürümüş beyin dokusunun içinde... kurşunu bulabiliriz.
Parece que tiene un agujero de bala en la parte trasera de la cabeza, y como no veo una herida de salida, parece probable que vayamos a encontrar la bala en la materia cerebral en descomposición.
Erkek kurban, başının arkasında kurşun yarası...
Víctima masculina, herida de bala en la parte trasera de la cabeza...
Kafama bir kurşun deliği açtın!
Colocaste una bala en mi cabeza.
Her bir kursun çok degerli!
¡ Cada bala cuenta!
Daha fazla kursun!
¡ Más munición!
Seni dönüstürdükten sonra hanginizin oglunuzu daha çok istedigini seyretmek çok ilginç olacak. Bes kursun.
Será muy interesante ver el deseo de quién será más fuerte después de que lo haya convertido.
Nasıl bir insan, olaya intihar süsü vermek için kurşun yarasını pürmüzle yakar?
¿ Un amigo?