Kâğıdı traducir español
1,129 traducción paralela
Her kâğıdı, ilk kez elinize geçince, atmaya çalışın.
Trate de deshacerse de los papeles la primera vez que los tome.
Ve bu kızın hareketini çok dikkat dağıtıcı ve rahatsız edici olduğunu ve cevap kâğıdında yerini kaybettiğini söylemişti.
Fred fue a una escuela de chicos, y ese toquiteo le era irritante. Se confundió de lugar en la hoja de respuestas.
Sam Amca için bu kâğıdı doldurmalısınız. Birden sekize kadar.
y tendra que contestar todo esto para el tio Sam. de la 1 hasta la 8.
Bu adam tezimi tuvalet kâğıdı olarak kullanabilir.
No me entiendes. Es capaz de estar usando mi tesis de papel de baño, o comiéndosela.
Şu kâğıdı uzatsana lütfen.
¿ Me puede pasar ese papel?
Fotokopi kâğıdımız, resim kâğıdımız ve kurşun kalemimiz yok ama bol öğrencimiz var.
Quiero decir, no hay papel xerox, papel de arte y andamos cortos de lápices.
Ne yapacağım ben o kese kâğıdını?
¿ Y qué se supone que tengo que hacer con una bolsa de papel?
Burada iki kâğıdım var, adamım!
¡ Tengo dos páginas aquí!
Kese kâğıdıyla iş görür mü?
ella es "caliente"?
Komitedeki her üye için bir kopya kâğıdı hazırladım.
Preparé información sobre cada miembro del comité de membresía.
En azından kâğıdı bana ver.
Se oye menos feo
- Ne kâğıdı?
- Qué papel?
Boya, duvar kâğıdı, poster, ne istersen. Sen sadece kendini rahat hisset.
La pintura, el empapelado, el tapizado, lo que quieras... para que te sientas cómoda.
Bunda sonra, normal tuvalet kâğıdı kullanacağız, pamuklu süslü püslü olandan değil.
Desde ahora, usaremos papel higiénico común no ese tramado tan lindo.
Kâğıdın var mı?
¿ Tienes un papel?
Tuvalet kâğıdını değiştiriyorsan arka tarafa gelecek.
Si cambias el papel higiénico, que desenrolle por detrás.
Akşamın en kötü anını yaşadığımı düşünürken kulak mememi zımpara kâğıdı bir dil yalamaya başladı.
Cuando creí que había llegado al punto mas bajo de la noche, De pronto sentí una lengua áspera lamiendo mi lóbulo de la oreja.
Yeni duvar kâğıdını gördüm.
Vi tu nuevo empapelado.
İzin almak için müdür yardımcısına gideriz. Tabii, spor için falan izin kâğıdımız yoksa.
Volvemos a nuestro "salón base" para acabar el día a menos de que tengas un pase para deportes o algo así.
Biraz tuvalet kâğıdı lâzım. Hepsini bitirdim.
Se me ha acabado el papel higiénico.
Rapor kâğıdın geçen hafta geldi.
Tus notas llegaron la semana pasada.
Görev kâğıdımız bu Koca V.
Tengo nuestras direcciones, Gran V.
Lhasa, izin kâğıdım var.
Lhasa... tengo permiso.
Gitmem lazım... Kafama kese kâğıdı geçireceğim.
Necesito ir a cubrir mi cabeza con una bolsa.
Gözlerinizi kendi kâğıdınızdan ayırmayın.
Mantengan los ojos en sus examen.
Bilgisayar devri bitmek üzere. Kâğıdın dönüşü büyük olacak.
La computadoras van a quedar obsoletas.
Cebir sınavında omzunun üstünden kâğıdına bakmıştım.
Bueno, una vez te copié en un examen de álgebra.
Şu kâğıdın üstünde durur musun? Çok güzel.
Sólo pisa encima del periódico, por favor.
Ambalaj kâğıdınız var mı?
- ¿ Tienes papel de envoltura?
Bir de yatak odasında kese kâğıdından şikâyet edersin.
Y sin embargo, en el dormitorio te quejas de la bolsa de papel.
Ye şu kâğıdı. Hayır!
- Cómete la página.
Hey, o kadar kâğıdı nereden bulabileceğimizi biliyorum.
Yo sé dónde hay montones de papel.
Yarım ton gazete kâğıdı ve sadece 75 sent mi alıyoruz?
¿ Media tonelada de periódicos y sólo recibimos 75 centavos?
Plastik ve kâğıdı karıştıramazsın.
No puedes mezclar plástico con papel.
Duvar kâğıdı kumaşlarını da istiyorum.
Quiero pedazos de empapelado.
Ben hiç duvar kâğıdı kaplamadım.
Nunca he colgado papel tapiz, por lo que Ni siquiera voy a hablar de dinero.
Şey olmasına karşın çok iyi davrandın. Hiç duvar kâğıdı kaplamamış olmanıza karşın
Usted ha sido muy buena, teniendo en cuenta..... Teniendo en cuenta que nunca han colgado papel tapiz antes.
Bu açıklama kâğıdını heykelin... — şeyine...
Alguien había pegado la etiqueta del inventario en su... - En el... - ¿ Artefacto?
Limon kabuğu soyucu, nota kâğıdı, toprak ve şövale.
Necesito un acanalador de frutas papel de partituras, tierra para macetas y un caballete.
Ofise nihayet buruşmayan faks kâğıdı geldi!
Mi oficina compró papel de fax.
Bana şikâyet kâğıdı yazamazsın, ve -
No me puedes hacer una amonestación.
Neden bu kese kâğıdını kafana geçirmiyorsun Çirkin Bob?
¿ Por qué no te pones esta bolsa de papel en tu cabeza, Feo Bob?
Kese kâğıdıyla işler nasıl gidiyor.
- ¿ Qué tal te funciona la bolsa? Parece servir bastante.
Askerlik kâğıdını yak.
Pues quema tu carné de conducir
Tek yapman gereken, şirket için son bir kaç kâğıdı imzalamak.
Todo lo que necesito que hagas es firmar los últimos papeles de la compañía.
Sabah, izin kâğıdınızı hazırlaması için Charlie'yi çağıracağım.
Te mandaré a Charlie para para traer tus papeles del perdón.
— Ah, Peter, işte bir hava kâğıdı, ilgini- - — Teşekkür ederim!
Aquí está el plano aerodinámico que creo que... - Gracias. - Te parecerá entretenido.
İzin kâğıdınız ve kimliğiniz lütfen.
Su permiso y carné de identidad, por favor.
İzin kâğıdınız ve kimliğinizi istiyorum.
Le pedí su permiso y su carné de identidad, ¿ no?
- Sosisli sandviç kâğıdı mı? - Hayır.
Oh vamos a ver.
* Yeni bir duvar kâğıdı *
Ya sabes, o sea, no tenemos que hacer esto ahora mismo...