Kırmızı traducir español
24,709 traducción paralela
Kırmızı giyiyor olman seni Flash yapmaz, Roy.
Solo porque vistas de rojo no te convierte en Flash, Roy.
Kırmızı alarm söz konusu.
Tenemos un código negro.
Kırmızı deri kostümün olmadan seni tanıyamadım.
No te reconocí sin tu traje rojo.
Ne? Kurucu Ataların bayrağa neden yıldız koyduğunu biliyorum. Kırmızı, mavi ve beyaz da İngiliz Bayrağı'ndan değil mi?
Quiero decir, entiendo por que los Padres Fundadores pusieron estrellas en la bandera, y el rojo, blanco y azul, son de la bandera británica, ¿ no?
Dövmeleriniz aynı. Büyük kırmızı bir bayrak.
Tatuajes iguales.
Geleceğinde kırmızı cübbeler ve yüzük var.
La sotana roja y el anillo están en su futuro.
- Beyaz ve kırmızı renkte küçük...
- ¡ Señor! Blanco y rojo pequeño.
Şu Bay kırmızı'ya bak...
Mira el Sr. Calzoncillos rojos.
Kırmızı ışıkta geçebileceğini biliyor değil mi?
Sabe que no tiene que parar en los semáforos, ¿ no?
Demek, beni zengin etme niyetinde görünüp başına ödül konulup kırmızı bültenle aranan Jung Chae San'ın karşısına çıkardın!
Parece que te has decidido a hacerme rico trayendo a Jung Chae-san, el más buscado y mejor recompensado frente a mí.
Sen küçük bir çocukken otobanda seni kırmızı tatlı bir BMX'e bindirir arabalara hava atmayı öğretirdi.
¿ Sabes que cuando eras un renacuajo te llevaba a dar vueltas en su BMX roja y te enseñaba a lanzar piedras a los coches? Ya se le pasará.
Biliyorsun, sen bayat müziğini çalacak ya da esrar saracaktın ya da bir şişe kırmızı şarap olacaktı.
Ya sabes, pondrías... Pondrías tu música cursi o liar un porro o habría una botella de vino.
Sıradaki Kırmızı Hat otobüsüne bin.
Tome el siguiente autobús de la Línea Roja.
Geçici Yönetim Kırmızı Hattıyla yolculuk yaptığınız için teşekkürler. Westwood'tan Larchmont'e 15 dakika, gün boyunca, her gün.
Gracias por viajar con la Línea Roja de la Autoridad Transnacional desde Westwood a Larchmont cada quince minutos, cada día, todos los días.
Kırmızı etiket yapıştırdım.
La precinté.
Sence kırmızı bana yakışır mı?
¿ Crees que el rojo es mi color?
Şu kırmızılı olan kızı görüyor musun?
¿ Ves a la chica bajo aquella luz roja?
Kırmızı, yeşil ve mavi!
Roja, verde y azul.
Hainleri yok edelim ve kırmızı bayrağı yükseltelim!
¡ Exterminemos a los traidores! ¡ Levantemos la bandera roja!
Yankee kuklaları ne yaparsanız yapın, kırmızı bayrak öne çıkacak!
No importa lo que hagan, títeres yankees... la bandera roja seguirá reinante.
Kırmızı Kova'daki baş at antrenörüyüm.
Domador de caballos principal en Cubo Rojo.
Burada, Kırmızı Kova'da 300'ü aşkın at kurtardık.
Salvamos más de 300 caballos aquí en Cubo Rojo.
Kırmızı Kova ailesinin en genç üyesi.
Es la más joven de la familia Cubo Rojo.
Kırmızı Kova'dan ne istiyor ki?
¿ Qué quiere con Cubo Rojo?
Kırmızı Kova malum dertleriyle uğraşıyor.
A veces Cubo Rojo se mete en problemas.
Atların sahip olduğu çiftlik, Kırmızı Kova.
Cubo Rojo, la hacienda de los caballos.
Kırmızı Kova'ya.
A Cubo Rojo.
Hey, Lexi? Kırmızı Kova olmasaydı, bu atlara ne olurdu?
Lexi, ¿ si Cubo Rojo no existiera que les pasaría a los caballos?
Kırmızı Kova var.
Cubo Rojo sí existe.
Bunu Kırmızı Kova için topladım.
Lo junté para Cubo Rojo.
Özül parasını Kırmızı Kova'ya vermek için kazanmak istedik.
Queríamos ganar para dar el dinero del premio a Cubo Rojo.
Kırmızı Kova'ya bir şey olmayacak.
Cubo Rojo estará bien.
848 numara Başvezir, arenaya giriyor. Binicisi Emma Bailey, sahibi Kırmızı Kova.
Entra a la pista el número 848, The Chancellor lo monta Emma Bailey, su dueño es Cubo Rojo.
Kırmızı dikey.
Vertical rojo.
Kırmızı dikey, kırmızı dikey.
Vertical rojo.
Ve birinci sırada, 848 numara, Başvezir, binicisi Emma Bailey, sahibi Kırmızı Kova!
¡ Y en primer lugar el número 848, The Chancellor jinete Emma Bailey, dueño Cubo Rojo!
Bu para Kırmızı Kova'ya ait.
Esto le pertenece a Cubo Rojo.
- Git buradan Kırmızılı.
Lárgate, Rojo.
Sonra ne olacak Kırmızılı?
¿ Y luego qué, Rojo? ¿ Vamos...?
Senin yöntemlerin saçmalık Kırmızılı.
Tu sistema es una estupidez.
Kırmızılı, sadece bu seferlik mi?
¿ Solo por esta vez, Rojo?
Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır Kırmızılı.
No, Rojo.
Görüşürüz Kırmızılı.
Nos vemos, Rojo.
- Açıkçası kurbanımızın güzel kırmızı bir elbise giydiğini düşünüyorum.
Bueno, estoy pensando que nuestra víctima llevaba un bonito vestido rojo.
Eline kırmızı boya bulaşmış.
Tienes pintura roja en la mano.
Ama kırmızı halı yok, hile ve kurnazlık gerektirecek.
Pero requerirá subterfugios y sutileza, no una capa roja.
Mavi, sarı ve kırmızı.
Azul, amarillo y rojo.
Kırmızı bir pelerin giysin ya da giymesinler bu ülke için, özgürlüğümüz ve hayatlarımız için tehdit teşkil ediyorlar.
Sin importar que ellos estén usando una capa roja o no, son una amenaza para este país, nuestra libertad, y nuestras vidas.
Siyahi kurbanımız, bir Diablo mahallesinden az ötede "beni vurun" diyen kırmızı bir araba sürüyormuş, efendim.
Nuestra víctima afroamericana conducía un coche tiroteo mí rojo a través de un barrio Diablo a pocas cuadras de distancia, señor.
Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum ama yabancı bir kırmızı arabanın gece vakti mahalleden geçmesi...
No sé nada acerca de eso, pero un coche rojo extraño conducir por el barrio por la noche...
- Arabanın kırmızı olduğunu nereden bildin?
¿ Cómo sabía que el coche era de color rojo?