Lara traducir español
14,420 traducción paralela
Toplantılara katılırım.
Puedo venir a las reuniones.
Çok hevesli alıcılara sattım.
Se las vendí a unos compradores muy motivados.
Yaşlılara yer verme.
No se los des a los ancianos.
Gördüğünüz gibi, birinci günde kullanıcılara bir şeyler göstermeliydik, herhangi bir kullanıcı geri bildirimi olmadan önce, başlatmak için diğer verileri kullandık.
Ver, tuvimos que mostrar a los usuarios algo en el primer día, antes de que hubiera respuesta de los usuarios, así que utilizamos otros datos sólo para empezar apagado.
Ne yani, toplantılara katılmadığım için endişeli misin?
¿ Qué, te preocupa que no he estado en ninguna de las reuniones?
Geçen gün, Watson'a bütün hafta boyunca St. Luke'daki toplantılara katılmadığımı söylemişsin.
Um, el otro día, que le dijo Watson que yo no había estado en ninguna de las reuniones en esa última semana entera de San Lucas.
51. İstasyon'daki uçuk acil tıpçılara.
Por los mejores paramédicos de la estación 51 de todas partes.
Ve bu da hazırda bekleyen avcılara fırsat tanıyor.
Y proporciona a los cazadores más ágiles su oportunidad.
1932'de * FDR'in yeni binası, müzisyenlere, tiyatroculara ve sanatçılara ev sahipliği yapıyor.
Erigida en 1932 como parte del New Deal de Roosevelt, este edificio fue el hogar de músicos, actores y artistas de todo... 1934.
Gittikçe yukarılara doğru çıkıyorsun.
Definitivamente estás en una trayectoria en ascenso.
Bütün toplantılara katılmıştım.
Estuve en las reuniones.
Dassey savcılara dayısı Steven'ın Teresa Halbach'i çıplak olarak yatağına bağladığını anlattı.
Dassey les dijo a los abogados que su tío Steven tenía a Teresa Halbach esposada a la cama, desnuda.
Fakat sayılara kendini adayan bir şahıs olarak bence görülmeye değer eser, Newton'ın Principia Mathematica'sıdır.
Pero, según estimo, como hombre de números la obra maestra es Principia Mathematica, de Newton.
Dolaşarak usta ressam eserlerini zengin Amerikalılara satıyor.
Trafica obras de los maestros entre estadounidenses ricos.
Hem piliçler de üniformalılara bayılır.
El uniforme atrae chicas.
Lütfen bu son derece şerefli avcılara bir alkış gönderin.
Por favor, denles un aplauso a estos honorables cazadores con águila.
Şimdi avcılara ödüllerini vereceğiz.
Vamos a premiar a los cazadores con águila.
Amazon'lara söylemeliyiz.
Tenemos que decirle a las amazonas.
Bu engeller yok edildiğinde yürüyen ölülerden oluşan bir ordu canlılara musallat olacak.
Cuando estas barreras caigan, un ejercito de muertos vivientes molestara a los vivos.
"Canlılara musallat olmak" kulağa fena gelmiyor.
"Molestar a los vivos" no suena tan mal.
Canlılara musallat olacaklar akıl almaz acılar ve vahşet ile.
Volveran para molestar a los vivos con dolor y tormentos atroces.
Bu moda Incubator ile çalışıyor, Ve sadece genç tasarımcılara mağazalarıyla kıyafetler hazırlamaya ikram ediyorlar.
Está funcionando con esta Incubadora de moda, y que sólo pagan los jóvenes diseñadores para llegar a la ropa para su tienda.
Şu bağlantılara bakın!
¡ Miren qué salchichas!
- Neiman " lara mı gideceğiz?
- ¿ Vamos a Neiman?
Ulusal güvenliğimizi cadılara, çetecilere, timsahlara mı emanet edeceksin?
¿ Quiere dejarla seguridad nacional en manos de brujas, pandilleros y cocodrilos?
Durumu UFO'lara benzetirdim.
Lo comparaba con los ovnis.
Kadınlara güvenme, özellikle Amerikalılara.
No confíes en las chicas, especialmente en las americanas.
Amerikalılara güvenemezsin.
Nunca confíes en los americanos.
Ne olursa olsun, işime sımsıkı tutunmam ve faşist patronuma bekâr bir anne olsam da tuhaf bıyıklı hipster'lara katlanacağımı göstermem lazım.
Pase lo que pase ahora, debo mantener mi trabajo. Puedo probar a la jefa fascista, que podré ser madre soltera... pero estoy dispuesta a enrolarme... con los hípsters con barba irónicas.
Peki ya doğru soruyu sorup, matematik kurallarını da devreye sokarsak flört bilimi sayılara dökülebilir mi?
¿ Y si hacemos las preguntas correctas? ... y aplicamos las leyes de las Matemáticas... para que la Ciencia del Cortejo se pueda cuantificar?
Biz uydu kaybedersek... Biz terörist saldırılara karşı savunmasız olacaktır.
Si perdemos los satélites... estaremos vulnerables a ataques terroristas.
Sadece 600 bilet tahsis edilmiş. Ancak binlercesi binlerce kişilik sıralar oluşturmuş. İnsanlar çatılara çıkmış.
Sólo se asignaron 600 billetes, pero... miles se alinearon en las calles y tejados.
Merkeze uyarılara başlanmasını söyleyin.
Dile a la Central que hagan las notificaciones.
Diğer tüm Amerikalılara ilham kaynağı olur ve sana inandığım gibi,
Es una inspiración para su compatriotas y, como creo dicen ustedes...
Ayrıntılara ihtiyacım var.
Necesito algo específico.
Bu bizi Öbür Dünya'ya açılan kapılara götüren tanrıların yaptıkları şeyi ne kadar çok takdir ettiğimizi göstermenin de iyi bir yolu.
Es una manera de agradecer a los Dioses por lo que harán... cuando nos lleven por esas puertas al Más Allá.
Tanrılara itaatsizlik edemezsin.
No puedes desobedecer a los Dioses.
İngilizleri, Hollandalılara götüren kader zaten yeterince tuhaf. Ama Epsom'dan Pennsylvania'ya oradan da tepelerin çevrelediği Altamont'ta, mağrurca öten mercan gagalı horozun ve yumuşak, taş gülüşlü meleğin eşliğinde var olan kader, şansın gizemli dokunuşudur. "
Un destino que conduce al inglés... al holandés, es bastante extraño... pero uno que conduce de Epsom a Pennsylvania... y de allí a las colinas que se cierran en Altamont... sobre el grito de coral orgulloso del gallo... y la blanda sonrisa de piedra de un ángel... es tocado por ese milagro oscuro de la casualidad.
" İngilizleri, Hollandalılara götüren kader zaten yeterince tuhaf. Ama Epsom'dan Pennsylvania'ya oradan da tepelerin çevrelediği Altamont'ta mağrurca öten mercan gagalı horozun ve yumuşak, taş gülüşlü meleğin eşliğinde var olan kader, şansın gizemli dokunuşudur.
" Un destino que conduce al inglés... al holandés, es bastante extraño... pero uno que conduce de Epsom a Pennsylvania... y de allí a las colinas que se cierran en Altamont... sobre el grito de coral orgulloso del gallo... y la blanda sonrisa de piedra de un ángel... es tocado por ese milagro oscuro de la casualidad.
Eminim harika hücrelere ve harika halılara sahipsiniz, Ama daha önce bu turları yaptım.
Estoy seguro de que tiene cubículos maravillosos y grandes alfombras, pero he hecho esas visitas antes.
Hakkımda boktan yargılara varma.
No me juzgues, carajo.
Ayrıntılara çok takılmak zorunda değiliz.
No tenemos que discutirlo.
Yaşlılara yardım ediyoruz... - ki hayatlarını onurlu bir şekilde yaşasınlar.
Ayudamos a los ancianos a terminar sus vidas con cierta dignidad.
Kimse yaşlılara değer vermiyor aslında.
Los ancianos no le importan a nadie.
- Pompalar freni sıkıştırıyor. - Gidip bağlantılara bakayım.
Las bombas sobrecargaron los interruptores.
Mevsimsel akıntılara kendimizi kaptırdık.
Nos fijamos en los corrientes estacionales.
Bu denizcileri sıkı savaşçılara dönüştüreceğimden eminim.
Listo para convertir estos marineros en una magra, digo máquinas de combate.
Ve siz denizcileri, sıkı savaşçılara dönüştüreceğim!
Y me voy a convertir en grasa, digo en una máquina de combate!
- Etin içine doğru oyularak çizilmiş yazılara benziyorlar.
Se ven como runas que, o bien han sido talladas... o fueron marcadas en la carne.
Jerry Schilling genç Billy Joel'in tur menajeri oldu. Sonra The Beach Boys ve Jerry Lee Lewis gibi sanatçılara menajerlik yaptı.
Jerry Schillings se hizo director de giras de Billy Joel y luego manejó actos musicales como los Beach Boys y Jerry Lee Lewis.
Başka toplantılara katılıyorum.
Yo sólo he estado yendo a otros diferentes.