Laughter traducir español
51 traducción paralela
Evet. Oh, Rena in No More Laughter'ın bir parçası olmamı istiyor.
Sí, quiere que haga el papel de Rena en'No más risas'.
Cause I live on the outside of your joy and laughter.
¶ Vivo fuera de tu risa ¶ ¶ y tu alegría ¶
I live on the outside of your joy and laughter.
¶ Vivo fuera de tu risa y alegría ¶
* Kahkahalarımız çınlar *
# Our laughter would ring
[LAUGHTER] Ben bilim adamı değilim.
Mira, no soy científico.
[LAUGHTER] Merhaba çocuklar, Cheryl yanlışlıkla hafif bira almış,
Muchachos, Cheryl se equivocó y compró Cerveza dietetica
( laughter ) Katılmışsındır diye düşünüyordum. Tabii senden ancak, idam mangasının vuracağı mahkumun gözlerini bağlayan asker olur gibi.
Sí, te tenía por algún tipo de militar, aunque había supuesto el tipo que ata la venda por la f.
The Laughter Place.
El Laughter Place
The Laughter Place mi demiştin?
¿ Has dicho The Laughter Place?
* Kahkahalar yok artık *
No more laughter No mas risas
* Kahkahalar yok artık * * Yok artık *
* No more laughter * * No more * * No mas risas * * No mas *
* Yok artık * * Kahkahalar yok artık *
* No more * * No more laughter * * No mas * * No mas risas *
"Does anybody remember laughter?" Hey, hatırlıyorum.
Eh, yo me acuerdo.
Ve sen bozdun.
Laughter Y usted lo rompieron.
Hayır.
Laughter No.
Peki millet kaçıncı olduğunu görmek istiyor musunuz?
Laughter Entonces, ustedes los amigos quieren ver ¿ Dónde él vino?
Kalkış yarışını ve tepeye tırmanmayı kazandım.
Laughter and applause Gané la carrera de aceleración entre dos carros Y la subida de la colina.
Hadi.
Laughter Come Adelante.
O da "neden" dedi.
Como él es, ¿ "por qué? !" Laughter
Porto Rico bayraklı...
Con un puerto... Laughter
Kendimi bir anda çimenlerde bulabilirim.
Laughter que puedo derrocar Directamente en la hierba.
İleri sürdüğün ne?
Lo que usted tira a la basura. Laughter
Yürümek çarpmak kadar güzel.
Laughter Un paseo es tan bueno como un golpe.
Zafer!
¡ Victoria! Laughter
Ama abartmasız 30 yıl sonra...
Laughter Excepto literalmente 30 años más tarde,
Ama o gün kendi kendime dedim ki...
Laughter Pero dije para mí mismo En verdad en ese día,
Hey, ben arabamı eğlenceli hale getirdim.
Laughter Oye, hice mi coche divertido.
- Neyse.
Laughter Cualquier Cosa.
Evet.
Sí. Laughter
O zaman bu kötü değil.
Entonces eso es lo suficientemente bueno. Laughter
Kesinlikle biliyorum.
Oh, definitivamente sé ahora. Laughter
Öyle.
Hago. Laughter
Onu demedim...
Laughter que no hice...
İki oldu!
¡ Eso está dos veces! Laughter
Doğru.
Es en serio. Laughter
Anlarsın ya?
¿ Laughter que Usted conoce?
Her zaman.
Laughter Siempre.
Doğru.
Cierto. Laughter
Ve kesinlikle yalan söylemedim.
Laughter Y exactamente no mentí.
[laughter] Ve geri kalan dalkavuklar.
Bueno, tenemos invitados.
Saffron Nelson'ı hatırlıyor musun,'Season of Love','Silent Laughter'?
Recuerdas a Saffron Nelson, 'Season of Love','Silent Laughter'?
Şu Carl çılgın.
[laughter] Ese Carl está loco.
Çok geç.
- ( Laughter ) -'Oh, demasiado tarde.
Hadi, millet.
¿ "Does anybody remember laughter" ( canción ) NT : ¿ Alguien se acuerda de las risas?
Az mı?
Laughter ¿ Uno pequeño?
Bir New York'luydu.
Laughter Fue un neoyorquino.
- Gerçekten mi?
Laughter ¿ - Realmente?
Çok fazla değil.
Laughter No una buena cantidad de fuego.
Corvair'in spin atma sevdasını çözerken başka bir problem ortaya çıkarttığımı fark ediyorum.
Laughter Madera : Me doy cuenta de eso en solucionar lo El amor de Corvair de explicar con exceso de detalle,
Kendimi kötü hissettim.
Laughter Me sentí mal.
Bu o şahıs mıydı?
Laughter ¿ Fue esa una persona?