Lazarus traducir español
480 traducción paralela
Hay Lazarus'un kılıçları!
¡ Por las espadas de Lázaro!
Çünkü onun tavuklardan biri kahvaltı masasında canlandı. - Lazarus gibi dirildi ve...
Porque sin esperarlo, uno de los pollos resucitó como Lázaro.
Onu bir mezara kadar izledik. Orada dört gün önce ölmüş Lazarus adında bir adam yatıyordu.
Le seguimos hasta una tumba donde yacía un hombre llamado Lázaro... que llevaba cuatro días muerto.
Lazarus'un kız kardeşi ona inanıyor, ağabeyini ölümden döndürmesi için yalvarıyordu.
La hermana de Lázaro, que era creyente... le había implorado que hiciera resucitar a su hermano.
"Lazarus, dışarı çık."
"Lázaro, levántate"
Ve Lazarus mezardan çıktı.
Y Lázaro salió de la tumba.
Sonra o Lazarus'a kefeni atıp canlıların arasına katılmasını söyledi.
Y después le dijo a Lázaro que se quitara la mortaja y volviera a la vida.
Lazarus'un ölüyken dirildiğini görmekle kalmadım, onunla konuştum.
No solo vi a Lázaro salir del sepulcro... sino que habló con él.
Lazarus gibi, mezardan çıkageldin.
Como Lázaro, que se levantó de la tumba.
Lazarus çok iyi de kokmuyordu.
Lázaro tampoco olía muy bien.
Hatta Lazarus'un dirilmesini de.
No, más bien, la resurrección de Lázaro.
Lazarus adında bir adam,
" Estaba enfermo un tal Lázaro de Bethania,
- Kardeşi Lazarus hastaydı.
" Lázaro, su hermano, estaba enfermo. Pan.
Martha, kız kardeşi ve Lazarus'u sevmiştir.
"Y Jesús amaba a Martha, a su hermana y a Lázaro".
Hepiniz ölüsünüz, Lazarus'tan bile daha ölü.
¿ Saben qué debo decirles? Que están todos muertos, peor que Lázaro.
Bana Lazarus derler.
Me llaman Lázaro.
Lazarus.
¿ Làzaro?
Hortlayan Lazarus benim kadar diri olmamıştır.
Seguro que Lázaro nunca se sintió tan bien como yo.
Sen Tanrı'nın Krallığından uzak değilsin Lazarus.
No estás lejos del reino de dios, lázaro.
Lazarus... Seni unutmayacağım.
Lázaro no te olvidaré.
Bu hastalık, Lazarus'un ölümüyle sonuçlanmayacak, Tanrı'nın yüceliğine hizmet edecek.
Esta enfermedad no ha llegado por la muerte de lázaro sino por la gloria de dios.
- Lazarus'u kaybettik.
Maestro.
Lazarus Beytanya'da ölmüş.
Lázaro ha muerto en betania.
Lazarus öldüyse, neden şimdi gidiyoruz?
Si lázaro está muerto ¿ para qué necesitamos ir?
Eğer önceden burada olsaydın, Lazarus'un ölmeyeceğine inanırdım.
Si tan solo hubieras estado aquí creo que lázaro nunca hubiera muerto.
Lazarus ölmüştü.
Lázaro estaba muerto.
Lazarus!
¡ Lázaro!
- Lazarus, ne oldu?
- Lázaro, ¿ qué ha pasado?
Lazarus'a gelince, insansı robot hakkında anlattığı hikaye beni hâlâ huzursuz ediyor.
En cuanto a Lázaro, la historia que me ha contado del humanoide sigue preocupándome.
Lazarus'un söylediklerinde doğruluk payı olsaydı...
Si hay algo de verdad en lo que dice Lázaro...
Tek bildiğim, yaratığın ortaya çıkışıyla Lazarus'un iddia ettiği yüzleşmelerin aynı anda gerçekleştiği.
Solo sé que la aparición del fenómeno coincide con los momentos en los que Lázaro tiene sus supuestas peleas.
Lazarus'u buraya getirdik ve alnındaki derin yarayı iyileştirdim, değil mi?
Lázaro vino aquí para curarse una quemadura en la frente, ¿ verdad?
Lazarus, iyi misin?
Lázaro, ¿ se encuentra bien?
Lazarus, benimlesin.
Lázaro, acompáñeme.
- Beni tehdit etme, Lazarus.
- No me amenace, Lázaro.
Kaptan, Güvenlik raporları Lazarus'un kaybolduğunu gösteriyor.
Seguridad informa que Lázaro ha desaparecido.
- Bay Lazarus bizimle ışınlanacak.
- El Sr. Lázaro vendrá con nosotros.
Senin bir yalancı olduğunu gösteriyor, Lazarus.
Dice que nos ha mentido, Lázaro.
Lazarus, yaralısın.
Lázaro, está dolido.
Lazarus, tehlikeli biri.
Lázaro es un peligro andante.
Lazarus'un akli durumu konusundaki analizin nedir?
¿ Cuál es su análisis del estado mental de Lázaro?
Lazarus'a bir bak.
Fijémonos en Lázaro.
Lazarus gibi. Eş.
Como Lázaro. igual.
İki Lazarus gibi.
Como ambos Lázaros.
- Lazarus. Kristalleri almak için numara.
- Un truco para robar los cristales.
- Lazarus...
- Lázaro...
Koridorun dışında buluşursanız, Lazarus ne olabileceğini fark etmiş olmalı.
Lázaro sabe qué pasará si se encontrasen fuera del corredor.
Lazarus...
Lázaro...
Lazarus hasta, ölüyor.
Lázaro está enfermo y se está muriendo.
Lazarus.
Lázaro.
Lazarus yaşıyor!
¡ está vivo!