Leones traducir español
1,567 traducción paralela
Aslanların aksine, leoparların kıvrılabilir pençeleri ve ayak kemikleri var.
A diferencia de los leones, los leopardos tienen un hueso en el tobillo.
aslanlar tırmanmaya yeltendiğinde patileri ağırlıkları altında kayar.
cuando los leones trepan, sus tobillos se deslizan bajo el peso del cuerpo.
Aslanlarla çevrili bir ağaçta kapana kısılan, ve uzaktan gelen hırlamaların ve tıslamaların Legadema'nın tehlikede olduğundan annesinin haberi bile yok.
Atrapada en el árbol con leones dominada por ellos, La madre de Legadema no tenía manera de saber si los gruñidos en la distancia era Legadema en problemas o no.
Bir gün için bu kadar heyecan yeterli. Aslanlar da onun sağduyuyla uzaklaşmasını fark ediyor.
Mucha exitación para un sólo día, y los leones casi no notaron su ausencia.
Rahatlamış iki kedi ara verdikleri oyunlarına geri dönüyorlar, bu travma tik maceradan sonra daha da kenetlenmiş olarak. ağaçlardan cambazlar gibi atlayarak, kendi dünyalarında asılı oturup, aşağıdaki aslan ve sırtlan tehdidinden uzak..
las dos gatas aliviadas volvieron a su juego, aún más conectadas por su traumática aventura, volando a través de los árboles como valientes acróbatas, suspendidas en un mundo propio, y sobre los peligros que leones e hienas traían abajo.
Aslanlar olsun ya da olmasın bu onlar için özel bir zaman.
leones o no leones, este era tiempo para estar juntas.
Ve işin daha da kötüsü şimdi deniz aslanlarının saldırılarına da karşı koymalı.
Y para empeorar las cosas, ahora tendrá que huir de los leones marinos.
Deniz aslanları ile özel bir ilişki kurmuşlar.
Ellos disfrutan de una relación especial con los leones marinos.
Deniz aslanları bu yırtıcı sürüngenleri kabulleniyor.
Los leones marinos aceptan a estos lagartos predadores.
Rüzgâr altında kalan kuzey kıyıları zamanla aşınmış ve Galapagos deniz aslanları için güzel bir ev olmuş.
A sotavento, las orillas norteñas se han suavizado con el tiempo, convirtiéndose en el lugar favorito de los leones marinos de las Galápagos.
Genç deniz aslanları bir ya da iki yaşına geldiklerinde sosyal ve avlanma becerilerini geliştirmek için eğitim alanına gelirler.
Cuando los leones marinos cumplen un año o dos, la bahía se convierte en el campo de entrenamiento de sus destrezas sociales y predatorias.
Bu sular çok zengin ve deniz aslanları da çok etkili yırtıcılar bu yüzden eğlemeye çok vakitleri var.
Estas aguas son muy ricas y los leones marinos unos depredadores muy eficaces por lo que disfrutan de mucho tiempo libre.
Büyük ve şişkin gözleri karanlıkta avlanmalarını sağlıyor. Bu strateji sayesinde deniz aslanlarıyla doğrudan bir çekişmeye girmiyorlar.
Grandes ojos redondos que les permiten cazar en la oscuridad, una estrategia que evita una competencia directa con los leones marinos.
Bazı kolonilerde, deniz aslanlarının neredeyse yarısından fazlası öldü.
En algunas colonias, más de la mitad de todos los leones marinos murieron.
Aslanların ve sırtlanların saldırısına uğramışlardı.
Habían sobrevivido ataques de leones y hienas.
Bir blok, Lions için atak fırsatı.
Los Leones bloquean la pelota y salen al contragolpe.
Grenouille, Orleans kapısından şehre girdi.
Grenouille entró a la ciudad por la puerta de Leones.
Diğer bütün aslanlar, avlanmaktan saatler önce vaz geçmişti baban hariç.
Todos los otros leones habían abandonado la cacería. Excepto tu viejo.
Burada çalımından geçilmeyen bir aslan var!
¡ Hay una manada de leones aquí abajo!
Yüce Varlık? Yanında iki aslan mı getirdin?
Gran Él, ¿ trajiste a dos leones contigo?
Merak etmeyin efendimiz, aslanları buraya getirmesi için Blag'ı görevlendireceğim.
Descuida, Su Eleza, haré que Blag traiga a los leones.
Getir bize o aslanları!
¡ Tráenos a esos leones!
Maçın bitmesine 15 saniye kala, Aslanlar bir sayı önde.
Los Leones ganan por uno faltando 15 segundos.
Dişiler hep Alfa erkeğini izler, onlar aslan gibidir.
Las chicas siempre van tras el macho alfa. Son como los leones, reyes del desierto.
Aslanları görmeyi çok istiyorum. Bir tane görsem de olur.
Tengo ganas de ver leones, o un león.
Aslanların nerede olduklarını biliyormuş ve bana da gösterebileceğini söyledi.
Dijo que sabe donde están los leones y que podía llevarme.
Aslanları görümce bana da haber ver.
Dejame saber donde vieron a los leones entonces.
Aslanlarla yaşayıp ağaçlarda uyuyacağız.
Y nosostros viviriamos con los leones. y dormiriamos en los arboles.
Şu aslanların yaşadığı yerde mi?
Con los leones?
Çıngıraklı yılanlar için endişelenme.
No te preocupes. Los leones de montaña ya se las comieron.
# Adeta mutluluk beni bekliyor. # # Aslanların nerede olduğunu merak ediyorum. # # Aslanların nerede olduğunu merak ediyorum. #
# Me pregunto dónde están los leones #
# Aslanlar nerede merak ediyorum. # # Aslanlar nerede merak ediyorum. # # Aslanlar nerede merak ediyorum. #
# Me pregunto dónde están los leones #
# Aslanlar nerede merak ediyorum. #
# Y me pregunto dónde están los leones #
Bu aslanlar geyik yiyor biliyorsun değil mi?
Sí sabes que los leones se comen a los venados, ¿ verdad?
Aslında, bu model asıl davranışlarıyla ilgili bi çalışmaya dayanıyor ve araştırmacılar dinleme alanlarını belli bir mesafe de avlandıkarını keşfetmişler.
De hecho el programa se originó estudiando la conducta de los leones ; los científicos notaron que nunca matan dentro de cierto rango de su lugar de descanso
Artık karşımda arslanlar görmek istiyorum!
¡ Quiero ver unos malditos leones!
Şu andan itibaren hepiniz birer arslansınız.
A partir de ahora, son leones.
Anlaşılan hepimiz birden arslan olamayacağız.
Supongo que no todos podemos ser leones.
"Aslanları kilitle, yoksa seni yerler."
Encierra a los leones o te comerán ".
Yeniyim de. Aslanları kilitlememi, yoksa beni yiyeceklerini yazıyor.
Yo soy nuevo y necesito encerrar a los leones o me van a comer.
Onlar Beyaz Aslanlar.
Son los Leones Blancos.
Ve Beyaz Aslan çetesi de her şeyi izliyordu.
Y los Leones Blancos solo miraban.
Beyaz Aslanlar kimin umurunda ki?
¿ A quién le importan los Leones Blancos?
Şimdi, aslanlar gibi kükre!
¡ Rugid como leones!
Afrika'da, aslanlarla, emniyetli yerde.
Está en África, con los leones, allí está a salvo.
Aslanlar, kaplanlar ve ayılar vardı.
Había leones, tigres y osos.
Evet, ama olmadığını aslan den içine atma gibi?
¿ pero no sería como lanzarlos a una guarida de leones?
Coliseum'da iki aslan öldürdük ve şimdi de imparatorun karısı onu becermemizi istiyor.
Matamos a dos leones en el Coliseo y ahora la esposa del emperador quiere "transarnos".
- Aslanlar, örümcekler ve ayılar.
-... una viuda negra. - Leones y arañas y osos.
- Aslanlar tarafından yenilebilirler.
Los leones podrían comérselos.
- Myanmar'da aslan yoktur, Bayan D. Çok soğuktur.
No hay leones en Myanmar, hace demasiado frío.