English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ L ] / Leş

Leş traducir español

160,959 traducción paralela
Emin olun bu bina tamamen bir kasadır. - Bayan...?
Les aseguro que todo este edificio es una bóveda.
Arka tarafta ne yaptınız çocuklar?
¿ Qué demonios les pasó en la parte trasera?
Orduları nasıl kuruldu?
¿ Y esto cómo les hace un ejército?
Size zamanın hep ileri giden basamak serisi olduğu öğretildi.
Se les ha enseñado que el tiempo es una serie de pasos, siempre hacia adelante... codicioso, hambriento, devorando.
Bu gece size yas tutma önerisinde bulunacağız.
Hoy les ofrecemos una manera de llorar.
Fedakârlığınız için teşekkürler.
Les agradezco a todos su sacrificio.
Bu üniversiteli oğlanlar pinti olurlar.
Esos chicos universitarios no reconocen una propina aunque les muerda la polla.
Kadınlara biraz mühlet verip sonrasında ava başlayacağız.
¡ Les daremos a estas señoritas una pequeña ventaja, y luego empezaremos a cazar!
Size söylediğim kadın bu.
Esa es la mujer de la que les hablé.
Onlara ne anlattın?
¿ Qué les dijiste? No lo sé.
Eğer Kızıl Bereliler beni bu olaylar olurken yakalarsa konuşmama bile izin vermezler.
Si los Boinas Rojas me agarran mientras esto está pasando, no les importará mi historia.
Bir şekilde bunları anlıyorlar.
De alguna manera todo les termina llegando.
Komşularınızın hepsinin kafalarından vurulduğunu duydunuz mu?
¿ Ha oído eso de que a sus vecinos les dispararon en la cabeza?
Sanırım ondan gözleri korkmuştu.
Creo que ella les intimidaba.
Elveda etsinler.
Les estoy dejando despedirse.
Mühleti verdin.
Les diste tus términos.
Sonra da gerektiği kadar odayı alamazsak tüm mahsulleri yok edeceğimiz tehdidini savuracağız.
Y después les amenazamos con destruir los cultivos a no ser que hagan sitio para nuestra gente.
Onları nasıl durduracağız artık?
¿ Cómo les paramos ahora?
Evet, onlara da dediğim gibi o adamların ikisi yaklaşık olarak bir yıldır burada çalışşıyorlardı.
Sí, como les he dicho, dos de los tipos trabajaron aquí hace un año más o menos.
Artık resmen, bir şüpheli değilim.
Oficialmente ya no les intereso.
Onlara, demir kubbede olandan daha iyi bir güdüm sisteminin sözünü verdim.
Les he prometido un sistema de control remoto capaz de superar a la Cúpula de Hierro.
Bu vahşet dolu yılları çocuklarınıza ve torunlarınıza anlatırsınız.
Les hablarán a sus hijos y nietos de estos terribles tiempos de violencia.
Haydutlara yardım etmiş.
Les ayudó.
Haydutları kapının dibine kadar buyur etmiş.
Les condujo hasta la puerta.
Albaya rastlayana kadar onları aynı yerde döndürdüm.
Les conduje en círculos hasta que nos encontramos con el coronel.
Ölü olduğumu düşünüyorlardı.
Les dejé hace unos días.
Onları üzerimize sen mi saldın?
Les trajiste a nosotros.
Bence Komançiler işkenceden haz alıyor.
Creo que a los comanches les gusta la tortura, simplemente.
Onlar bu dünyadaki herşeye hak iddia edebileceklerini sanıyorlar.
Creen que todo en este mundo les pertenece legítimamente.
Çalılıklara saklandık ve onların kamptaki herkesi öldürmelerini izledik.
Nos escondimos entre los arbustos y les vimos matar a todos en nuestro campamento.
İşkence ve aşağılanma da cabası.
Y para que me humillen y torturen como se les ocurra.
Çok iyi zaman geçiriyoruz.
¿ Y les está gustando? Bueno, nos lo estamos pasando muy bien.
İhtiyacı olan insanlar geliyor. Ben de onları rahatlatıyorum.
La gente necesitada acude a ti, les das alivio.
Hamile bir kadının kaçmasına nasıl izin verebilirsin?
¿ Cómo se les pudo escapar una mujer en trabajo de parto?
Tamam, onlara ne zaman isim verecek?
Muy bien. ¿ Cuándo les pondrá nombres?
Dediğim gibi plakaları bilmiyorum.
Les estoy diciendo que no conozco la matrícula.
Asistanlarımızı eğitme yöntemimizde büyük bir aksama var.
Hay una falla fundamental en cómo les estamos enseñando a nuestros residentes.
Tekniği öğreteceğim. Onlar etrafa yayacaklar. Bir de bakacağız, başlarına gelen en iyi şey olduğumu anlamış olacaklar.
Enseño la técnica, ellos empiezan a divulgar la palabra y entonces, de repente, se dan cuenta de que soy lo mejor que jamás les ha pasado.
Minnick'i çok seviyorlar.
Les encanta Minnick.
Sen de onlara yanıldıklarını söyledin değil mi?
Y tú les dirías que eso es mentira, ¿ verdad?
O çocuğu ailesinden aldım.
Les he robado ese niño a sus padres.
Son diyaliz girişini kaybettiğini söylemiştik zaten.
- Ya les hemos dicho que perdió su último acceso para diálisis.
Eğer gerçekten iyi bir şey yapmak istiyorsan, bunu onlara asla söylemezsin.
Si de verdad quieres hacer algo bueno, no les hables nunca de esto.
- Aramamalarını söylemiştim.
Dios, les dije que no lo hicieran.
Dışlanmış hissedersin diye endişeleniyorlar sadece.
Les preocupa que puedas sentirte excluida.
- İtiraz ediyorum. - Belki yakalanmamış olsanız...
- Porque les atraparon...
- Onlara bir bakmanı istiyorum.
Necesito que les des una ojeada.
Ama onlara yeni müşteriler yönlendirmiştim.
Pero yo les llevé gente.
İnsanları ona sen yönlendirdin.
Tú les enviaste gente.
Onlarla göz teması kurarak, tatmin olmalarına izin verme.
No les des la satisfacción de establecer contacto visual.
Sonunda onların en iyi avukatını çaldık.
Bien, como mínimo les hemos robado a su mejor abogada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]