Lloyd traducir español
3,089 traducción paralela
- Johnny. - Lloyd, şimdi vücudumu geliştiriyorum.
- Lloyd, estoy trabajando en mi cuerpo ahora mismo.
Sonra konuşuruz, Lloyd.
Hablamos después, Lloyd.
Sen ve ben hariç, Lloyd.
Todo el mundo menos tu y yo, Lloyd.
Beni dava edebilecek tek kişi Lloyd o da hiçbir zaman yapmaz.
La única persona que podría demandarme con éxito es Lloyd, y él nunca lo haría. Ahora tengo problemas mayores.
Çok komiksin, Lloyd.
Eres demasiado cómico, Lloyd.
Lloyd Hickey, Boston sağlık teşkilâtından geliyorum.
Lloyd Hickey, departamento de salud de Boston.
Hayır, daha iyisi. Buckley'nin finansal işlerine bakan Lloyd Foster ın yanına gittim.
Hice una visita al C.F.O de Buckley, Lloid Foster.
Lloyd, geçen seneki kayıtlara giriş izni lazım.
Lloyd, voy a necesitar acceso a los registros de hace un año.
Daha ileriye gidemiyorum, Lloyd ama izinsiz giriş yok gibi.
No puedo profundizar mucho, Lloyd pero no había señales de que la entrada estuviese forzada.
Bu iyi olur, teşekkürler Lloyd.
Bien. Gracias, Lloyd.
Çocuklar, Zoey bu geceki Frank Lloyd Wright * retrospektif sergisini haber verdi şimdi.
Muchachos. Dice Zoey que hay una exhibición de Frank Lloyd Wright.
Lloyd birazdan sizinle olacak hanımlar - Selam bayanlar.
Lloyd estará con ustedes en un momento, señoras.
Lloyd sizi bekliyor.
Lloyd las verá ahora.
Dr. Lloyd'u bul...
Busca al Dr. Lloyd.
- Lloyd'un yerine götürebiliriz.
Podemos llevarlas a Lloyd.
Bay Lloyd, Mary Surratt'in kiracısısınız değil mi?
¿ Sr. Lloyd, es usted un inquilino de Mary Surratt, o no?
Bay Lloyd, paketin içindeki neydi?
¿ Sr. Lloyd, qué había dentro del paquete?
Talimatlar Bay Lloyd?
¿ Instrucciones, Sr. Lloyd?
" Lloyd ateşli silahları hazırla.
" Lloyd, alista esas pistolas.
Bay Lloyd.
Sr. Lloyd.
Bay Lloyd, az önce Louis Weichmann'ın, o öğleden sonra tanığa eşlik ettiğini ifade ettiniz.
Sr. Lloyd, acaba de testificar que Louis Weichmann acompañó a la acusada esa tarde.
Tabii ki bulmuşsunuzdur. Çoğu zaman onun başında değil misiniz, Bay Lloyd?
Sí, usted... usted se hunde en el licor la mayoría de los días...
John Surrat Bay Lloyd'u, Louis Weichmann'ı ve Tanrı bilir daha kaç kişiyi riske atabiliyorsa aynısını annesine yapmadığını kim söyleyebilir?
Sí John Surratt fue capaz de poner al Sr. Lloyd, Louis Weichmann y Dios sabrá a cuántos más en riesgo ¿ quién dice que no le haría lo mismo a su madre?
Netlik kazanması açısından soruyorum Bay Lloyd suikasttan saatler önce size el dürbününü getirip silahları ve iki şişe viskiyi hazırlamanızı söyleyen sanık Mary Surrat değil miydi?
Sólo para aclarar, Sr. Lloyd fue la acusada, Mary Surratt quien, horas antes del asesinato, le trajo unos binoculares y le ordenó que preparara rifles y dos botellas de whisky?
Hepsi bu kadar Bay Lloyd. Kürsüden inebilirsiniz.
Eso es todo, Sr. Lloyd.
Bunu söylemeniz için size ne vaat ettiler Bay Lloyd?
¿ Qué le prometieron en cambio de decir eso, Mr.
Sizi uyarıyorum avukat bey.
Lloyd? Abogado, se lo advierto.
Bayan Surrat'ın mülkündeki meyhaneyi işleten John Lloyd'la görüştünüz mü?
¿ Entrevistó usted a John Lloyd el hombre que maneja la taberna en la propiedad de la Sra. Surratt?
Lloyd, Bayan Surratt'ın tüm bunları yapmasını istediğini söyledi.
Sí. Lloyd dijo que la Sra. Surratt le pidió hacer todas esas cosas.
- Siz de Bayan Surratt'ın John Lloyd'dan hiç viski ya da silah istemediğini söylemediniz mi?
¿ Y usted no me dijo que la Sra. Surratt nunca pidió whisky o rifles de John Lloyd?
Ulus tarihimizin en mükemmel soruşturmasının ardından hükümetin Marry Surratt'a karşı açtığı dava üç fiile dayanıyordu birincisi : Booth ile yakınlığı ikincisi : Lyod'a talimatlar verdiği iddia edilmesi ve üçüncüsü :
Después de una investigación minuciosa de la historia de nuestra nación todo el caso del gobierno contra Mary Surratt se basa en tres hechos uno, conocer a Booth dos, las supuestas instrucciones que le dio a Lloyd y, tres, su no reconocimiento de Payne.
Sizlerden biri ve ben de aynı şeyleri yapmış olabilirdik ama hükümet onun bunları kötü niyetle yaptığından ısrarcı büyük ölçüdeki dayanakları ise John Lloyd ve Louis Weichmann'ın verdikleri ifadeler.
Cualquiera de ustedes o yo mismo pudo haber hecho lo mismo pero el gobierno insiste en que ella los hizo de mala fe basados ampliamente en el testimonio de dos hombres John Lloyd y Louis Weichmann.
Lloyd'un meyhanesine tüfekleri ve mühimmatı saklayan oğluydu.
Y él escondió rifles y municiones en la Taberna de Lloyd.
Churchill Leydi George ve ben olacağız.
Estará Churchill, Lloyd George y yo.
Bayımmış, boşversene.
Llámame Lloyd.
Bana Lloyd de. İsmim bu.
Ese es mi nombre.
O Lloyd'un Adası adını verdim.
Yo lo llamo la Laguna de Lloyd.
Lloyd'lara dönmeye ne dersin?
¿ Qué tal si vamos de nuevo con Lloyd? , ¿ eh? ¿ Quién, Lloyd Nash?
Evet, doğru. Lloyd Nash.
Lloyd Nash.
Evet, Eddie burada Lloyd'un sağ kolu.
Sí, sí, ya sabes, aquí Eddie, es la mano derecha de Lloyd.
Elbette. Lloyd'un arkadaşı benim arkadaşımdır.
Hey, cualquier amigo de Lloyd es un amigo mío.
Lloyd'la işler yolunda gitmedi sanırım. Sana borcu mu varmış neymiş.
Habló de algo que te debe.
Lloyd ve bazı şeylerden dolayı seni yanında gezdiremeyeceğini ve benden seni yanından götürmemi istedi.
Ella dijo que no podía con todo... Por Lloyd y lo demás... Y me pidió que te alejara de sus manos.
Lloyd sinirli hissediyor çünkü Courtney onun kredi kartını kullandı.
Parece que Lloyd está molesto porque Courtney se aprovechó de su tarjeta de crédito.
Merhaba, Grace Lloyd.
Hola, Grace Lloyd.
Lloyd ile.
Lloyd
Doğru düşünmüşüm, Lloyd.
Buena señal, Lloyd.
Lloyd?
¿ Lloyd?
Bay Lloyd, Glenda'yla bir dakika konuşabilir miyim?
Sr. Lloyd, ¿ le importa si hablo con Glenda un minuto?
Kim, Lloyd Nash mi?
Sí, así es.
Tabii ya.
Algún tipo de pelea con Lloyd.