Lookin traducir español
51 traducción paralela
Aşk bulmaya çalışıyorsan Aradığın şeyi bulacaksın
La i le dijo una vez antes El If que es amor Usted es lookin'para llegar
Aşk bulmaya çalışıyorsan Aradığın şeyi bulacaksın
Un beso y I quieren más El If que es amor Usted es lookin'para llegar
Olduğun yerde kal
Usted es gonna llegue Lo que usted sea lookin'para Alto...
# Aklını toplamak için
♪ That you're lookin'♪ ♪ To find a place ♪
* Arıyorum çok özel bir gülümseme *
# Lookin'for a special smile
* Kimse bakmazken seni sevmek bana uygun değil *
# It's not my way to love you just when no one's lookin'
You'd really get the hang of it... after a week of lyin'on your belly lookin'through those little peepholes.
Necesitaría por lo menos una semana de entrenamiento para ver por esas ventanillas.
# Ooo, harika görünüyorsun, bebek!
Oh, you're lookin'good, baby!
¶ You're lookin'happily deranged ¶
¶ Te ves felizmente trastornado ¶
Yakışıklı adamlar.
Nice-lookin'men.
Aramaya devam etmek ister misin?
¿ Wanna lookin de torreón "?
Yakışıklı.
Es bueno - lookin ".
Söz dinlemek zordu karşınızda sizi baştan çıkaran bir şey olduğunda onun gibi tatlı ve güzel bir şey bilirsin işte.
Lt era hard hacer.... Cuando había algo Tentador en frente de usted.... Tan bonito y bueno - lookin'Cuando era....
Selam güzelim.
Hey, buena lookin'.
Bucum, l don't know what you're lookin'for here... yani lotoyu tutturman gerekiyor... Pam oradayken... ya da 600 dolarlik lanet baliklari almamak gerekiyor... nasil olsa bir hafta içinde ölüyorlar... ve belki de o zaman Bentley'e binersin, hi?
Bucum, no sé qué estás buscando por aquí... por lo tanto tendrás que acertar en la lotería... con Pam por allá... o dejar de comprar pescados de $ 600... que de todas maneras morirán en una semana... y tal vez puedas poner ese Bentley en cuotas, ¿ eh?
Lookin'back on the track for a little green bag
Mirando atrás en la pista de una pequeña bolsa verde
Lookin'back on the track, gonna do it my way
- -Suministros para ciegos - - Mirando atrás en la pista, haciéndolo a mi manera
Benim sorunlarıma yakışan Sorun arıyorum
I'm lookin'para el equipaje Eso va con la mía
- Gördün mü her zaman sorun arıyorsun.
- ¿ Ves? Siempre lookin'en problemas.
Ortadoğulu tipte birkaç kişi gelip onlarla görüştü.
Hey, hay otros, tmabién. Algunos de esos Medio Este tipo-lookin'mostrando a la visita.
Hey, good lookin'.
Hey, linda.
Ha şöyle şerefsizler!
Oreo-lookin hijo de puta!
Birhayranı olarak The Boogie Man, Lookin'through the Windows ve Skywritergibi şarkılara bayıldım ama bu şarkılar, en çok sevilenler arasında değildi.
Como fan me encantaban las canciones como The Boogie Man, Lookin'through the Windows y Skywriter, pero esas canciones no triunfaron.
# About the way it's lookin'around here #
# Acerca de la forma está Lookin'por aquí #
HE A KABA-LOOKIN'OLDU MAN.
Era un hombre de buen aspecto...
â ™ ª lookin'to see how much we're growing â ™ ª â ™ ª the only boy who could ever reach me â ™ ª â ™ ª was the son of a preacher man â ™ ª
# Buscando lo mucho que crecíamos # # Es el único que pudo alcanzarme # # Era el hijo de un predicador #
Nasıl görünüyor?
¿ Cómo está el lookin'?
Annen dişlerine güzel demişti, oradan bakıyor olacağım sana.
Su madre dijo que tenía grandes, um, dientes, así que voy a ser el lookin en usted como un arrastramiento.
Bakmaya çok da meraklı değilim, istersen al.
No soy demasiado aficionado a Lookin'at'em, si quieres'em.
Bunun ne olduğunu çözmemiz gerek. Üçüncü dünya savaşıyla karşı karşıya olabiliriz.
Tenemos que averiguar lo que es, o estamos Lookin'en la guerra mundial III.
Bütün her yerde seni arıyordum, adamım.
Lookin de Been'por toda la ciudad para ti, hombre.
Neye bakıyorsun?
¿ Qué estás lookin?
Tamda aradigim kisi. Efendim!
Usted es el hombre adecuado estoy Lookin'para.
Tam olarak neye bakiyorum?
Entonces, ¿ qué estoy Lookin'a?
Tam olarak / / dünya üzerindeki en tehlikeli yere bakiyorsun. Karsilasabilecegin / / en çetin düsmanin oldugu.
Usted está lookin en el lugar más peligroso en la Tierra, con el enemigo más duro que tendrá que enfrentar.
Eger bu ülkede bir sey icin garanti ariyorsan / / yanlis yerdesin demektir
Si Usted está Lookin'para las garantías en este país, Usted está en el lugar equivocado.
Zil çaldığı zaman göz göze olacaksınız.
Cuando suena la campana, que va a ser cara a cara. Usted Lookin en él.
Siz ikisi neye bakar?
Lo yous doses lookin en?
İyi görünüyorsunuz.
Good Lookin'out.
¶ I'm lookin'for a drink ¶
♫ Estoy buscando una copa ♫
George'u mu izliyorlarmış?
Ellos lookin en George?
"J.D. Power'ın" da dediği gibi şaşırtıcı derecede kabul edilebilir bir ekonomik araba mı arıyorsun?
Lookin'para un coche de la economía Que J. D. Potencia llama "sorprendentemente aceptable"?
Noel Baba'ya benzeyen o herif beni hep kucağına oturtmaya çalışıyor.
Ese tipo de Santa Claus-lookin'siempre esta tratando para que me sentara en su regazo.
Uzun zamandır bu anı bekliyordum.
He sido tan lookin'adelante a esto.
♪'cause I get better-lookin'each day ♪
♪ Porque mi aspecto mejora cada día ♪
♪ I get better lookin'each day ♪
♪ Mejoro cada día ♪
Tehlikeli bölgede dolaştığını bilmiyor musun?
Usted es gonna llegue Lo que usted sea lookin'para No le haga sabe
LookIn MyEyes Yaşlanıyorum. Hadi, Roger. Çeviri :
Hazlo como se debe.
â ™ ª you just fade away â ™ ª well don't you know â ™ ª I'm still standing â ™ ª better than I ever did â ™ ª lookin'like a true survivor â ™ ª
# Y si lo quieres saber... sigo en pie # # Y tú te desvaneciste # # ¿ No sabes que sigo en pie?
The band wore leather, and the boys were lookin'so pretty Ama oldukça güçlüydü oldukça...
Bastante...