Louboutin traducir español
67 traducción paralela
Bir çift Christian Lubetans'ım mahvolmuş ve Miranda'nın doğumu başlamıştı.
Y entonces, con un par de zapatos de Christian Louboutin arruinados...
Gerçek Christian Louboutin değil bu.
Y no son unos Christian Louboutins reales.
... burnu açık arkadan bantlı Christian Louboutin var mı?
No las imitaciones, los reales.
- Onlar Christian Louboutin.
- Son de Christian Louboutin.
Oysa bu Louboutin çizmeler...
Las botas Louboutin, por otra parte...
Styles'tan Louboutin çizmelerimi alan kız çantanı almak için ölüp bitiyor.
¿ Viste la de Estilos que se llevó mis botas Louboutin? Moriría por tener tu cartera.
Louboutin'di. Kaç para, biliyor musunuz?
Louis Vuitton. ¿ Sabes cuánto cuestan?
Her zaman yüksek ince topuklar.
Los Louboutin peep toe, siempre.
Benim gençliğimde buradaki Rhianna ayakkabılarının yerine Madonna tozluğu dışında herşey aynıydı.
Cambia a Rihanna y unos zapatos Louboutin por Madonna y las mallas negras, y es exactamente igual que cuando yo era una adolescente.
Louboutin ekonomik moda sayılmaz.
Son Louboutins así que no son a precio accesible.
Gözü, Christian Louboutin ayakkabasına takılmıştı ama orta parmakları ortadaydı.
Tenía sus ojos puestos en un par de sandalias de Christian Louboutin, pero su dedo del medio sobresalía.
Christian Louboutin değil mi onlar?
Christian Louboutin.
Şimdi, nerede benim?
Ahora, ¿ dónde está mi Louboutin?
Bu ayakkabılar Christian Louboutin.
Estos zapatos son Christian Louboutin.
Kadınlar Louboutin'i alırlar çünkü kaliteyi alırlar.
Las mujeres compran Louboutin porque están comprando calidad.
Ama daha da önemlisi, Louboutin'in simgelediği şeyi alırlar : En iyiyi.
Pero, más importante, están comprando lo que Louboutin representa lo mejor.
Evet. Christian Louboutin tasarımı pembe saten ayakkabıları vardı. Gece için ödünç vermiştim.
Sí, tenía unos zapatos de satén de Christian Louboutin que le presté.
Teddy Farrow'dan ödünç alınmış...
Zapatos de Christian Louboutin...
Christian Louboutin pembe saten ayakkabılar...
-... prestados por Teddy Farrow.
Louboutin.
Son Louboutin.
BURLESQUE'DE YETENEKLİ SES Bay Louboutin masa 18'de seni soruyor.
El señor Louboutin está en la mesa 18 y quiere verte.
O ayakkabıları nereden buldun? Christian Louboutin onlar.
¿ De dónde sacaste esos zapatos Louboutin?
Louboutin mi?
¿ Louis Vuitton?
Sydney sevdiğim sanatçıların Manolo Prada ve Louboutin olduğunu bilirdi.
Syd sabia que los unicos artistas por los que me preocupaba eran Manolo, Prada y Louboutin.
Uyurken... Louboutin ve Laurent isimli adamları düşünüyorum.
Me quedo dormida pensando en chicos usando Louis Vouitton y Laurent.
Ayakkabılarınıza bayıldım. Louboutin mi?
Me encantan tus zapatos. ¿ Louboutin?
Louboutin bir dâhi.
Louboutin es un genio.
Seni Louboutin'imde yakaladığım zamanki gibi.
¿ Como cuando te pillé con mis Loubutins?
Hiçbir şekilde sorumluluk hissetmiyorum ama jest olarak çok güzel bir Christian Louboutin marka ayakkabı gönderdim.
No me siento responsable en forma alguna, pero como gesto de buena voluntad le envié un zapato Christian Loboutin.
Evet ama 6 inçlik Louboutin ayakkabılarla ondan kaçmayı başardın.
Sí, pero lo alcanzaste en unos Lobutins de 15 cms.
Çok hoş, zambaklı bir kot ceket vardı üstünde. Ve şu Louboutin marka topuklu ayakkabılardan.
Estabas usando esa adorable chaqueta con el Fleur-de-lis y esos hermosos zapatos de tacón cuña de Louboutin.
Yine de Louboutin ayakkabı giyen yılanın teki.
Aun así, es una serpiente en Louboutins.
Bakın kayaların arasında ne saklanıyormuş. Aa, Louboutin.
Miren lo que se escondía en las rocas.
Ayakkabıların Mercedes'i gibidir.
Un Louboutin. Es el Mercedes en los zapatos.
Ed'in dediğine göre bunlar Christian Louboutin ayakkabılarıymış.
Ed dice que esos son zapatos Christian Louboutin.
Louboutin'lerimi Otel Gansevoort'un emanet odasında unuttum.
¡ Dejé mis Louboutins en la consigna del gansevoort!
Christian Louboutin'i kaçırmam.
No echo de menos mis Christian Louboutin
Christian Louboutin'in çakması.
Son imitaciones de Christian Louboutins.
"Christian Louboutin ayakabıları ile."
"Con sus Christian Louboutins".
Baloncuk açıyorum, işimiz için bir çift Louboutin almak istiyorum.
Entonces, abriendo diálogo. Para nuestro negocio, me gustaría un par de Louboutins.
Yeni Louboutin'lerime bakın.
Miren mis nuevos Louboutins.
Louboutin'larına bak.
Miren todos sus Louboutins.
Louboutin'ları alayım.
Me llevo los Loubies.
Ama size bir çift topuklu ayakkabı için şeytanla anlaşma yaptığımı söylemiş miydim?
Pero ¿ dije que hice un trato con el diablo por un par de Louboutin espectaculares?
Topuklu, tamam mı?
Eran Louboutin, ¿ sí?
Louboutin'leri de koy. Hadi canım, saçmalama.
No te hagas el tonto.
Mr. Louboutin polisleri senden uzak tuttu.
El señor Louboutin te quitó a la policía de encima.
Bay Louboutin aynı anda iki kız istiyor.
El señor Louboutin quiere a dos chicas a la vez.
Hollis Overton, Nam-ı diğer " Bay.
Hollis Overton, alias "Señor Louboutin".
Hadi ama, 6 saatlik canlı seçim yayını yapacağız. İkimiz için bu ; TV'de üniversite futbol yayınının olduğu ve ağaçlardan Christian Louboutin ayakkabıların sarktığı kaplıca seks partisi gibi bir şey.
Vamos, seis horas de cobertura electoral en vivo para ti y para mí, es como una orgía en un spa con juegos de futbol colegial en la televisión y árboles llenos de zapatos de marca.
Neredeyse senin çıkıp Louboutin'leri almamızı önermen kadar çılgınca. Hazırlanmak için on dakikan var.
- Tienes diez minutos para prepararte.