Lucila traducir español
65 traducción paralela
Lucila'nın burada olduğuna dair söylentiler var.
Dicen que está aquí Lucila.
Lucila, Sezar'ın kızı.
Lucila, la hija del César.
Ben de çok yalnızdım Lucila.
Yo también estoy solo.
Lucila, Seni her görmemde, böyle bir güzelliğin babasının... nasıl ben olduğuma hayret ediyorum.
Lucila, cuando te veo no hago más que preguntarme
Hayatı anlamakta öyle büyük bir kabiliyetin var ki Lucila...
Tienes muchas virtudes, Lucila.
Lucila.
¡ Lucila!
Seni seviyorum, Lucila.
Que te quiero, Lucila.
Karar verildi, Lucila.
Está decidido, Lucila.
Lucila, bunlarla ilgilenmeni istiyorum.
Lucila, guarda estos documentos.
Doğu Lucila, tehlike Doğu'da yatıyor.
El Este, Lucila, es nuestro mayor peligro.
Başka nasıl yapabilirsin ki?
¿ No lo comprendes, Lucila?
Lucila, sadece senin tanıklığınla şüpheler olacaktır.
Podrían dudar de tu palabra.
Marcus Aurelius'un gerçek varisinin kim olduğunun... ispatlanmasının başka yolu yok mu Lucila?
¿ No crees que pueda haber otro medio para que sea el legítimo heredero de Marco Aurelio?
Bana karşı her zaman hınç doluydun Lucila.
Nunca me has querido, Lucila.
Lucila, neden benden bu kadar nefret ediyorsun?
¿ Por qué me odias Lucila?
Benimle burada kal Lucila.
Quédate aquí, Lucila.
Bu plandan vazgeç, Levius. Ki, sen ve Lucila'nın her zaman beraber olabileceğini sana göstereyim.
Abandona ese plan, y yo me encargaré de que Lucila y tú no se separen nunca más.
Ayrı kaldığımız sürece ikimiz için de hayatın bir anlamı yok Lucila.
Nunca podremos vivir separados, Lucila.
Hayır, hayır, hayır kardeşim.
No, Lucila.
Eğer Lucila burada olsaydı, o an gelir miydi?
¿ Dirías lo mismo si estuviera aquí Lucila?
Lucila'yı da kendiyle birlikte hareket etmeye zorladı, Levius.
Ha obligado a Lucila a seguir a su lado, Livio.
Eğer şu an ölüyorsam, şunu bilmeni isterim ki Levius... Lucila'yı derhal öldürmeleri için emir vermiştim.
Debes saber, Livio, que, si muero, he dado la orden de matar a Lucila.
Ölmeme izin ver! Hayır Lucila, yaşamanı istiyorum.
Deja que me maten.
Yaşamanı istiyorum...
No, Lucila, quiero que vivas.
Kaç, Lucila. Kendini kurtar.
Huye, Lucila, sálvate.
Neden geldin, Lucila? Yaşayabilirdin...
¿ Por qué has venido, Lucila?
Lucilla burada. Biliyor muydun?
Lucila está aquí. ¿ Lo sabías?
Anlamıyor musun Lucilla?
¿ Es que no lo ves, Lucila?
Lucilla, Gaius haklı.
Lucila, Cayo tiene razón.
Lucilla nerede?
¿ Dónde esta Lucila?
Taht oyunları, imparatoriçenin kızı Lucilla da dâhil kraliyet ailesini riske atmıştı.
La partida por ocupar el trono pone a los miembros de la familia real en peligro, incluida la hija de la emperatriz, Lucila.
Zaten babasının güvendiği danışmanıyla evli olan Lucilla nüfuzlu bir hayat için eğitilmişti.
Casada con el consejero de confianza de su padre, Lucila fue educada para una vida de influencia.
Lucilla, Marcus Aurelius'un yetişkinlik çağına ulaşabilen en büyük çocuklarından biriydi.
Lucila era la mayor de las hijas de Marco Aurelio, que había sobrevivido hasta ser adulta.
Ama taht konusu sorgulanmaya başlayınca Lucilla isteklerinin tehlikede olduğunu biliyordu.
Pero con el trono puesto en tela de juicio, Lucila sabe que sus ambiciones están en peligro.
Lucilla Commodus'un ablasıydı.
Lucila era la hermana mayor de Cómodo, 12 años mayor.
Ama bu evlilik güç kazanmak isteyen herkes için bir tehditti. Buna Commodus'un ablası Lucilla da dâhil.
Pero esa unión también es una amenaza para quien busque ganar influencia, incluida la hermana de Cómodo, Lucila.
Lucilla o dönemde muhtemelen Roma İmparatorluğunda göz önünde olan en güçlü kadındı.
Lucila había sido la mujer más visiblemente poderosa del Imperio romano hasta entonces.
Marcus Aurelius'un kızı olan Lucilla nüfuzlu bir hayat sürmeye hazırlanmıştı.
Como hija de Marco Aurelio, Lucila ha sido preparada para una vida de influencia.
Lucilla'nın zihninden neler gectigini bilmek kolay değil.
Es difícil saber lo que pasa por la cabeza de Lucila.
Lucilla kardeşinin aleyhine bir plan yaparken tahtın sorumluğu yeni imparatora ağır gelmeye başlamıştı bile.
Mientras Lucila urde un complot contra su hermano, las responsabilidades del trono empiezan a pesar sobre el nuevo emperador.
Lucilla'nın destegiyle senatör ilk oyunu için zemin hazırlığına girişti.
Con el apoyo de Lucila, el senador comienza a preparar el terreno para su primera jugada
Lucilla, planını devreye sokmasının vaktinin geldiğini anlamıştı.
Lucila se da cuenta de que ha llegado la hora de poner su plan en marcha.
Kardeşim!
¡ Lucila!
Lucila'nın burada, Roma'da olduğuna dair söylentiler duydum.
He oído que Lucila está en Roma.
Lucila'dan hiç haber aldın mı? Hayır.
- ¿ Sabes algo de Lucila?
Sen de bu işin bir parçası mısın Lucila?
¿ Has tomado parte en esto?
Sen ne yaptığını zannediyorsun, Lucila?
¿ Qué has hecho, Lucila?
Kaç, Lucila!
Huye, Lucila.
Bundan çok daha fazlasını yaptık, Lucila.
Hemos hecho algo más, Lucila.
Çabuk kaç buradan Lucila.
Huye, deprisa, Lucila.
Becky Lucilla'yı besliyor şu an.
si. Becky esta alimentando a Lucila.