English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ L ] / Lucius

Lucius traducir español

652 traducción paralela
Büyük büyükbabam Lucius, Kuzey Carolina'nın valisine kibrit şakası yapan ilk insandır.
Mi bisabuelo, Lucious, fue el primer hombre... en prenderle fuego al gobernador de Carolina del Norte.
Lucius.
Lucio.
Uyan, hadi. Lucius!
Despierta, Lucio.
Bir ışık götür okuma odama Lucius.
Ponme una vela en mi estudio, Lucio.
Sardislilerden rüşvet alıyor diye Lucius Pella'yı lekeleyip vurdun yere.
Has condenado e infamado... a Lucio Pella por aceptar sobornos de los sardianos.
Lucius, bir testi şarap getir.
Lucio, una jarra de vino.
Lucius, gece kıyafetimi getir!
¡ Lucio, mi túnica!
Bak Lucius, buradaymış o kadar aradığım kitap.
Mira, Lucio, éste es el libro que buscaba.
Lucius!
¡ Lucio!
Lucius, uyan!
¡ Despierta, Lucio!
Niye bağırdın Lucius? Rüya mı gördün?
¿ Soñabas, Lucio, para gritar así?
Lucius Hennaberry adını hatırlıyor musunuz?
¿ Recuerda el nombre de Lucius Hennaberry?
İyi bir hükümet için Lucius P. Mandiboy'a oy verin.
Por un buen gobierno, voten por Lucio P. Mandiboy.
İşte buradayım, tekrar senin kudretli ellerinde, Lucius.
Aquí estoy de nuevo en tus buenas manos, Lucius.
Bana bir tane daha getirsen iyi olur, Lucius. Evet, efendim.
Será mejor que me traigas otro, Lucius.
Lucius'un suyundan getirdim biraz.
Sólo traje un poco del caldo de Lucius.
Lucius, içkilere geç.
Lucius, sirve las bebidas.
Ve şimdi bize bir bak, Lucius.
Y mírenos ahora.
Sana solucan toplayacak Lucius var, Jody.
Que Lucius te consiga unos gusanos.
Hoş geldiniz Lady Claudia Maria... geçenlerde idam edilmesi hepimizi derin üzüntüye boğan... Lucius Caius Marius'un eski eşi.
Bienvenida sea la señora Claudia María... antigua esposa de Lucio Cayo Mario... cuya reciente ejecución nos afectó profundamente a todos.
Hey Lucius, yine balığınlasın bakıyorum.
Lucius, veo que estás de nuevo con tus peces.
- Sonra görüşürüz Lucius... Umarım.
- Hasta luego, Lucius... eso espero.
Lucius, sanırım çözümü bulduk.
Lucius, creo que tenemos la solución.
Lucius.
Lucius.
Lucius, şu grafik ve haritaları verir misin, lütfen.
Lucius, permíteme los gráficos y los mapas, por favor.
Rakamlar nerede Lucius?
¿ Dónde están las coordenadas, Lucius?
Lucius, Kaptan yola çıkmaya hazır olsun.
Lucius, que el capitán se prepare para sumergirnos.
Haydi, Lucius.
Vamos, Lucius.
- Evet, Lucius.
- Si, Lucius.
Lucius, hayatımın en önemli kararını vermek üzereyim ve senin de orada olmanı istiyorum.
Tomaré la decisión más importante de mi vida y quiero que estés allí.
- Lucius, sana ne oldu?
- Lucius, ¿ qué te pasó?
- Lucius, biz başardık.
- Lucius, lo logramos.
- Lucius...
- Lucius...
Babası Lucius bütün zamanların en kibirli adamı. Öyle zengindi ki benim zengin olmamamı umursamadı. Anladın mı?
Su padre, Lucius, un fanfarrón sin igual, era tan rico que no le preocupó que yo no lo fuera, ¿ está claro?
Tess ve Lucius beni adeta evlat edinmeye karar verdi.
Entre los dos, me absorbieron.
Evlendiğimizde Tess'le oturduğumuz evi bile Lucius inşa ettirdi.
Lucius hizo la casa en la que vivimos Tess y yo. Una gran casa.
Lucius'tan uzakta ne kadar iyi olduğumu bilmiyorum.
No sé si soy tan bueno sin Lucius.
Lucius, piyanonun başına dön.
Lucius, vuelve al piano.
Büyük, büyük babanız Lucius Quintus McCaslin Aunt Molly Beauchamp adındaki köle kızı almadı mı? O da Acey'i, o da annem Maydew'u, o da beni doğurmadı mı?
¿ Es que su bisabuelo, Lucius Quintus McCaslin, no tomó a la esclava Molly Beauchamp, que engendró a Acey, a Maydew, mi madre, que me engendró a mí?
Lucius seni daha önce hiç evde yalnız bırakmadık.
Lucius, no recuerdo haberte dejado nunca solo en casa.
Zarif görünüyorsun Lucius ama dışarıyı görebilmek için dik otur.
Estás fenomenal, pero yérguete para ver mejor.
Şimdi, sen ne diyorsun Lucius?
Lucius, ¿ qué me estabas diciendo?
Lucius...
Lucius...
Çok iyi vakit geçireceğiz Lucius, belki de hayatımızın en iyi vaktini.
Nos lo vamos a pasar muy bien. No nos lo pasaremos tan bien en la vida.
Lucius ve senin kadar benim de seyahat etmeye hakkım var.
Tengo derecho a viajar, como Lucius y tú.
- Lucius çıksın, benden genç.
- Que lo haga Lucius. Es más joven.
Lucius olduğun yerde kal.
Lucius, no te muevas.
Lucius kalkınca gaza bas.
Lucius, cuando enganche, sácalo de aquí.
Aval aval bakma Lucius, otomobile konsantre ol.
No te quedes embobado y ocúpate de conducir.
Şimdi Lucius...
Vamos a ver, Lucius...
Lucius. - Itsk?
Lucius.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]