English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ L ] / Lunch

Lunch traducir español

78 traducción paralela
Belki daha sonra, öğle yemeği için eve geldiğimde.
Tal vez mas tarde, cuando venga por el lunch.
Teşekkür ederim, öğle yemeğimi yedim zaten.
¡ Gracias! Ya traigo lunch.
"Kese Kağıdında Yemek" e ne dersin?
¿ Qué tal Sack Lunch?
Yapma, Blaine, demek istiyorum ki, "Kese Kağıdında Yemek" in şu posterine bir bak.
Vamos, Blaine, mira el afiche de Sack Lunch.
"Kese Kağıdında Yemek" için bir bilet.
Uno para Sack Lunch.
"Kese Kağıdında Yemek" de iyi eğlenceler.
Que disfrutes Sack Lunch.
Başarılı komedi, Kese Kağıdında Yemek, başrol oyuncusu Dabney Coleman.
La comedia Sack Lunch, con Dabney Coleman.
Yemek parasını al.
Tienes su dinero del lunch
Öğle yemeği?
Lunch?
Belediye Başkanı'yla öğle yemeğine çıkacağım. Çabuk anlatın.
Me estoy yendo al lunch del alcalde, dímelo rápido.
Lütfen sakinleş, Lunch-san!
Son Gohan murió!
Hey, freaker, you trippin'on some bad lunch meat?
"Enfermo", ¿ comiste algo malo en el almuerzo?
- Light Street'teki George's Lunch.
- George's Lunch en la calle Light.
Lunch büfesi hakkında ne düşünüyorsun?
¿ Qué crees de un café Kroket?
Her öğle yemeğinde ton balığı.
Su atún "Bumble Bee" para el lunch todos los días.
-... bitirememiş olsa siz ne hissederdiniz?
- Y no pudo terminar su lunch?
yarın yemeğe gelecekler.
They're coming for lunch tomorrow.
O bana öğle yemeği ısmarlayandı.
El me trajo un lunch.
Daha tam moda olmadı.
Es Launching, no Lunch.
Ne beslenme hazırlıyor, ne markete gidiyor, ne evi temizliyor sürekli sorumluluğunda olan kimse yok. Tanrım.
Sin hacer lunch para la escuela, sin ir de compras al supermercado, nada de limpier la casa, nadie dependiendo de el todo el tiempo.
The Lunch Hour'u dinliyorsunuz.
Saludos, soy Brian Griffin y escuchan "La hora del almuerzo".
Dinleyici, The Lunch Hour'dasıın. Siparişini alabilir miyim?
Hola, está en "La hora del almuerzo", ¿ Puedo tomar su orden?
The Lunch Hour'u dinlediniz.
Esta fue "La hora del almuerzo".
The Lunch Hour programı olduğunu sanmıştım.
Se suponía que yo iba a hacer "La hora del almuerzo".
Yine öğle yemeği mi?
A-lunch de nuevo?
Wrigley sakızları tarafından Liberty Lunch'da düzenlenecek bir yardım konseri verecek.
Quien tocará a beneficio mañana. Patrocinado por Wrigley Extra goma de mascar.
Artık endişelenme.
Hice el lunch de todos, y los envie al mundo. No te preocupes.
Annem senin için her gün çok sevdiğini iddia ettiğin bir sürü yemek getiriyor.
Mamá siempre llega con un lunch hecho en casa que... dices que te gusta mucho.
Y.E.M.E.K.'te ki davranış şeklin.
Ia familiaridad Ia forma en que te comportaste en lunch.
1957'de Jack Kerouac'la "On the Road", 1959'da " Naked Lunch'la William Burroughs.
En 1957 Jack Kerouac con "On the Road", y en 1959 "Naked Lunch" de William Burroughs.
'Naked Lunch'okuyarak eroin çeken oldu mu?
¿ Alguien ha leído "Naked Lunch" y probado heroína?
Notlar, dergi kayıtları ve kartlar halinde Allen Ginsberg ve Jack Kerouac ile, çıkartılmış yazılarla'Naked Lunch'romanı olacaktı.
Allí, en forma de notas, confesiones de diario y cartas a Allen Ginsberg y Jack Kerouac, produjo los escritos que se convertirían en la novela "Naked Lunch".
Tanrı gibi, müstehcen "Naked Lunch / Çıplak Şölen"
Dios, ¡ "Naked Lunch" es obsceno!
Ve sadece marjinal olan takım batı kültürüyle ilgili yazmak ister'Naked Lunch'daki gibi.
Y sólo un marginado tendría el arrebato de escribir sobre la cultura occidental como lo hizo en "Naked Lunch".
"Naked Lunch" vurguluyordu çünkü o kadar farklıydı ki.
"Naked Lunch" destacó porque era tan diferente.
Bu William'Naked Lunch'pornografi iddianamesinden bahsediyor.
Este es William hablando sobre la acusación a "Naked Lunch" de pornográfico.
Bence Burroughs'un yazıları, başta'Naked Lunch'olmak üzere oldukça devrimciler.
Creo que los escritos de Burroughs, particularmente "Naked Lunch", eran bastante revolucionarios.
William'ın kitaplarında birçok pasaj vardır, "Naked Lunch" ve "The Wild Boys" ile ilgili, bunlarda Punk Rock'u öngördü.
Hay muchos pasajes en los libros de William, sobre todo en "Naked Lunch" y "The Wild Boys", en los que profetizó el punk rock.
Mavi gökyüzüne uyan Gözlüğünü al Çıkalım bir gezintiye Okyanus kenarında kahvaltı
Wake up to the blue sky grab your shades and lets go for a ride breakfast by the ocean we'll do lunch at Sunset and Vine
İki kişiliik öğle yemeği menüsü lütfen.
Checa los dos clientes, del menú de lunch, por favor.
Yerden 300 m yüksekte yapılmasına yardım ettiği bir çelik kirişin üstüne oturup yemeğini yerken şehri seyretmeyi çok seviyordu.
Él amaba sentarse en una viga de acero A 304.8 metros de altura, Comiendo su lunch sobre la ciudad que ayudo a construir.
Benim öğle yemeğim orada.
Mi lunch estaba dentro.
Kıpırdama, öğle yemeğimi kapacağım.
No se me mueva, voy por el lunch.
Seni kahvaltıda görüyorum, bana öğle yemeğimi veriyorsun ve akşama kadar eve gelmiyorum.
Te veo en el desayuno, me das mi bolsa del lunch y regreso hasta la cena.
- Öğle yemeği?
Lunch?
Hot Lunch Jam'i söyleyeceğiz ama.
Pero haremos "Hot Lunch Jam". - Prométemelo.
-
- Capítulo 16 "The Ladies who Lunch"
Herkesin öğle yemeğini hazırladım ve gönderdim. Bu ne biçim yemek?
¿ Qué tipo de lunch es este?
Bana öğle yemeği yok.
Ahh, no tengo lunch.
- Manny yemekte mi?
¡ Eh. ¿ Está Manny en el lunch?
AngelsRolls
30 Rock 7x12-13 Hogcock! Y Last Lunch

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]