Lös traducir español
1,530,140 traducción paralela
Dinleyecek herkese her gün ettim.
Todos los días, a cualquiera que lo escuchara.
Ağırlaştırılmış araç saldırısına altı yıl. İyi davranış için dört yıla düştü.
Seis años por lesión culposa agravada, salió a los cuatro por buen comportamiento.
Öte yandan suçların intikamı işte tam bir altın madeni.
Los crímenes por venganza, por otro lado... Ahí hay una mina de oro.
Tanrının işi gibi hissettiriyor. Ta ki Tanrı diye bir şeyin olmadığını ve kefareti olmayan günahlar işlediğini anlayana kadar.
Se siente como el trabajo de Dios, hasta que te das cuenta de que Dios no existe y cometiste pecados para los que no hay absolución.
İkisi de değil, umarım.
Espero que para ninguno de los dos.
- Altısı meçhul olmak üzere hepsinin kimliği belirlendi.
Identificados todos los desconocidos, excepto seis.
Prens Hajjar'ın jetiyle yolculuk etmek için Balkanlar'a doğru olan rotamı değiştirebileceğimi fark edene kadar öyleydi.
Creía que lo estaba... hasta que pude intercambiar una de mis últimas rutas de suministros en los Balcanes por un viaje en el avión del príncipe Hajjar.
Adamlar yerlerini aldı. Pascal, çok fazla yardım getirmiş.
Los hombres están en posición.
Bana göre Betty'nin saat 6 ve 9 yönündeki iki kişiyi indirebilirim. - Ricardo? - Anlaşıldı.
Puedo encargarme de los dos que están a las seis y a las nueve de Betty desde mi posición. ¿ Ricardo?
Ağaçlarda keskin nişancılar var.
¡ Hay francotiradores en los árboles!
Eğer o onunkileri çekerse ben de çekeceğim.
Los dos. Les mostraré los míos si ella les muestra los suyos.
O ateşi Kaplan'ın adamları etmedi.
Los hombres de Kaplan no hicieron ese disparo.
Söylentileri duydum, Raymond.
He oído los rumores, Raymond.
Hepimiz duyduk.
Todos los oímos.
Evet, tedarikçiler döneklik ediyor.
Sí, los proveedores están desertando.
O bir şey söyledi mi?
Te los enviamos hace 24 horas. ¿ Ella dijo algo?
Geçişin güvenli ve belgelerin de temiz olduğunu size temin ederim.
Puedo asegurarte que el salvoconducto es seguro y los documentos no tienen problemas.
Senle görüşmek için Saltman'larla euchre oyunumu bıraktım.
Me pierdo de jugar al euchre con los Saltman para decirte esto cara a cara.
Büro'nun en iyi erkek ve kadınlarından bazılarını öldürdü.
Mató a algunos de los mejores hombres y mujeres del FBI.
Seni ve Keen'i, Reddington'la gördüm.
Los vi a Keen y a ti con Reddington.
Hayır, kayıtlara gittin.
No, revisaste los expedientes.
SCI7'yi okudun.
Leíste los SCI7.
Teşvik primi... Politikacıların, köpek eğitmenlerinin ve suçluların parasını teşvik edin.
Incentivo... la moneda de los políticos, los entrenadores de perros
Burada bir toplantıdayız.
- y los criminales. - Estamos en una reunión.
Son dört hafta içinde, siz iyi beyefendilerin birinden tam teşkilatlı bir otomobil satın almış.
En las últimas cuatro semanas, adquirió un automóvil de uno de estos distinguidos caballeros, equipado con todos los lujos.
20 parmağını da harekete geçirsen iyi olur.
Consigue conservar todos los dedos de las manos y pies.
Çin yemeklerini sevdiğini her Çarşamba günü WuFat Noodle House'un üstündeki evinde sevgilinle dolaşırken yemek yediğini biliyorum.
Sé que te encanta la comida china, que la comes todos los miércoles cuando estás con tu novia en su apartamento que está arriba del WuFat Noodle House.
Ve bu Görev Gücünün mensuplarının Reddington'un üst düzey hedeflerin ismini vermesi karşılığında bu suçlarını görmezden mi geldikler ya da kolaylaştırdılar mı öğrenmek istiyorum.
y si los miembros de esa unidad especial ignoran o facilitan esos crímenes a cambio de la información que Reddington proporciona para perseguir a objetivos de alto rango.
Ve bir gün, Reddington'un Quantico'daki görev gücüyle ilgili bir ders verdiklerinde bir panel yapabilir ve artı ve eksilerini tartışabiliriz.
Y algún día, cuando enseñen una asignatura de la unidad especial de Reddington en Quantico, podemos hacer un panel y debatir los pros y los contras.
İkisinin bağlantısı ne?
¿ Cómo se conectan los dos?
Cesetler bana bunu vermiyor.
Los cuerpos no me dan eso.
Sanki kendin hariç başkasının duygularını göz önünde bulundururmuşsun gibi!
¡ Como si fueras capaz de considerar los sentimientos de alguien más que no sean los tuyos!
Adamlarımdan birinin yardımını aldı güvenime ihanet eden yakın bir kadının.
Tuvo ayuda de uno de los míos, una mujer cercana a mí que traicionó mi confianza.
Kim o kilidi bu anahtarla açarsa personel sadık bir şekilde ona hizmet edecek ve muhafızlar sonsuza dek tüm gelenlere karşı onu savunacaktır.
A quien abra esa cerradura con esta llave, el personal lo servirá fielmente y los guardias lo defenderán por siempre de todo el que llegue.
Yıllardır varlığımın ya da etkilerimin birazıyla veya hiç biriyle o Özel Ajan Elizabeth Keen olarak büyüdü.
Con poca y nada de mi presencia o influencia a través de los años, ha crecido para ser la agente especial Elizabeth Keen.
Onun bilim ve uzmanlık alanı suçluların incelenmesidir.
Su especialización y experiencia es el estudio de los criminales.
Alışkanlıklar ve eğilimler meraklar ve meyiller suçluların psikiyatrisi.
Los hábitos e inclinaciones, las curiosidades y propensiones, la psiquiatría de los criminales.
Hiçbir yere gitmiyorum Raymond o yüzden işini bu sefer daha iyi yapsan iyi edersin ikimizin de iyiliği için. FBI!
No iré a ningún lado, Raymond, así que mejor asegúrate de completar el trabajo esta vez, por el bien de los dos.
Ajan Gale'e cesetleri verdim.
Le di los cuerpos al agente Gale.
Cesetlerin toplandığı ve gömüldüğü yerler ve tarihleri size verebilirim.
Puedo darles las ubicaciones y las fechas en que los cuerpos fueron recogidos y enterrados.
Anlaşmayı gizli tuttuğun sürece seni destekleyeceğimizi biliyordun.
Sabías que los apoyaríamos siempre que mantuvieran en secreto el acuerdo.
Sorunları nasıl ortadan kaldıracağını bilen bir adam.
Un hombre que sabe cómo enterrar los problemas.
Son üç yıl içinde, şirket çeşitli kaynaklardan 17 milyon dolar kazanç bildirmiş. Bir Rus Bankası ve iki yabancı paravan şirket de dahil.
En los últimos tres años, la empresa declaró 17 millones de dólares de ganancias de varias fuentes, incluido un banco ruso y dos compañías fantasma en el extranjero.
Bunlar hiç bir şekilde ulaşamayacağımız müşteriler.
Estos son clientes a los que nunca podríamos acceder.
Temaları bir eğlence mekanında oluşturmasını daha iyi bilen birisi.
Alguien que sabe mezclar mejor los temas en un local de entretenimiento.
Sen, Jay-Jay ve buradaki silahlı yaralanma olayı yarın gazetelere manşet olunca telefonun bir daha hiç çalmayacak.
Cuando usted, Jay-Jay y el herido de bala lleguen a los titulares mañana, su teléfono nunca volverá a sonar.
Bulguları doğrulaması için ona ihtiyacım var.
Lo necesitaré para confirmar los hallazgos.
On gün boyunca bir FBI ortak görev kuvveti tarafından kurtarılana kadar ona işkence yaptılar.
Por diez días lo torturaron hasta que fue rescatado por un equipo conjunto del FBI y los SEAL.
Sonuçlar 24 saat içinde sonuçlanacak böylece nihayet Raymond Reddington'un baban olup olmadığını anlayacaksın.
Tendrán los resultados dentro de 24 horas, así que sabrás definitivamente si Raymond Reddington es tu padre o no.
Dokunulmazlık sözleşmemin iptal edileceği ve görev gücünün üyelerinin derhal suçlu kabul edileceği kaçınılmaz gibi görünüyor.
Parece inevitable que mi acuerdo de inmunidad será revocado y los miembros de la unidad especial serán acusados inmediatamente.
Donald'ın adamlarının senin komodininde başka ne bulacaklarını merak ediyorum.
Me pregunto que más encontrarán los hombres de Donald en tu mesita de noche.