Malına traducir español
4,025 traducción paralela
Kamu malına zarar vermişsiniz.
Han habido daños a la propiedad de la ciudad.
Elena'nın malına gerçekten el koyacaksın mısın? - Oldu bile.
- a tu hijo a robar una compañía?
Dünkü ufak yolcuğun arkadaşına pahalıya mal olacak.
- ¿ Qué? Lo que le costará la excursión de ayer a tu amigo.
- Bunun yanlışlığına mutlaka dikkat çekeceğim.
- Desde ya, señalar que está mal.
Ki bu da piyasada yeni bir çalıntı mal satıcısı aradığı anlamına gelir.
Lo que significa que estará buscando a otro perista.
- Onun adına üzüldüm.
- Me siento mal por él.
Onların küçük adi dükkânlarına girmek zorunda kalsam bile eğlenceliydi.
Aún si tuve que meterme a ese local de mal gusto de ellos.
Vay canına, ne kadar mal tükettin?
¿ Cuánto contrabando has consumido?
2008 deki iflasından sonra, bankalar çoğu mal varlığına el koymuş..
Ahora, después de la crisis del 2008, los bancos han ejecutado las hipotecas de casi todas su propiedades.
Sadece hayatlarına mal olur.
Bueno, les costará la vida.
Elimdeki her şeye mal olacak ama Shelby'yi Theo Tonin'na teslim edersek zahmetimize değeceğine dair bir his var içimde.
Me costará todo lo que tengo. Pero si le damos Shelby a Theo Tonin te puedo asegurar que nos compensará.
Lois çocuklarla birkaç günlüğüne şehir dışına çıkacağını söylediğinde ne kadar üzüntülü göründüğümü hatırlıyor musunuz?
Recuerda lo mal que me parecía que cuando Lois dijo que se iba de la ciudad con los niños durante unos días?
Alınma ama ortağına daha yakından bakacağım.
No lo tomes a mal, pero voy a investigar más a tu compañera.
Meclis'te bir kız kardeşinin olduğunu sana söylememesinin tek sebebi bu bilginin canına mal olma ihtimaliydi.
La única razón por la que nunca te dijo que tenía una hermana en la Autoridad es porque saber eso habría hecho que te mataran.
Yaptığım hata Luna'nın canına mal olduğu için üzgünüm ama Emma bize ait.
Lamento que mi error le costara la vida a Luna, pero Emma es una de nosotros.
Kısacası bedenin artık senin malın. Ordu artık söz hakkına sahip değil.
Lo que significa que su cuerpo es ahora de su propiedad, y está fuera de la jurisdicción del ejército.
İnsanları kendi fikirlerine katılmaları için ikna etmeye çalışıyorsan ilk söyleyeceğin lafın'İnandığın her şey yanlış ve gerçekten aptalsın'olması yerine çaba harcayıp, az çok huylarına gitmenin daha iyi olduğunu savunmuştum.
Te discutí que yo creía... que si intentabas convencer a las personas de tu punto, que lo primero que no deberías decir es : "Todo lo que creas está mal y realmente eres estúpido". Y es mejor intentar e ir hacia donde ellos están.
Evet, ama bu sefer bir federal ajanın hayatına mal oldu. Bay Khan, hapishaneye gidecek.
Sí, pero esta vez, le costó la vida a un agente federal.
- Bize ne kadara mal olacağına bakacağız.
A ver cuánto vamos a cobrar.
İyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm bizi ayırana dek yanımda olacağına ve hayatının sonuna kadar beni seveceğine söz veriyor musun?
¿ Prometes tenerme y mantenerme a partir de hoy para bien o para mal, en la enfermedad o en la salud. ... en la riqueza y en la pobreza. ... hasta que la muerte nos separe?
İşler ters giderse tek başına.
Si algo sale mal, estará por su cuenta.
- Birden fazla yanlış yaptığına inanmak için sebeplerimiz var. - Yanlış birşey mi yaptım?
- ¿ He hecho algo mal?
Hadi mal yükleme kapısına.
Vamos a ir a la zona de carga.
Bu, bir sorunları var anlamına gelmez.
- No significa que eso esté mal.
O gün hayatının 30 yılına mal oldu.
Ese día te costó 30 años de tu vida.
Vücut sıvıları yasasına göre benim malım oluyor.
Según la ley de fluidos corporales, es mío.
Bir de buna erkeklere karşı duyulan hislerin yanlış olduğuna dair inancı ekleyin bu durum zanlının içindeki vahşetin tamamen ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Combinado con la aparente creencia de que sentirse atraído por otros hombres está mal hace que el su-des arremeta violentamente contra aquellos con quienes está.
Çocukken sevmediğimiz öğretmenin masasına raptiye koyardık.
Cuando yo era niño, si teníamos un mal profesor poníamos una chincheta en su silla.
Peki, takım için kötü zamanlama olmasına üzüldüm. Ama bu iş oluyor, tamam mı?
Bueno, bueno, lo siento si es un mal momento para el equipo, pero esto está sucediendo, ¿ de acuerdo?
Bu malı mükemmelleştirmek adına 56 kişi öldü.
56 personas murieron para perfeccionar este efecto.
Onu Purgatory'den kurtardıktan sonra yani. Bu birçok meleğin yaşamına mal oldu.
Después que le rescatara del Purgatorio, querrás decir, al coste de la vida de muchos ángeles.
Ortadan kaybolmaları kötü olmuş. Seksi bir ismin olunca başına bu geliyor.
Qué mal que los hayan matado, aunque eso es lo que reciben por el nombre sexista.
Kendi başına git. Seni birkaç ay idare edecek kadar mal var burada.
Ve tú solo, pero hay suficiente producto allí para que te dure un par de meses.
Neleri araştırdığına bi'baksana.
Mira sobre lo que investigaba, "Cómo alejarse del mal"...
Zayıflığı bir anlığına itiraf ettim, elime bir fırsat geçirdim... Dr. Wells biraz kötü hissetmiş oldu.
Confieso que en un momento de debilidad aproveché la oportunidad para hacer que... el Dr. Wells se sintiera mal consigo mismo.
Beni hayal kırıklığına uğratmayın.
No me deje en mal lugar.
Bu malı mükemmelleştirmek adına 56 kişi öldü.
56 personas murieron para perfeccionar esta droga.
Oğlunun başına gelenler yanlıştı.
Lo que le pasó a tu hijo estuvo mal.
İstemem ama çocuklar adına üzüldüm.
No lo hice, pero ya sabes, me siento mal por los niños.
Kulağa büyük burunlu, kötü saç kesimi olan ve yedi yaşına kadar yatağını ıslatan biri gibi geliyor.
Parece un chaval con una nariz grande y un mal corte de pelo que mojaba la cama hasta que tenía siete años.
Bu hatayı daha önce bir kez yaptım,... o yüzden bu kez her şeyin ne kadar harika olacağını anlatmama izin ver. Sonra da bizimle olup olmayacağına karar verirsin.
Una vez hice mal esto así que déjame decirte lo genial que va a ser y puedes decidir si quieres acompañarnos.
Odin'in şamarı sokakları vurdu, iyi bir arkadaşın hayatına mal oldu.
Sabes, el caballo de Odin llegó a las calles Le costó la vida a un buen amigo.
Sonra en iyi dostum ve çocuğumun babasının hayatına mal olan bir kazada neredeyse eşimi kaybediyordum.
Después... casi pierdo a mi esposa en un accidente que se llevó la vida de mi mejor amigo y padre de mi hija.
Mal bir hareket olur bu. Ne kadarlığına?
- ¿ Y cuánto vas a estar en esa mierda?
Yasa dışı masraf gösterdiğiniz harcamalar, faizi ve cezasıyla yüz bin dolardan fazlasına mal olabilir.
Sus desgravaciones ilegales, con intereses y multas podrían costarle más de cien mil dólares.
Olabilir. Ama aynı zamanda pek çok masum insanın da hayatına mal oldu.
Sí, pero no puedes olvidar que también le costó la vida a muchas personas inocentes.
Ben Çingenelerin kan davalı olmalarına karşı biriyim.
Soy la típica persona a la que una gitana echaría mal de ojo.
Kamera kayıtlarına bakmama izin vermek zorundasınız.
Algo va mal. Necesito que me dejes ver las imágenes de las cámaras.
Soyunup, aletimi bacaklarım arasına alma kısmındaydı. İşler ters gitti ama.
En algún momento mientras me desvestía y metía mi cosa entre las piernas, algo salió mal.
Evliliği ne zamandır kötü gidiyordu zaten hayatına devam etmesi için böyle bir şey lazımdı, o zaman o zaman Torben'le ikinizin bir şansı olurdu belki.
Su matrimonio funciona mal hace tiempo, entonces... Tú y Torben podrían tener una oportunidad.
Bilirsiniz, insanların suratına silah tuttuğunuzda Tanrılar kaşlarını çatma eğilimi gösterir ve her şey ters gidebilir.
Sabes, cada vez que sigues apuntando a la gente en la cara, los Dioses tienden a arrugar la cara ante ese comportamiento, y toda clase de cosas pueden salir mal..