Mağma traducir español
258 traducción paralela
Hiçbir kuvvet uygulamadan, yeryüzünü bir bıçak gibi keserek mağma katmanına ulaşırdı.
Pasaría fácilmente a través de la Tierra como un cuchillo por la mantequilla tibia.
Mağma bu yarıklardan birini bulup buradan yukarı çıkabilir.
El magma descubre algunas de esas fisuras y sube a través de ellas.
Ne mağması?
¿ Qué es el magma?
Sadece mağmanın asıl kısmını henüz görmediğimizi farzedelim.
Vamos a suponer que todavía no hemos visto toda la cantidad de magma.
Mağma akıntısı oldukça sorun yok.
Estaremos bien si atravesamos el magma.
Ay'daki minerallerin erimiş magma değil de, etrafta tane tane bulunduklarına dair bir teori var.
Existe una teoría de que, en la Luna, los minerales no son un magma... sino esparcidas... en pepitas.
Evet, içten içe.
Sí, como si fuera un magma.
Bilgisayara göre bu, magmanın yer değiştirmesi.
El ordenador lo ha identificado como un desplazamiento de magma.
Bilgisayarının magma değişimi diye tanımladığı şeyin yanında.
Ha detectado lo que su ordenador llama un desplazamiento de magma.
Magma değişimi mi?
¿ Desplazamiento de magma?
Mağma basıncı sabit duruyor.
Fecha estelar 46844.3.
Neden bu ışıklar yanıp sönüyor?
La presión del magma permanece constante.
Magmadaki bu cepler çekirdeğin ergimiş bölgesine ne kadar yakın?
Las bolsas de la capa de magma, ¿ a qué distancia están del núcleo?
Bu da magmayı yeniden sıvılaştırır.
Así se volverá a licuar el magma.
Bu taramalar zerk birimlerini kuracağımız ceplerin biraz dengesiz olduğunu gösteriyor.
Los escáneres indican que las bolsas de magma están algo inestables.
Magma cebine iki kilometre kaldı.
Estamos a dos kilómetros de la bolsa de magma.
Etrafını kaplayan magmanın gerilim düzeylerinde artış tespit etmiyorum.
No detecto aumento en los niveles de tensión del magma.
Delme işlemi magma cebindeki ısıyı neredeyse 300 derece Celsius arttırdı.
La perforación ha aumentado la temperatura del magma en casi 300 oc.
Magma cebine dört kilometre kaldı.
Estamos a cuatro kilómetros.
Komutan, ilk magma cebine zerk birimini kurmayı önerebilir miyim buna da soğuma şansı tanımış oluruz.
Coloque la unidad de infusión en la primera bolsa de magma y deje enfriar ésta.
Etrafı saran magmada gerilim belirtileri var. Ancak plazma zerkini tamamlayana kadar burası kararlı kalacaktır. İyi.
Hay señales de tensión en el magma circundante, pero el lugar permanecerá estable hasta que acabemos la infusión.
Magma ceplerinden birinde göçük oldu.
Se ha producido un derrumbe.
Bu gizli topraklarımızın altındaki volkanlarda bir güç yatıyor ; erimiş magmanın gücü ve bu güç, Savage Land'in tropik iklimini koruyor.
Bajo la cordillera volcánica que rodea nuestro valle escondido, yace una fuente de poder planetario, la fuerza emergente del magma fundido que mantiene el clima tropical de Tierra Salvaje.
Hatta bana parayı ödeseler bile... Ben genede bu dünyadaki bütün şehirleri... Magma ile eriteceğim.
Aun después de que me paguen, fundiré a cada ciudad... en el planeta con magma líquida y caliente.
Mekikleri, magma püskürmesi nedeniyle zarar görüp, üç mürettebat ciddi bir şekilde yaralanmıştı.
Su transbordador fue dañado por una erupción de magma y 3 tripulantes fueron gravemente dañados.
Etrafımız kızgın magma ile çevrili.
Estamos rodeados de magma hirviendo.
Magma, Freon ve 2-B Adam.
Magma, Freón y 2-D Man.
- Magma donu.
- ¡ Hey mira!
- Aman ne güzel.
, calzoncillos de Magma.
- Magma. Bugün yalnız mı çalışıyorsun?
- Magma. ¿ Trabajando solo esta noche?
Dostum...
Magma.
Magma, volkanın iç kısımlarında katılaşmış çıkışı kapamış.
El magma se ha solidificado en las entrañas del volcán y ha bloqueado la salida.
Sülfürik asit çeşitleri, jelleşmiş yüzey taşı ve magma katmanın püskürttüğü volkanik gaz.
Ellas tienen capas gruesas de ácido sulfúrico, superficie rocosa viscosa y coronas que chocan con bóvedas sobre grandes cámaras de magma.
- Bu kadar yeter - Tamam. Bazzle, dünyada deli birinin psikolojisini anlayabilecek bir insan var.
Basil, solamente hay un hombre en el mundo que entiende la sicología del magma.
Dünyaya çekilmeye başlayacak ve atmosfere girdiği zaman, sıcak magma harekete geçecek ve kuzay kutbuna çarparak global bir sele sebep olacak.
Hará colición con la Tierra, cerca de donde hay magma derretirá los polos de la Tierra.
Scott, Magmaya ters giden şeylerle başa çıkmayı öğretmeye çalışıyordum ki bu da büyük, güçlü bir adamın seni kurtarmayı beklemeyi kapsamıyor.
Intentaba enseñarle a Magma a manejar lo que sale mal y eso no incluía buscar a un hombre fuerte y grande que te salve.
Ve Metroid'de erimiş magma var.
Y en Metroid, es magma derretida.
Yeryüzünün, derinliklerinden kabuğuna doğru, zayıf bir yerden erimiş kaya ya da magma sızmaktadır.
En lo profundo de la tierra, a través de la corteza terrestre, se filtraba el magma o roca fundida.
Yeraltındaki magma havuzu büyürken patlama basıncı da tırmanmaktadır.
Al aumentar el magma subterráneo, crece la presión explosiva.
Süper sıcaklıkta basınç altında bir kazana hapsedilmiş durumda olan 1.500 yıllık magma lava değil, sanki köpüğe dönüşmüştür.
Atrapado en un caldero, bajo una presión y un calor inimaginables, durante 1,500 años, el magma se ha convertido no en lava sino en espuma.
Püskürmeden yalnızca dakikalar sonra süper sıcaklıktaki magma ve gaz gökyüzünde 15 kilometrelik bir yüksekliğe ulaşmıştı.
A pocos minutos de la erupción, la columna de roca fundida y gas llega a los 15 km. de altura.
Ama daha beteri geliyor atmosfere itilmiş kaynar kayalar havayla temas ediyor soğuyor katılaşıyor sonra da yağmaya başlıyor.
Pero lo peor está por venir. Lanzado a la atmósfera, el magma candente se mezcla con el aire, se enfría, se solidifica, y luego comienza a caer.
Bu oluşumun Pompei'ye erişmesi yarım saat sürüyor soğumuş, ama hala havayla dolu olan volkanik kayalar sünger taşı biçimine dönüşüyor.
Los guijarros tardan una media hora en caer sobre Pompeya. Frío pero lleno de aire, el magma se vuelve piedra pómez.
İnanılmaz sıcaklıktaki kül ve erimiş kaya yakıp kavuran bir akıntı halinde yanardağın aşağısına, çığ gibi aktı.
Una avalancha incandescente de magma y ceniza desciende a gran velocidad del volcán.
Yanardağın yüreğinde, magma bölümü çöktü bu da, başka bir volkanik kabarmayı tetikledi.
En el corazón del volcán, cede la cámara magmática. Esto provoca una nueva onda piroplástica.
Peki nasıl oluyor da keçi toynaklı, koç boynuzlu, dev magma iblisinin hakkında bir nebze de olsa birşey anımsamıyorsun?
- ¿ Entonces cómo es que no tienes una pizca de cualquier recuerdo... de un demonio de magma gigante con cuernos de carnero y patas de cabra?
Buraya aşağıya gelip Magma çocuğun zayıf yönlerini öğrenip bir kahraman olmak istiyorsun.
- Quieres venir acá abajo, tener los datos claves del chico de lava, ser el gran héroe... - Quiero saber como matar a la Bestia.
Vezüv Dağı'ndan alınmış magma ile... Gobi Çölü'nün saf kirecini karıştırdım.
Magma del Vesubio con álcali del desierto de Gobi.
Aslında, yerin altında olduğu zaman, lav denmez magma denir.
En realidad, cuando está bajo tierra se llama magma.
Uykuda olması hiç magma akmayabileceği anlamına gelmez.
Sólo porque esté dormido en la superficie... no significa que no pueda haber flujos de magma en sus cercanías.
Bu magma damarının ne kadar kalın olduğunu bilemeyiz.
No tenemos forma de saber como de gruesa es esta veta de magma.