Mcmanus traducir español
415 traducción paralela
- Polis memuru McManus, beyefendi.
El agente Mac Manice, señor.
- Polis memuru McManus.
El agente Mac Manice.
One Boots McManus, parlak pembe saçlı genç bayan Full House Club'ta işleriyle meşkulken bile sizin ile ilgili övgü dolu sözleri hevesle söyledi.
Una tal Boots McManus, una joven dama con brillante cabello rosado... que está ocupada con algún vago cometido en el Full House Club... es entusiasta, incluso ardiente, en su apreciación sobre usted.
Saugus : Polis, Mystic River temditiyle bağlantılı olarak 23 milyon dolar bağış ve rüşvet suçlamalarıyla, müteahhit James McManus'u tutukladı. Hyannis Port...
la policía ha arrestado al contratista James McManus por cargos de soborno de 23 millones de grandes en la extensión de la conexión de Mystic River y Hyannis Port.
Leeds'i ara, McManus buraya gelsin.
Llama a Leeds e intenta que venga McManus.
White, çocukların sayılarını ayrı verin, bu, McManus'u buraya getirecektir.
White, separa las cifras infantiles, con eso McManus vendrá.
Efendim? Müfettiş Villiers ve Çavuş McManus sizi görmek istiyor.
El inspector Villiers y el sargento McManus vienen a verlo, doctor.
Çavuş McManus, David ve Jack'e saldıranın... bir hayvan olduğunu ve East Proctor'daki... yetkililerin bir komplo düzenleyerek bunu gizlediklerini mi iddia ediyorsunuz?
Sargento McManus, ¿ sugiere que a David y a Jack los atacó un animal y que la burocracia de East Proctor conspiró para guardarlo en secreto?
Batı yakasındaki hasta McManus
¿ McManus, el paciente que esta en el ala oeste?
Bay McManus?
- ¿ Sr. McManus?
Önce McManus'ı yokladılar.
Comenzaron con McManus.
Fenster daima McManus ile çalışırdı.
Fenster siempre trabajaba con McManus.
Fenster ile McManus gizli kapaklı bir teklifte bulundu. El çabukluğu, yüksek risk, yüklü para.
A Fenster y a McManus les habían hecho una propuesta inmediata, de alto riesgo y lucrativa.
McManus'ın 14. Bölge'de bir dostu var.
McManus tiene un amigo en el precinto 14.
McManus'ın malı almaya dünden razı bir taciri var.
McManus ya tiene al comprador.
McManus çatışmaya girmek istiyor.
McManus quiere ir disparando.
McManus işi servis etti, Fenster minibüsleri buldu Hockney araç gereci sağladı.
McManus propuso el trabajo. Fenster trajo las camionetas. Hockney, las herramientas.
Hepsi Fenster ile McManus'ın işiydi.
- Fue idea de Fenster y McManus.
Los Angeles'a vardık ve McManus'un taciri Redfoot ile tanıştık.
Llegamos a Los Angeles y conocimos al comprador de McManus, Redfoot.
McManus'ın dırdırı bir gün sürdü, sonra da işin başına döndük.
Con McManus fastidiando, en un día, estábamos de vuelta al trabajo.
Eşin benzerin yok, McManus.
Eres un chico muy rudo.
Bay Keaton hem Bay Fenster hem de Bay McManus'ı polis arşivindeki fotoğraflarından tanıyorum.
Sr. Keaton. Reconozco al Sr. Fenster por su ficha policial al igual que al Sr. McManus.
Bu yılın başlarında Bay Fenster ile Bay McManus Newark havaalanından çift pervaneli bir kargo uçağı kaçırdı.
Este año, el Sr. Fenster y el Sr. McManus secuestraron una carga aérea en las afueras del aeropuerto de Newark.
Kum kupkuru, McManus.
Es arena seca, carajo.
Çok özür dilerim, Bay McManus.
Lo siento mucho.
Hayatıma son vermeden önce, Bay McManus ilkin Bayan Finneran ile olan işimi bitirmeme izin verirsiniz, değil mi?
Antes de que acabe conmigo me permitirá terminar mi negocio con la Srta. Finneran, ¿ verdad?
Öldürün gitsin, Bay McManus.
Máteme.
Bay McManus'ın yeğeni David'i ancak hadım edebilirim.
Es posible que sólo castre al sobrino del Sr. McManus, David.
McManus, on saniye içinde yerleşsen iyi edersin.
McManus, es mejor que estés listo en diez segundos.
Hockney ve McManus gibilerinin kanına girebilecek tarzda biri.
Un hombre que podía someter las voluntades de Hockney y McManus.
Neden Fenster, McManus veya Hockney değil?
¿ Por qué no Fenster o McManus o Hockney? ¿ Por qué yo?
Aklınıza bir şey gelirse, bir isim, bir sima, bunu yapma ihtimali olan biri, lütfen beni arayın Bay ve Bayan McManus.
Si recuerda algo, un nombre, una cara alguien que tuviera una razón, llámenme, Sr. Y Sra. McManus.
- Dee McManus, Susan Lewis.
- Dee McManus, Susan Lewis.
Hips McManus.
Hips McManus.
Bana güven McManus, bir gözünü kaybedersen, taşakların tekmelenirse, suratına sıçılırsa... değişik bir adam oluyorsun.
Créeme, McManus que te saquen un ojo, que te pateen las bolas que te caguen en la cara te convierte en un hombre diferente.
McManus sen de sağduyulu bir adamsın ama kaybolmuşsun.
McManus, también eres un hombre de razón, pero te has perdido.
McManus,
- McManus.
Bu McManus'tan Glynn'e yazılmış takas şartlarını anlatan mektup.
La carta es para Glynn, de parte de McManus.
Tüm bunlar senin hatan McManus.
Esto es todo culpa tuya, McManus.
Yalvarman çok hoşuma gidiyor McManus.
Me gusta cuando ruegas, McManus.
Bir kez daha deneyeceğim McManus.
Intentaré una vez más contigo, McManus.
Olayın araştırılması için McMannus'a gidip spor salonunda olmuş olabilecekleri anlatacağım.
Le diré a McManus lo que pasó en el gimnasio. - Que investigue.
Bunu hallet McMannus.
- Hazlo posible, McManus.
Neden buradasın McMannus?
¿ Por qué estás aquí, McManus?
McManus... Bana baktığın zaman, ne görüyorsun?
McManus, cuando usted me mira, ¿ qué ve?
McManus.
- McManus.
McManus küplere bindi.
McManus estaba furioso.
Size inanıyorum, Bay McManus.
Le creo.
Yola çıktı.
McManus, va en camino.
Oh, konuşmana dikkat et McManus.
Cuida tu boca, McManus.
Tim McManus, Beş numaralı hücre bloğunu yönetiyorum.
Tim McManus. Yo manejo el Bloque 5.