Miki traducir español
321 traducción paralela
Usta, elimden bir şey gelmediği için asıl üzgün olan benim.
Fotografía de MINORU MIKI. Sonido de HISASHI KASE. Protagonizada por :
Sonra bana "Mikitili" ya da "Kukulutu" diyen ve güneşe benzeten hoş bir Çinli dilber vardı Çok onur verici bir davranış!
Y aquella chinita, una muñequita adorable... que se llamaba Miki Tilim. Decía que yo era como un sol... ¡ Qué cosas!
Miki Mouse ve Donald Amca.
El Ratón Miguelito y el Pato Donald.
Kutlamalar sana, Miki.
Felicitaciones a ti, Mickey.
Miki Fare'yi seyretsek daha iyiydi.
Esto no da ningún resultado.
Yani Miki Fare'nin köpeği hakkında kocaman bir kitap mı yazmışlar?
¿ Algo sobre el perro del ratón Mickey?
Kendilerinden emin bir şekilde savaşıyorlar, İkinci Kale'nin komutanı Miki Üçüncü Kale'deki askerleri tekrar mevzilendirdi.
Luchando como un poseso, su comandante Miki ha reorganizado a los hombres del fuerte tres.
Miki'nin kahraman savunması, düşmanın stratejisini yok etti, Washizu, Birinci Kale'de Inui'nin saflarını ok yağmuruna tuttu.
Mientras Miki se defendía exhausto y con valentía de nuestro enemigo Washizu rompió las líneas rivales en el fuerte uno lanzándoles flechas.
Washizu ve Miki'nin adamları, düşmanı Garnizon'da tuzağa düşürmek üzere peşlerinden gittiler, efendim.
Señor, Washizu y Miki hacen retroceder al enemigo encerrándoles en la Mansión del Norte.
Sınırlarımızı güçlendirin, Inui adamlarını geri çekmeyebilir.
Refuerza nuestras fronteras. Si Inui no mueve a sus hombres trae aquí a Washizu y a Miki.
Washizu ve Miki'yi buraya getirin. Onlara bizzat teşekkür etmek istiyorum.
Quiero agradecérselo en persona.
Miki Yoshiaki.
Yoshiaki Miki.
Peki ya Miki Yoshiaki, ormandaki ruhun kehanetlerini Büyük Efendimize söylerse?
¿ Qué pasará si Miki desvela la profecía del bosque a nuestro Gran Señor?
Bu doğru olsa bile, Miki, Büyük Efendi'ye kehanetten bahsederse Büyük efendi sana yine de güvenecek mi?
Aunque eso fuera cierto. ¿ Crees que el Gran Señor seguiría confiando si Miki le informa de esa profecía?
Miki benim...
Miki es...
Miki ile çocukluktan beri beraberiz.
Miki es mi mejor amigo desde la juventud.
Miki'nin, Büyük Efendimizi bilgilendirip bilgilendirmediğini merak ediyorum.
No puedo dejar de pensar en si Miki ya ha informado al señor.
Miki, sen de Örümcek Ağı Kalesi'ni. - Efendim.
Miki, guardará el castillo.
O rahatsız kalbinle Miki'ye kara çaldın.
Era el espíritu el que obligaba a tu corazón a calumniar a Miki.
- Kuzey Garnizonu'nu - kandırıyor, güvendiği Miki'yi Örümcek Ağı Kalesi'ne gönderip tehlikeden uzak tutuyor ve en nefret ettiği düşmanı olan seni tehlikeye gönderiyor.
Ha enviado a su favorito Miki a salvo en la guardia del Castillo de las Telarañas y te arroja a ti, su odiado adversario, ante el peligro.
Sen son nefesini verirken... Miki kalenin tepesinden seni izleyip gülecek.
Desde las torres de vigía Miki reirá mientras observa tu último e incauto aliento.
Örümcek Ağı Kalesi, Miki'nin saldırısına uğruyor.
El Castillo de las Telarañas está bajo el control de Miki.
Miki'nin hamlesini görmeden hareket edemeyiz.
No podemos movernos sin saber las intenciones de Miki.
Büyük Efendi'nin ölümünün ardından tahtı zorla almak isteyebilir ve o zaman Miki, bir sonraki düşmanımız olur.
Fallecido el Gran Señor puede que Miki pretenda usurpar el trono. Entonces se convertiría en nuestro enemigo.
Eğer Miki kapıları açmayı reddederse... Kaleye Büyük Efendi'nin tabutuyla yaklaşın.
Si Miki se niega a abrir las puertas aproximaos portando el ataúd del Gran Señor.
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
Entonces no puedo persuadirte contra esa insensatez de nombrar heredero al trono al hijo de Miki.
Konseydeki görüşmelerde, hep benim başarım için söz alırdı.
En la reunión del concilio Miki argumentó devotamente en favor de mi sucesión.
Miki sana arkadaşlıktan başka birşey vermedi.
Miki no te hizo ascender por lealtad o amistad.
Miki cesurdur.
Miki es valiente.
Miki'yi ve oğlunu cömertçe ağırla.
Recibiré a Miki y a su hijo con generosidad.
Bu elleri Miki'nin oğlunun hatırı için lekelemedim ben.
No me ensucié las manos de sangre para el beneficio del hijo de Miki.
Sonra da Miki'nin oğlu kazanır.
Después, serán los herederos de Miki.
Efendi Miki nerede olabilir?
¿ Donde estará el señor Miki?
Böylesi bir saygısızlık Miki'ye göre değil.
Esa insolencia no es propia de Miki.
Kahrolasıca Miki.
Maldito seas, Miki.
Miki neden geç kalmış olabilir?
¿ Cual será la causa del retraso de Miki?
Lord Miki'nin...
Hemos acabado con Miki.
Miki'yi öldürenin Inui'nin ajanları olduğuna inanmak güç.
Es difícil creer que los espías de Inui mataran a Miki.
Duyduğuma göre Miki'nin oğlu Inui'ye sığınmış.
Se dice que el hijo de Miki se ha instalado con Inui.
Miki'nin oğlu komuta ediyor.
El hijo de Miki les lidera.
Miki'nin oğlunun Örümcek Kalesi'ne Efendi olacağı doğru mu?
¿ Es cierto que el hijo de Miki será el señor del castillo?
Noriyasu, Prens ve hatta Miki'nin oğlunu öldürmeye ant içiyorum.
Noriyasu, el príncipe y el hijo de Miki. Juro que los mataré a todos.
Inui, Prens ve Miki'nin oğlu ile bir olup bana gel.
Alíate con Inui con el príncipe y con Miki.
Miki Fare Kulübü'nden bile kovulmuş oldum
Debería dejar El club de Mickey Mouse
Shigezo ile kalan, Hirate Miki adlı olan mı?
¿ El que se llamaba Hirate Miki, que se quedó con Shigezo?
Hirate Miki.
Hirate Miki.
- Miki Fareli bir kol saati.
- Uno de Mickey Mouse. - Hola.
- Miki.
- Señor. - Miki.
Miki'ye haber getirdim.
Traigo nuevas para Miki.
Efendi Miki.
Miki.
Miki, bu ne cüret?
¿ Cómo te atreves, Miki?