Modo traducir español
32,430 traducción paralela
Ruhu yok etmenin tek yolu.
Solo existe un modo de destruir a un familiar.
Bu yolla, Mason Wood ikimizi de topluluğa üye yapmak zorunda kalacak.
De ese modo, Mason Wood nos hará miembros a ambos. - Vamos.
Yaşayışın değişiyor.
Percibes el mundo de otro modo.
Bir kadının ona böyle davranmamı isteyeceği hiç aklıma gelmemişti.
Jamás se me habría ocurrido pensar que alguna mujer quisiera ser tratada de ese modo.
Belki doğru şekilde değil, belki yeteri kadar değil.
Quizá no del modo adecuado. Quizá... quizá no lo bastante.
İkiniz birbirinize karşı hiç aynı zamanda, aynı miktarda, aynı şeyi hissettiniz mi?
De modo que los dos sentís exactamente lo mismo el uno por el otro al mismo tiempo, en la misma cantidad.
Dudaklarını öper gibi yaralarını öpecek kolay olmasa bile yanında duracak biri olacak ama yaklaşmak mümkün olmadığında bunu hak etmediğini mi düşüneceksin?
Alguien que te besa las heridas del mismo modo que besa tus labios, que está a tu lado, no cuando es fácil, sino cuando es prácticamente imposible, cuando tú misma no crees merecerlo.
Seni bir kenara iterim başka erkeklerle düşüp kalkarım ve bir şekilde beni seversen sensiz olsa dahi gidip kendi mutluluğumu bulmam için beni bırakırsın.
Te rechazo, salto de la cama de un hombre a la de otro, y de algún modo me quieres... lo bastante para dejarme buscar mi propia felicidad, aunque no te incluya a ti.
Böylelikle davanın getirdiklerinden gelecek tanıtımla da sermaye sağlayabiliriz.
De ese modo pueden capitalizar cualquier publicidad que genere el caso.
O zaman Bob Drag'ı ara ve ona belli ki "ie istisnası" yazım kuralını asla öğrenememiş birinci sınıf avukatla çalıştığımızı ve öyle ya da böyle zafere ulaşacağımızı söyle.
Pues llama a Bob Drag y dile que tenemos a un abogado de fama mundial que, al parecer, no sabe que antes de b y p siempre m, y dile que, de un modo u otro, emergeremos victoriosos.
Bill ve ben sizi o gazetecilerle bir başınıza bıraktık.
El modo en que Bill y yo le dejamos tirado con todos esos periodistas.
Bu gece beni nasıl ellediğini gördünüz.
Ya vio el modo en que me metía mano esta noche.
Yani kendi başına ne yapacağını biliyorsun.
De modo, que sabes cómo seguir adelante por tu cuenta.
Havlunun altında neler olduğunu görebilmem için kıpırdamadan durmalısın.
Estás a salvo aquí. Sólo necesito que no se mueva de modo que pueda echar un vistazo a lo que está pasando.
Böylece çocuklarımı yetiştirebilirim. İki erkek ve bir kız.
Estoy buscando algo con un horario fijo de modo que pueda criar a los niños con el tiempo... dos niños y una niña.
Homo erectus, daha yumuşak yemekler yemeye adapte olmuş bir canlı türüdür.
El Homo erectus es una especie que de algún modo se adaptó a comer alimentos relativamente blandos.
-... ve daha rahat çiğnedik.
- y de modo no tan riguroso.
Avlarını en basit şekilde pişirirler. Ve hatta alevlerin ruhunu ateş vaftizi ile kutlarlar.
Cocinan sus presas del modo más elemental posible, e incluso homenajean al espíritu de las llamas con un bautismo de fuego.
Eti pişirdiğinizde yaklaşık üç veya dört bin yeni kimyasal bileşim ortaya çıkar. Yani daha karmaşık olur.
Entre tres y cuatro mil sustancias nuevas surgen al cocinar carne, de modo que aparece una mayor complejidad.
Ama bence çiftçilik özellikle hayvancılık bugünün yaşayıp geçmişin keyfini çıkarıp gelecek hakkında heyecanlı olmaktır.
En general, la agricultura es un buen modo, sobre todo la cría de ganado, de vivir en el presente, saborear el pasado y entusiasmarse con el futuro.
Diğer bir deyişle, bu onlar için bir TV programı değil.
Dicho de otro modo, para ellos esto no es una serie de televisión.
Sizi suçlayıp ordunun Valois'lere karşı bir isyan çıkmarmasını sağlamak.
Para inculparte, de modo que el ejército se levante contra los Valois, para incitar a la rebelión.
Nedense reddedeceklerini sanmyorum.
De algún modo dudo que rehúsen.
Öldürmek istemedi çünkü nedense kadın onu koruyor.
Él no quería hacerlo porque esta mujer le protege de algún modo.
Beni ve oğlumu buradan çıkarmanın bir yolunu bulabilirsen, kabul ederiz.
Si podéis encontrar el modo de salir de aquí para mi hijo y para mí, lo haremos.
Bir müddetliğine, nasıl olsa.
Durante un tiempo más largo, de cualquier modo.
Çocuklarımı korumamın tek yolu bu.
Es el único modo de proteger a mis hijos.
Nick'in nerede yaşadığını öğrenebilirdin.
De ese modo habrías averiguado dónde vive Nick.
Bebeği bu şekilde almak pek akıllıca değil ne dersin? Sanırım uyku vakti.
Realmente no es una buena idea levantar a un bebé de ese modo... y creo que es hora de ir a dormir.
Başka bir yol düşünmeliyiz.
Debemos pensar en otro modo de lograrlo.
Diana Adalind ile zihinsel iletişim kurdu ve ben bir şekilde önledim.
Diana se ponía en contacto con Adalind mentalmente, y de algún modo lo pude interceptar.
Küçümsemiyorum. Sadece yol gösteriyorum.
No lo hago, pero sólo sugiero que encontremos el modo de hacer que esto funcione.
Nick, bazen sevdiklerini korumanın yolu akışına bırakmaktır.
Nick, a veces el único modo de proteger a los seres amados es dejándolos ir.
Ve bazen sevdiklerini korumanın yolu onları tehdit edenleri öldürmektir.
Y a veces el único modo de proteger a los seres amados es matando a las personas que los amenazan.
Bizim teşvik ettiğimiz şey, sınırlamalar olmadan doğal bir yaşama şekli ve daha büyük bir amaca hizmet etme şansı.
Lo que fomentamos es un modo natural de vivir, sin restricciones y una oportunidad para ella de servir a un propósito mayor.
Bir noktada bu bana mantıklı geliyor.
De algún modo, eso tiene sentido para mí.
Gözlemlenebilir ama hiçbir şekilde ona dokunulmayacak.
Puede ser monitorizada, pero no deben tocarla de ningún modo.
Ya bir hata yapar da bir çözüm yolu bulamazsa?
¿ Qué pasa si has cometido un error y no puedes encontrar el modo de salir de él?
- O yüzden bir yolunu bulup onunla...
Por lo que, si encontramos un modo de tal vez... ¿ Qué?
Böylece, dünyayı kurtarırız.
De este modo se salvaría el mundo
Hıh. Dünyayı kazanabileceğini düşünüyor musun Sapkın bir şekilde mi?
¿ Crees que puedes ganar el mundo de un modo tan herético?
Yoldaşlarınızı doğal olarak bulacaksınız.
Ya encontrarás de modo natural a tus compañeros.
Tamamen kazaraydı ama T.J. oradaydı ben de onları tanıştırmış bulundum.
Sabes, un accidente total, pero allí estaba, y en cierto modo tuve que presentarlos.
Böyle halledebiliriz, başın belaya girmez.
- Podemos hacerlo de modo que no te cause problemas. - Yo...
Herkes öyle ya da böyle ölecek.
Todo el mundo acaba así de un modo u otro.
Ve çıktığımız bu yolda, bence birbirimize ihtiyacımız var.
Y del modo en que está el mundo, creo que ambos vamos a necesitarnos.
Çünkü söylemezsen ve o başka bir yerden öğrenirse, bundan dönüş olmaz.
Porque si no lo haces, y se entera de otro modo, no habrá vuelta atrás.
Onları Batılılar gibi bir ulusal kimlikleri yok.
No tienen identidades nacionales del modo en que pensáis en ellas en Occidente.
Babamın beni yükselttiği şartlar var.
El modo en que me crió mi padre.
Nasıl geliyorsa öyle geliyo işte.
Suena del modo en que suena.
Ben gelme şeklim.
Me iré del mismo modo en que vine.