Mıra traducir español
3,679 traducción paralela
Damon sıyırmamam için bana yardım edeceğine söz vermişti ama bu sıra aramız pek iyi sayılmaz. Özellikle de konu Elena olunca.
Damon me prometió que me ayudaría a quedarme al margen, pero, él y yo, no estamos en un muy buen lugar justo ahora, no cuando se trata de ella.
Bu numaranı köydeki herkese yutturdun şimdi de sıra buraya mı geldi?
Ha vendido esas gotas al resto del pueblo y volverá por más.
Şimdi beni dikkatle izlerseniz bahçede hepinizin birer sıra fidesi olucak tamam mı?
Si me prestan atención, cada uno de ustedes recibirá una plantita.
Kolej takımı ve ara sıra yapılan ikinci lig maçı.
Operaciones universitarias, ¿ un partido ocasional de una liga menor?
Manny'yle kanoya bindiğinizde çekilen bir hatıra fotoğrafı aldım.
Compré una de esas fotos de recuerdo de ti y Manny montando.
Ara sıra birlikte takılalım.
Pasearemos juntos algún día.
Biraz mangıra ihtiyacımız var, bilirsin işte işlerin yürümesi için.
Necesitaremos algo de masa, para conseguir que las ruedas giren.
Şunu açıklığa kavuşturalım. Elimde doğru malzemeler olduğu sürece kılıcını çıra gibi yakacak bir kılıç yapabilirim.
si tuviese los materiales necesarios podría hacer una espada mil veces mejor que destruya a la tuya en pedazos!
Kılıcımı çıra gibi yakacak olanından.
Una que pudiese partir esta en pedazos.
Mumm-Ra'yı direk onlara mı çekeceksin?
¿ Quieres llevar a Mumm-Ra directo hacia ellos?
Mumm-Ra'nın generallerinin önünde olmaya odaklanalım.
Concentrémonos en adelantarnos a los generales de Mumm-Ra.
Mumm-Ra sandığım gibi bir lider değilmiş.
Tenías razón, Panthera.
Mumm-Ra'nın planımızı öğrendiğinde olacakları anladın mı?
¿ Comprendes las consecuencias si Mumm-Ra descubre nuestro plan?
Seni çadıra götürüp ben geri geleceğim ve tamir etmeyi deneyeceğim, tamam mı?
Basta con que vuelvas a la tienda y voy a volver aquí y ver si puedo arreglarlo, ¿ de acuerdo?
Sonra sıra bize geldi ve hakkımızda iyi şeyler söyleyecek insanları çağırdık.
Y entonces fue nuestro turno para llamar a gente... que tenía buenas cosas que decir de nosotros.
Arabamda unutmuş ben de hatıra olarak sakladım.
La dejó en mi auto, así que la conservé como un... recuerdo.
Ayrıca Şükran günü yanı sıra, geçen sene cadılar bayramını da kaçırmıştım çünkü o zaman sol kalçamdaki dövmemi sildiriyordum, sonra yılbaşında da parti teknesi diye katıldığım gezi normal tur teknesi çıktı ve Belize'de uyanmıştım.
Además del Día de Acción de Gracias, el año pasado me perdí Halloween porque me estaba borrando ese tatuaje de mi muslo superior izquierdo, y luego en navidades, Me desmayé bebiendo y resulto ser que si era un viaje en crucero.
- Sıra sana mı geldi?
¿ Eres el próximo en el desfile de los éxitos?
Yarım saat sonra atı başsız bedenini sürükleyerek ahıra dönmüş.
Una media hora después, el caballo volvió a los establos, arrastrando el cuerpo, excepto la cabeza.
Göster bana! Bütün sayılar gözükünce, iki birim de sıfıra gelecek,... o zaman kilitleneceğiz, tamam mı?
¡ Enséñamelo! Vale, cuando todos estos números lleguen a cero, tendremos la combinación, ¿ de acuerdo?
Eğer zekânın, averajın üstünde sınıra yakın olmadığını düşünsem seninle arkadaş olmazdım biliyorsun.
No sería tu amiga si no pensara que tu intelecto no estaba, tú sabes, apenas sobre el promedio.
Hayır, araba kullanıyordum, sonra da şey bir tıra çarptım.
Estaba conduciendo y entonces... y entonces choqué un camión.
Şimdi sıra bende Dr. Rosen. Ben sana yardım edeceğim.
Dr. Rosen, que yo le ayude a usted.
27 yıl önce ahıra mı girdin?
¿ Estuviste en el granero hace 27 años?
- Ahıra mı?
- ¿ En un granero?
- Hiç sanmıyorum Vince. - Sanırım sıra bende.
No lo creo, Vince.
Şimdi sıra bizde. Bana bu fırsat tanındığı için gerçekten çok minnettarım.
Realmente agradezco esta oportunidad.
Şimdi sıra çizgi romanımı alma ve hiç kimsenin George Lucas'a kızgın olmadığı bir dünya keşfetmede!
Ahora compraré mi cómic y exploraré un mundo donde nadie odia a George Lucas.
Ödülümü aldım sıra cezam da mı?
¿ Cogí la zanahoria, ahora consigo el palo?
Sıra mı alacağız?
¿ Sacar un número o qué?
Sıra sende. Yardım gerekmediğine emin misin?
Esa es tu señal. ¿ Estás segura de qué no necesitas ayuda?
O sıra aklımı yitirdiğimi düşündüm.
Me sentía loca.
Ara sıra bir kaç sarhoşu dışarı atarım.
Lanza un par de borrachos de vez en cuando.
Ara sıra yeni şeyler dene tatlım mesela güvenmek olabilir.
Prueba algo nuevo, cariño... se llama confianza.
Mısır gevreklerini benim için mi sıra halinde bıraktın?
¿ Dejaste una línea de cereales para mí?
Kocaman bir çekiçle yardıra yardıra açsak olmaz mı?
¿ No podemos agarrar un martillo grande y un cincel y romperlo?
Onu M.O.M.A *'ya ve manastıra götürdüğümü hatırlasana.
¿ Que la llevé al MoMa y a los claustros?
- Size ara sıra "Bay Sakal" diyorlar mı?
- Sí. ¿ A veces - lo llaman "El Oso"?
Hadi be! Sıra dışı bir şey var mıydı?
¿ Algo fuera de lo corriente?
Pek çok evli çift gibi tatlım baban ve ben ara sıra tartışırdık ve bazen tartışmayı o kazanırdı ve bazen de ben kazanırdım.
Bueno, como cualquier pareja casada, cariño, tu padre y yo peleábamos ocasionalmente, y a veces él ganaba la discusión, y a veces ganaba yo.
Ben de misafirhaneye, ahıra ve kahrolası tapınağa neden ihtiyacımız var diyordum.
Eso explica la casa de huéspedes el granero y la pagoda.
Hayır budala, bahsettiğim şey hani ben sekiz yaşında falandım ve sen bizi ziyarete gelmiştin, sonra da beraber panayıra gitmiştik.
No, tonto. Me refiero a cuando yo tenia como ocho años. y tú viniste a visitarnos, y fuimos a la feria estatal.
Hatıra bardak almak için kiminle konuşmalıyım?
¿ Con quién tengo que hablar para conseguir una taza para llevarme a casa?
"Max'in Ev Yapım Kekleri" sıra sizde.
Magdalenas Caseras de Max, su turno.
Yani şu sıra hukuksal bir skandala ihtiyacımız yok.
Hay que evitar un escándalo por un error de procedimiento.
- Lois tanıştığımızdaki gibi genç ve çıtır olmayabilirsin. Ama sen hâlâ benim sabanı süren, ahır işlerine yardım eden ve ara sıra kocasının onu tokatlamasına müsaade eden saban atımsın.
Lois, tal vez no seas la joven potra que eras cuando te conocí, pero sigues siendo mi viejo y confiable caballo de arado que está ahí cada día para tirar del arado, para ayudar en el establo,
Güney Nasıra'daki Kevin Tanrı'yla mı yattın?
¿ Te acostaste con Kevin Dios de Nazaret del Sur?
Sıra dışı bir şey var mıydı?
- ¿ Alguna cosa fuera de lo normal?
- Mısıra bayılıyorum.
- Adoro el maíz.
Ama ara sıra saklandığın delikten çıkman lazım.
Pero alguna vez tienes que salir de tu zona de confort.
Zahl'ı içeri almak için yeteri kadar kanıtımız yok ancak üç kişi ölmüş ve sıra belki Bobby'e de gelmişken...
Ahora, nosotros no tenemos suficiente evidencia para traer a Zahl. Pero con tres personas muertas, y quizá Bobby sea la siguiente, necesitamos su ayuda.