Nag traducir español
4,981 traducción paralela
Dochi'yi Naewon Tapınağı'na götür.
Lleva a Dochi al Templo Naewon.
Eğer yaşamın bir tapınağı varsa burada, genetik kodlarımızın antik yazıtları olan DNA'yı barındıran çekirdekte yatmaktadır.
Si la vida tiene un santuario, está aquí en el núcleo que contiene nuestro ADN... la ancestral escritura de nuestro código genético.
Hayırdır, evsiz barınağı mı açtık?
Dios, ¿ y esto? - ¿ Callejeando? - Tommy Cork.
Bazı eski samuraylar tapınağın orda dövüşüyor.
Unos ex-samurais estan peleando sobre el templo de allí
Mütevazi tapınağımı nasıl buldun?
¿ Te gusta mi modesto templo?
Bir tapınağı da taşlar oluşturur.
Y un templo está comprendido de piedras.
Merhamet Tapınağı'nda uygun bir defin istiyorum.
Un entierro respetuoso en el Templo de las Gracias.
Gizli sığınağımızda görüşürüz.
Te veré en nuestro cubil secreto.
Bu portal Çin'deki Vekil Sığınağı'na açılıyor.
Este portal abre el santuario de los regentes en China.
Farmasonlara göre Süleyman Tapınağı'nın mimarı.
Fue un arquitecto que, de acuerdo con los masones construyó el primer templo de Salomón.
Stonehaven bizim sığınağımız.
Pensaste mal. Stonehaven es nuestro santuario.
Newton'ın sefil aile hayatından uzak kalmasını sağlayan tek sığınağı şeylerin nasıl işlediğini anlama tutkusuydu özellikle de doğanın kendisinin.
El refugio de Newton de su infeliz vida familiar fue su pasión para entender cómo funcionaban las cosas, especialmente la naturaleza misma.
Bir milyon şafak önce, MÖ 13. yüzyılda Mısırlılar Ebu Simbel'de Firavun II. Ramses'in anısına dört dev heykelle taçlandırılan bu tapınağı inşa etti.
Hace un millón de amaneceres, en el siglo XIII A.C los egipcios construyeron este templo en Abu Simbel para honrar al faraón Ramsés H, representado aquí en cuatro colosales estatuas.
Onu bir köpek barınağına kapatır, anahtarı da fırlatıp atarlar.
Lo encerraran en una perrera y tiraran la llave. Auf Wiedersehen.
10 gün içinde bir yer bulamazsak, benim erkekler barınağına...
Si no podemos encontrar un lugar en diez días,
Kışı, bağımlıların yanında, bir kadın barınağında geçiremem.
No me puedo dar el lujo de pasar el invierno en un albergue de mujeres rodeada de un montón de adictas.
Ama sana bir yer buldum. Tillary Sokağı'ndaki Kadınlar Barınağı.
Pero, te encontré un lugar en el Albergue de Mujeres de la calle Tillary.
O zamandan beri bir Budist tapınağında yaşayıp yaşamak için yeni bir sebep arıyorum.
Desde entonces, he estado viviendo en un templo budista, tratando de encontrar una nueva razón para vivir.
"Burası benim tapınağım, Medine'm."
"Este es mi templo, es mi Medina..."
Kara Nehir Karındeşeni'nin rögar barınağında kaldım ben.
Yo estaba en la boca de tormenta guarida del río Negro Ripper.
Sığınağı koruyan mühürlerin çoğunu o yapmış.
Parece que diseñó la mayor parte de las guardas que mantienen seguro el búnker.
Görünüşe göre Harflerin Adamları'nın sığınağını tamamen görünmez yapmak istemiş.
Aparentemente, quería hacer todo el búnker de los Hombres de Letras invisible.
Sığınağı koruyan mühürlerin çoğunu o yapmış.
- Parece que él diseñó la mayoría de las protecciones que mantienen el refugio seguro.
Görünüşe göre Harflerin Adamları'nın sığınağını tamamen görünmez yapmak istemiş.
Al parecer, él quiso hacer invisible todo el refugio.
Çünkü sen ve küçük kardeşin tüylü dostunuz ve tüm sırların saklandığı sığınağınız beni durduramaz.
Porque tú y tu hermano pequeño y tu buen, emplumado amigo y todos esos secretos que tenéis encerrados en vuestro búnker no pueden pararme.
Kontrolden çıkarlarsa tapınağı kapattırırım.
Si llegase a a descontrolarse, Voy a clausurar el Templo.
Tapınağı yıkmakla tehdit ediyor.
Él amenaza con destruir el Templo.
Eğer bugün yaşanan kargaşa yarın da tekrarlanırsa tapınağı derhal kapattıracağım.
Si los disturbios que tomaron lugar hoy se repiten mañana, yo cerraré el Templo inmediatamente.
Para takas edenlere saldırmak tapınağı, en kutsalımızı yıkmakla tehdit etmek...
Atacando a los que cambian dinero amenazando de destruir el Templo... lo mas sagrado.
Bu, tapınağımızın sonu olur. İnanç özgürlüğümüzün sonu olur. Ulusumuzun sonu olur.
Me refiero al fin del Templo... el fin de nuestra fe... el final de nuestra nación.
Pilatus tapınağımızı kapatacak.
Pilato cerrará el templo.
Bu adam Tanrımızın tapınağını başımıza yıkmakla tehdit etti!
Él... ha amenazado con destruir el templo de nuestro Señor!
Nasıralı İsa yüce kurul tarafından yargılanmış ve dine küfür ile Tapınağı yıkma tehdidinden ötürü suçlu bulunmuştur.
Jesús de Nazareth ha sido juzgado por el Tribunal Supremo de Ancianos, y se lo ha encontrado culpable de blasfemia y de amenazar con destruir el Templo.
Oradan bakınca Tapınağı görebiliyor musun?
¿ Puedes ver el Templo desde ahí?
Evsiz barınağı? Sen?
¿ Un albergue para personas sin hogar?
Yakınlarda hayvanat bahçesi veya hayvan sığınağı var mı?
¿ Hay un zoológico o algo así, un santuario de animales?
Zoe'nin evindeyim ve görünüşe göre bir çeşit Trag sığınağında yaşıyormuş.
Estoy en casa de Zoe. Parece como si hubiera estado viviendo en una guarida de trags.
Bu sabah... Şeye uğradım. Tapınağına.
Esta mañana... me fui... a tu santuario.
Köpek barınağında çalıştım ve mahkeme emriyle terapiye girdim.
Trabajé en una perrera y recibí terapia ordenado por la corte.
Evet, Shirley Tapınağı. İmkânınız varken dalga geçin beyler çünkü mizah yaklaşan bunamanın ilk belirtisidir. Doğru.
Sí, Shirley Temple.
Neler oluyor? Ortağında Shirley Tapınağı vücudu var.
Tu compañero tiene el cuerpo de Shirley Temple.
Meksika'da, depremin yok ettiği bir kasabanın ortasındaki kilisenin altındaki bir Aztek tapınağının içindeki bir kurtboğan mezarında gömülü olarak bulduk.
Lo encontramos enterrado en una tumba de acónito en un templo azteca en México debajo de una iglesia en medio de un pueblo que fue destruido por un terremoto.
Orası onun tapınağıydı, aslında.
En realidad, disparó en su sien.
Barınağı aradık.
Llamamos al refugio.
Farmasonlara göre Süleyman Tapınağı'nın mimarı.
Él era un arquitecto que, según los masones, construyó el primer templo de Solomón.
- Bu bot Karai'ye gidiyor. Bizim sığınağımızı ele verecek Sen Splinter a hesap vereceksin.
Si ese robot llega a Karai y delata nuestro escondite tú le respondes a Splinter.
Sen başkanlık sığınağını ara.
- Póngame con el búnker presidencial.
Beni ilgilendirmez ama tüm bu sırlar ve garip bebek sığınağı filan...
NO ES QUE SEA DE MI INCUMBENCIA, PERO TODO EL SECRETISMO Y EL BÚNQUER ESE RARO PARA BEBÉS...
Bize bir gelecek vaadettin, Sığınağı bulmayı...
Nos has prometido un futuro, una manera de encontrar el Refugio...
Ya sığınağı bulacağım ya da sen bir tane inşa edeceksin.
O me voy a buscar el Refugio, o construyes uno.
Gizli sığınağın burası mı?
¿ Esta es tu guarida secreta?