Naga traducir español
1,726 traducción paralela
Seni sığınağa götürmemize neden izin vermiyorsun?
¿ Por qué no dejas que te llevemos a algún albergue?
Bu arada, evsizler için açtığım barınağa onun adını vereceğim.
A propósito, le pondré su nombre al refugio.
.. büyük tapınağa yerleştirilmelidir.
Antes del final del calendario largo.
Halkaların sonu gelmeden tapınağa ulaştırmalıyız haçı
Hay que llevar la cruz al templo antes del final del ciclo.
ve bu bize bağlı bunu tapınağa götürüp kehaneti gerçekleştirmek
Pero es un regalo, y es para nosotros. Lo llevaremos al templo y cumpliremos la profecía. ¿ Estás conmigo?
Tapınağa götürmemiz lazım onu!
Tenemos que llevarla al templo.
Tamam.. Tapınağa az kaldı Tamam mı
OK, OK, llegaremos pronto al templo.
Bizi burada buluşturduğun için sana teşekkür ediyoruz ve bu tapınağa yönlerdirdiğin için
Te damos gracias por habernos unidos en este templo.
Onlar da sığınağa gitti.
Y se fueron al albergue.
Sadece barınağa gitmem gerekiyor.
Sólo necesito ir a la perrera.
Barınağa götürüldüğü gün biri onu almış. Bu yüzden onu bulmaları bu kadar zor olmuş.
Alguien se la llevó el día que entró, y por eso me costaba encontrarla.
? Bir tapınağa gittim. ?
Entré en el templo para iluminarlo.
Sığınağa hoş geldiniz.
Bienvenido al santuario.
"Yarın Sığınağa varacağız."
Llegaré al Santuario mañana.
Kuyrukları henüz tam gelişmemiştir, su bitkilerinin yapraklarının altındaki sığınağa ulaşacak kadar iyi yüzebilirler.
Sus colas aún no están completas pero pueden nadar bastante bien para refugiarse bajo las hojas de las plantas acuáticas.
İyi, bunu bir zaman geciktirici programla değiştirmelisin. Kalıcı hermetik kilitlenmeyi teşvik ederek yakıtı bu sığınağa kanalize et.
Necesitas configurar un programa que se ejecute con retraso que canalice el combustible hacia ese búnker y genere un aislamiento permanente.
Tapınağa ulaştık mı, sonunda yeniden barış olacak.
Una vez que lleguemos al templo, la paz volverá y será duradera.
Tapınağa ve kaynağa giden, zafere giden kapılar.
¡ La puerta hacia el templo, hacia La Fuente, y a la victoria!
O gece bana barınağa geri gittiğini söylemişti.
Ella me dijo que iba a regresar al refugio esa noche.
Bu Luthor'u bir nükleer sığınağa götürecekleri anlamına geliyor.
Significa que están moviendo a Luthor al bunker del centro de comandos.
Sürekli saraydan saraya, tapınaktan tapınağa geçiyor.
Se mueve de palacio a palacio, de templo a templo. Tienes espías en todas partes.
Her hareketini ve görünüşünü gizlemek için tapınaktan tapınağa geçiyor. bir sürü büyüsü var.
Y dicen que tiene magia para ocultar sus movimientos y disfrazar sus apariencias.
Bu sabah kasabadan ayrıldı, fakat sizi tapınağa götürebilirim.
- No. Dejó el pueblo esta mañana, pero puedo llevarles al templo.
Şirket Scylla'yı Pennsylvania'daki bir sığınağa taşıyor. - Ne zaman?
La Compañía está mudando a Scylla a un búnquer en Pennsylvania.
Keşişlere göre bu kaplumbağa, 400 yıl kadar önce Ming iktidarı sırasında tapınağa getirilmiş.
Según los monjes, la tortuga había sido dada al templo durante la dinastía de Ming, hace más de 400 años.
Tapınağa taşıdıkları sularla hayatlarındaki en kutsal iki şeyi onurlandırıyorlar : Budizm ve yurtlarını.
Llevando el agua del río al templo honran las dos cosas que consideran más sagradas el Budismo y su tierra.
Konvoy pozisyonunuza yaklaştığında, bu sığınağa ateşe başlayacaksınız.
Cuando el convoy se dirija a su posición abran fuego sobre este búnquer.
Bu çok ciddi Sığınağa inmezseniz öleceksiniz.
Chicas, esto es serio. Si no se meten en ese sótano, van a morir.
Tapınağa götür ve dua et.
Llévala al templo a rezar.
Geçen gün bir tapınağa gittim.
Fui a un templo la otra noche...
Eee, söylesene Tapınağa gitme nedenin ne?
Así que, ¿ cómo es eso de que tú estas yendo al templo?
En yakın güvenli sığınağa.
Al búnker seguro más cercano : NORAD.
- Evet. Oğlumu barınağa götüreceğime söz verdim. Spike olayını halledeceğim.
Le prometí al niño salir mañana, a comprar el sustituto de Spike.
İşim bitince barınağa gideriz. Sana köpeğini alacağım.
Pero tan pronto como termine, vamos a comprar el perro.
Beni Üstad Plo Koon bulmuştu ve tapınağa, ait olduğum yere o getirmişti.
Fue el maestro Plo quien me encontró y me llevó al templo donde pertenezco.
Barınağa ihtiyacımız olduğunda, gökdelenler inşa ederiz.
Tiene razón. Si necesitamos algo, lo construimos.
Onları tapınağa götürelim!
¡ Llevémoslos al templo!
İki kişi bana, yukarıdaki tapınağa nasıl gideceklerini sordu.
Dos tipos me preguntaron... por el templo de arriba.
Muhtemelen onu tapınağa götürmüştür.
Probablemente se la llevó al templo.
Tapınağa gitmeli ve Haemyung'a söylemeliyim.
Tengo que ir al templo y decírselo a Haemyung.
Sığınağa git, hemen.
Ve a la bodega. ¡ Ahora!
Ox, daha önce buradaydı, ama tapınağa giremedi, bu yüzden kafatasını mezarlığa geri götürdü, onu bulduğumuz yere.
Ox estuvo aquí, pero no pudo entrar en el templo. Por eso devolvió la calavera al cementerio donde la encontró.
Buradan götürülünceye kadar tek başına yaşamış... Barınak... Barınağa götürülesiye kadar.
Ella vivía aquí antes de que se la llevaran a al Al manicomio.
Onu barınağa götürüyoruz.
Voy al hospital ¡ Imbéciles! Vamos urcaþi it!
Eski bir askeri sığınağa benziyor.
Parece una vieja instalación militar o algo similar.
Sığınağa geri dönün!
¡ De regreso al fuerte!
Onları sığınağa götürmelisin.
Tienes que meterlos en el refugio.
Hepinizin Thomas'la beraber sığınağa gitmenizi istiyorum.
Quiero que vayan al refugio con Thomas.
Şimdi olacak olan şey şu ;... Brent köpeği alıp barınağa kapatacak ve hakim bir karar verene değin köpek orada kalacak.
Lo que va a pasar ahora es que Brent se llevará al perro a la perrera y permanecerá allí hasta el que juez tome una determinación.
Barınağa göndermek yok
A la perrera no.
Bu günü çıkartamaz, barınağa ihtiyacı var.
No durará un día. Necesita un albergue.