Nakit olarak traducir español
538 traducción paralela
Ayrıca, madamın isteği üzerine, faizin yarısı... her zamanki gibi hesapta kalırken... diğer yarısı, alışılagelmişin dışında... nakit olarak, madamın himayesine teslim edilecektir.
Además, es el deseo de Madame que mientras la mitad del interés... sea depositado como es usual en la cuenta de Madame, la otra mitad contrariamente a la costumbre sea entregada en efectivo a la custodia personal de Madame.
Bir keresinde 5000 dolara ihtiyacım oldu, şıp diye verdi, nakit olarak.
Una vez que le pedí 5.000 dólares me los dio sin chistar, en efectivo.
Nakit olarak.
En efectivo.
Bu malların bize maliyeti nakit olarak çok yüksek, İngiltere'den 3.000 kilometre nakliye gideri var.
Almacenes repletos de mercancías.
Nakit olarak şu anda alacağım.
Me llevaré el efectivo ahora.
Nakit olarak 15,000 frank getir.
Traiga 15.000 francos en efectivo.
Bir de nakit olarak...
Sí, a ver si puede...
Sizce bonolarımı bırakıp nakit olarak 900 doları almam yanlış mı olurdu?
¿ Estaría mal si cojo 900 dólares de la caja... y dejo los bonos? Tengo una llave en casa. Podría estar mal, pero sería muy útil.
Bütün varlığım nakit olarak bankada duruyor.
¡ Todo mi dinero está en el banco!
Peki, bu nakit olarak ne kadar eder?
¿ Qué valor tiene en dinero?
- Bu çekin karşılığını bankadan nakit olarak almak istiyorum.
Quiero ingresar este cheque y retirar algfin dinero.
Bu işlemi hatırladığım kadarıyla, ödemeyi nakit olarak yapmıştım... -... 25,000 pound.
Recuerdo que la pagué en efectivo en su totalidad 25.000 libras esterlinas.
Nakit olarak tanesi 500 dolar.
En efectivo, unos 500 dólares cada uno.
Parayı nakit olarak getir.
Tráeme el dinero en efectivo.
- Peşin ve nakit olarak.
- Por adelantado y en efectivo.
Bu tekne için, elden nakit olarak, kaç para istersiniz?
¿ Cuánto dinero quiere por su barco, en efectivo?
Sadede gelirsek Bay Rink elinize nakit olarak 1200 dolar vermeye hazırız.
Yendo al grano, Sr. Rink, estamos dispuestos a poner en sus manos, en metálico, la suma de 1.200 dólares.
Nakit olarak vereceğim.
Le daré el dinero.
Ben en kısa sürede ve nakit olarak ödemek istiyorum.
Falta mucho para el final. Preferiría pagar lo antes posible y en efectivo.
Gönderilmeden önce parası nakit olarak ödenir.
Reunirán el dinero antes de que lleguen.
Bana o döküntü otelleri beş milyonun altında bir fiyata verebilirsen nakit olarak tabii, vergi yüzünden, anlaştık demektir.
Si me das esos hoteles por menos de $ 5 millones... en efectivo, por razones fiscales, hacemos el trato.
Bu çek İngiltere bankasında basılmıştır ve nakit olarak da kullanılır.
El Banco de Inglaterra es pagador de este cheque, ¡ eso es efectivo!
Törenden hemen sonra paramızı nakit olarak öderler.
Lo ideal sería cobrar la prima de enganche y desfilar enseguida.
Şey, Blanche bu sefer hepsini nakit olarak almamı istedi.
Blanche lo quiere todo en efectivo hoy.
Yani bütün bu para bir yerde mi duruyor, hepsi nakit olarak?
¿ Quiere decir que ese dinero está escondido en algún sitio?
Nakit olarak müthiş bir servet var. Acele edip kimse almadan onu almalısın.
Hay un dineral en metálico y tú puedes encontrarlo antes que nadie.
Nakit olarak üç milyon istemeye karar verdim.
Lo quiero en efectivo.
Çekin karşılığını nakit olarak alacaksın.
Y él le dará el cambio en efectivo.
Her şey yolunda giderse, nakit olarak alacaksın.
Y tal vez una pequeña granja sobre la colina, si todo va bien.
Yarısı peşin, nakit olarak.
No confían en los bancos, 614 01 : 04 : 39.080 - - 01 : 04 : 42.560 personas robando.
Başka depozitler de olacak. Nakit olarak.
Haré nuevos depósitos, y también en efectivo.
Nakit olarak, 2.600.000 dolar.
2.600.000 dólares en efectivo.
Para nakit olarak üç bankada.
Tiene cuenta en tres bancos.
Parayı nakit olarak alsaydın daha çabuk olurdu.
Tendrías que haberlo sacado todo en efectivo.
Bir milyon doları nakit olarak çekmenin ihtiyatlı olmadığını o kadına söylemiştim.
Ya le dije a la señora que no era prudente llevar un millón de dólares en efectivo.
Böyle bir durumda kendisine 50.000 $ nakit olarak ödenir.
A cambio de lo cual, Katherine recibirá la suma de 50000 dólares en metálico.
Nakit olarak, vergisiz.
En metálico. Libres de impuestos.
Nakit olarak.
En metálico.
Nakit olarak dediniz. Nakit.
En efectivo, dice usted.
Evet nakit olarak.
Sí, en efectivo.
Ayrıca senin de bildiğin gibi mevcut ekonomik krizde bu borçları çevirmek çok zordur. Bazı uzun vadeli ödünç alınan sermayenin nakit olarak kısmen de olsa bir bölümünü ödemek zordur.
Y también se figurará lo difícil que es, con esta situación económica, realizar esos cobros, que en parte son a largo plazo, con capital extranjero, al menos parte de ellos, en efectivo.
Ödeme derhal ve nakit olarak yapılacak.
Al entregar las joyas cobraremos de inmediato en efectivo.
Kartel kitap ya da kayıt tutmuyor. Her şey sözlü olarak ve nakit parayla yürütülüyor.
La corporación hace tratos hablando y en efectivo.
Walt Framer bu seferlik olmak üzere bir karar aldı parlak zırhınızdaki şövalyeliğin size kazandırdığı ödüllerin nakit tutarı programdan hemen sonra kira bedeli olarak Malone'a gönderilecek.
Walt Framer ha accedido a hacer una excepción sin que sirva de precedente... para que el importe de los premios obtenidos por su caballero de... brillante armadura sea enviado a Harry Foster Malone como pago... en cuanto termine el programa.
Edgar bana yaklaşık 2 milyon dolar bırakmıştı nakit ve hisse senedi olarak.
Edgar me había dejado aproximadamente dos millones de dólares en efectivo y valores.
Nakit olarak bile öderim. Beş mi?
¡ Lo pagaré al contado!
Burada tam olarak 150 dolar nakit para var.
Hay... unos $ 150 en efectivo.
Hem de parayı nakit olarak istemiş.
Ella quería cobrar en efectivo.
- nakit olarak alacaksın.
Digamos que unas ciento setenta mil libras. En efectivo.
Nakit olarak.
Sí.
Ve benim elinde tam olarak 3,954.30 mark nakit var.
¡ Y en la caja me quedan exactamente 3.954,30!