Narciso traducir español
180 traducción paralela
Nergisleri kesmek bir hayata kıymak gibiydi.
Cortar un narciso sería como quitar una vida.
Dağlardaki ilk nergisi göreceksin, değil mi?
- Así me gusta. Verás el primer narciso en la colina.
Bu senin için de geçerli karasevdalı.
Y tú lo mismo, Narciso.
Adı Siyah Nergis'tir.
Se llama'narciso negro'.
Siyah Nergis.
Narciso Negro.
Ona Siyah Nergis dediklerini, ve onu bir ordu mağazasından aldığını söylüyor.
Dice que se llama narciso negro y que lo consiguió en los almacenes de la armada.
- Zerrin.
- Narciso.
"Black Narcissus."
Narciso negro.
Adamı bıraktıklarında, bir daha ne güneşe bakabilmiş ne de bir nergise.
Cuando lo soltaron no pudo mirar al sol nunca más. Ni siquiera a un narciso.
# O, bir nergis kadar çılgın
" El es parecido a un narciso
- Çiçek takar mısın?
- " ¿ Te pondrías un narciso?
Ganymede...
Ganimedes... Narciso...
Birisi de eklemiş : "Atlasana, Narsist!"
Y alguien ha escrito debajo, "Salta, Narciso".
Kazanan az önce çıkan nergis miydi?
¿ Ese que salió es el narciso ganador?
Narcissus gelip beni götürdü.
Narciso me llevó.
Sevgili Narcissus, sen paranı mısıra yatırdın.
Bien, mi querido Narciso, tienes capital en el maíz.
Narcissus, bilesin, seninle dostluğumuz artık sona ermiştir.
Narciso puedes dar por terminada nuestra amistad.
Kehanet bu, Narcissus, hiçbir şey değiştiremez.
Ha sido profetizado, Narciso. - No se puede evitar.
Yazılmış, Narcissus.
Está escrito, Narciso.
Bizi yalnız bırak, Narcissus.
Déjanos, Narciso.
Narcissus, Caractacus'un yardımıyla her şeyi ayarladı.
Narciso lo ha arreglado todo con Caractato.
Aslına bakarsanız, kendimi Yunan mitolojisinden bir figürle özdeşleştirecek olsam, bu Narkissos olmazdı.
Si tuviera que identificarme con algún personaje mitológico, no sería Narciso.
Peki bayan narciso, lütfen
Está bien, Señorita Narciso, por favor.
- Narcissus'a neler olduğunu unutma.
- Recuerda lo que le pasó a Narciso.
Eski haline sahip olamayan Narcissus gibisiniz.
Sois como Narciso sin su reflejo.
Narsisyus kendini keşfettiğinden beri, bu kadar sevgi dolu bir oda görmemiştim.
Una fiesta fabulosa, no había visto tanto amor junto desde que Narciso se descubrió a sí mismo.
Bir süre sonra kendini suyun kenarındaki yaşlı bir narsist olarak bulabilirsin. Ama su üstündeki çizgilerin dalga değil, yüzündeki kırışıklıklar olduğunu fark edersin.
Tras un tiempo, te vuelves un envejecido Narciso, mirando su reflejo en el agua, que se da cuenta de que esas líneas no son ondas en el estanque,
Muhteşem bir kadın durup dururken birine "güneş çiçeği" vermez. Ciddi misin?
Una mujer preciosa no te da un narciso gratis.
Nergis desenli siyah dar pantolonu.
Los pantalones negros apretados con un narciso.
Pekala, Daniel, galaktik başıboşluğumuzda, eğer bu Narcissus çocuğuna denk gelirsek...
Y bien, Daniel, en nuestros periplos galácticos si resulta que encontramos a ese niño, Narciso...
Siz de Narcissus.
Y Ud. Es Narciso.
Gölgeler içindeki siyah nergis.
Un narciso negro en las sombras.
Ben bir nergisim. "
Soy un narciso,'
Seok benim kısmen bir üye olduğumu fark etmemiş görünüyordu, kod adım "Siyah Nergis".
Seok no parecia realizarce Fui también un miembro del partido, apodada'Narciso negro'.
Kod adı "Siyah Nergis" olan Shon Ji-Hye'ye ne oldu?
Que le paso a Shon Ji-Hye, nombre clave'Narciso Negro'?
Gezegen Narcissus'a hoşgeldiniz.
Bienvenidos al planeta Narciso.
O gece daha sonra Narisisus'u düşünmeye başladım ; adam güzelliğine o kadar hayran olmuş ki kendi güzelliğinde boğulmuş.
Más tarde esa noche, comencé a pensar en Narciso. Un hombre tan consumido por su propia imagen, que se ahogó en ella.
Ve Narsisus gibi, Cnarlotte da gördüklerinden çok etkilenmişti.
Y, al igual que Narciso Charlotte quedó tan encantada con lo que vio que...
- Sen bir yalancısın. Sen bencil, çıkarcı, kendini beğenmiş bir yalancısın.
Eres un mentiroso manipulador, egoista y narciso.
Echo ve Narcissus'un hikayesi hakkındaki sorunuzu cevaplamaya çalışayım.
Trataré ahora de responder a tu pregunta sobre la historia de Eco y Narciso.
Echo ve Narcissus mitindeki aşk hikayesine değil de davranış şekline odaklanılırsa söz konusu mitin birbirine yansıyan görüntü ve ses arasındaki görüş ve ses arasındaki ışık ve konuşma arasındaki yansıma ve ayna arasındaki ilişki olduğu görülür.
Si uno se focaliza en el tratamiento de la imagen y no en la historia de amor... en el mito de Eco y Narciso... ve el mito como la relación entre la imagen especular y la voz, entre la mirada y la voz, entre la mirada y el habla, entre el reflejo y el espejo.
Aynı anda hem Echo hem Narcissus gibi davranıyorum.
Entonces estoy interpretando a Narciso y Eco en uno solo y al mismo tiempo.
Seminerlerimde açıkladığım üzere bu sahnede olağanüstü olan şey Echo'nun Narcissus'u belli bir şekilde tuzağa düşürmesidir.
Y lo que es extraordinario en esta escena, que he examinado en mis seminarios, es el momento cuando Eco atrapa a Narciso en un camino seguro.
Bay Narciso'nun evinde büyük bir yemek hazırlıyorlar.
poniendo una ofrenda grande.
Parfümün ne?
Mamá, ¿ qué perfume usas? Narciso negro.
Yalnızca Narcissus karşı çıktı.
Sólo por parte de Narciso.
Narcissus atmaca gibi onu kolluyor.
Narciso lo vigila como un halcón.
- Ya Narcissus?
¿ Y Narciso?
Nergis mi tercih ederdin?
¿ Pretieres el color narciso?
Bense Andorra'daki Fabre ailesine yollandım.
Narciso Fabra,...
Tabii. O Joey değil. O adam da sen değilsin.
Claro, y el chico no eres tú y no hablas de tu relación con ella igual que todo escritor narciso de la historia.