Nayan traducir español
89 traducción paralela
Bakışların sizi etkilemesine izin vermeyin genç nayan
- No se fíe de las apariencias.
Teminatları sınayan ilahî bir denetçiymişçesine birdenbire gürleyip çakmaya başladığı zaman tam teminatlı mucizevî şimşek çubuklarımdan yalnızca bir düzine satmıştım.
Acababa de vender una docena de mis pararrayos milagrosos garantizados... cuando de repente... ¡ Empieza a tronar y relampaguear como si hubiera... un inspector celestial tratando de comprobar las garantías!
... bir ulusun veya herhangi bir başka ulusun uzun süre ayakta kalıp kalamayacağını sınayan büyük bir sivil savaş içindeyiz.
... la guerra civil, las pruebas si esa nación, o cualquier otra nación así concebida y consagrada, puede durar mucho tiempo.
Konuşmayı kınayan bir demeç vermek.
Emitir un comunicado condenando el discurso.
Versay Antlaşması'nı kınayan Naziler... Alman milliyetçiliğiyle ilgili coşkulu açıklamalar yapıyor...
Prescindiendo del tratado de Versailles los nazis se refieren con fervor al patriotismo alemán.
O gün bugündür. Bir saat içinde, eyalet tarafından verilen ve sizlerin temel becerilerini ve Eastside Lisesi'nin kalitesini sınayan bir teste tabi tutulacaksınız.
Dentro de 1 hora, van a rendir un examen provisto por el Estado, para conocer sus habilidades básicas... y calificar el nivel educativo en Eastside.
"Adi suç müfettişlerini kınayan..." "... uysal, paranoyak satranç oyuncuları. "
Investigadores de infracciones denunciadas por sosos y paranoicos ajedrecistas.
Sadece, güçlerini sahte kavgalarla sınayan yavrular burada kaldı.
Sólo los cachorros se han quedado probando sus fuerzas en combates fingidos.
Gazetelere kurulu kınayan açık mektup yazacağım.
Voy a escribir una carta abierta a todos los diarios condenando la junta entera.
Fakat bizim ihtiyacımız olan inanç... Bizi sınayan inanç, Bizi üzen inanç.
Pero es la fé la que necesitamos... fé que prueba, fé que duele.
Sonra bana, Amerika'nın Vietnam'a saldırısını kınayan birşey imzalatmak istediler.
Querían que firmase algo contra el ataque de los EEUU a Vietnam.
Birilerinin de daha önce dediği gibi "bunlar insanın ruhunu sınayan zamanlardı."
Tiempos asi ponen a prueba el alma del hombre.
Erken gidip, sona kalanlara kınayan bakışlar atmam lazım.
Tengo que dar clase en cinco minutos y tengo que llegar temprano para atravesar con la mirada a los atrasados.
Quimper'de. "le nayan" diye bir klüpte.
En Quimper, en un club, "Le Nayan".
Dışişleri Bakanı gelecek hafta BM'de kınayan bir dava dilekçesi vermeyi önerdi.
Relaciones Exteriores propuso una moción de censura en la ONU. Opino que si se prueba que los EE.
Bir de evrimi kınayan Theo Kerr var.
Theo Kerr escribió un libro muy tonto condenando a Darwin?
Hepimzi sınayan bir baskı var.
Es por la presión.
Reagan ve Peres terörörizmin uğursuz salgınını lanetlediğinde, BM Genel Kurulu terörizmi kınayan bir önerge kabul etti. ve 1987de daha sert bir önerge kabul etti. bu sefer tüm devletlerin terörizmin her türlüsüne ve bu salgına karşı elinden geleni yapmasını istiyordu.
En 1985, justo después que Reagan y Peres denunciaran el malvado azote del terrorismo la Asamblea General aprobó una resolución condenando el terrorismo y en 1987 aprobó una resolución mucho más fuerte y más explícita denunciando el terrorismo en todas sus formas y llamando a todos los estados a hacer todo lo que pudieran para luchar contra la plaga y todo lo demás.
Öyleydin. Beni ilk sınayan, beni zorlayan ilk sendin. Doğruyu söyleyeyim.
Sí, tú fuiste la primera, McPhee La única que me ha puesto a prueba, siempre desafiándome.
Kendinizi bir kobay olarak düşünmenizi istiyorum. Ya da dilerseniz kafesteki fare. Çünkü bu, insan karakterini sınayan en büyük deneydir.
Quiero que se consideren como ratas en un laboratorio... o ratas en una jaula si lo prefieren... porque esta es la prueba decisiva sobre el carácter humano.
Çarpıcı eserleriyle şiddeti kınayan sanatçı kendi öfkesini kontrol altında tutmayı başaramıyordu.
El pintor que quiere poner fin a la violencia ni siquiera puede controlar la propia.
Belki de bu inancımızı sınayan bir sınavdır.
Puede que ésta sea una prueba para todos nosotros.
O ilk ve zor yaz döneminde annesi ve babası balık avlanmak için Var güçleriyle çalışıp denizden eve gidip gelirken Mumble kendine küçük bir yaramazın, kendi gibi davranabileceği onu kınayan gözlerden uzak bir yer buldu.
Ese primer verano duro mientras su mamá y papá trabajaban duro en la gran travesía al mar Mumble encontró un lugar lejos de todos los que lo criticaban donde un pingüinito raro podía ser fiel a sí mismo.
Her ne kadar oğlu Bill ile tekrar bir araya gelmiş olsa ve at eğitmeni, aynı zamanda da ümit veren bir country şarkıcısı..... olan diğer oğlu Joe'yla her zaman yakın olmuş olsa da, Teri'nin hayatta kalma iradesini sınayan, kızı Corey'nin ölümü olmuştu.
Aunque se había reunido con su hijo, Bill, y siempre había estado unida a otro hijo, Joe, entrenador de caballos y aspirante a cantante de country y de western, fue la muerte de su hija Corey la que puso a prueba la voluntad de Teri de sobrevivir.
Geçen sefer, meydan okuyanın değerini sınayan bir testti.
El caso es que la última vez era una prueba diseñada para medir los méritos de los aspirantes.
Tamirhaneye gelip spor bilgim konusunda beni sınayan o neşeli gence benzemiyor.
No parece el chico despreocupado que venía al taller a hacerme preguntas de deportes.
Beni sık sık kınayan Kumaizumi Seiji
Kumaizumi Seiji, quien también ha estado insultándome constantemente.
"Bizi zorlayan " ve karakterimizi sınayan bu sıkıntılı günlerde " Mode'un bir aile olduğunu hatırlıyorum.
"Y en estos tiempos difíciles que nos desafían y prueban la fuerza de nuestro carácter, recuerdo que" Mode " es una familia, y como todas las grandes familias- -
Siz de, etrafta dolanan ve aramızdan birinin konuşup konuşmayacağını sınayan şu aptal Birleşmiş Milletler görevlilerine benziyorsunuz.
Es como esos estúpidos de las Naciones Unidas que vienen a ver si alguno de nosotros habla.
Bunları kınayan ilk kişinin sen olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Crees que eres el primero en denunciar estas cosas?
Hepsi Irak'taki mezhep şiddetini kınayan fetvalar yayınlayacaktı.
Todos ellos están preparados para emitir fatwas condenando la violencia sectaria en Irak.
Aynı zamanda yolcu arkadaşlarımın da kınayan bakışlarına maruz kalıyordum.
Además, estoy recibiendo miradas desaprobadoras de mis compañeros de pasaje.
Kolombiya hükümeti Amerikan ordusunu... ... kınayan bir beyanname yayınladı... ve tüm Amerikan kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesini istedi.
El gobierno colombiano promulgó un alegato denunciando las acciones de la milicia estadounidense y pide que las fuerzas armadas de EE.
Şerefsizleri kınayan broşürler.
Son panfletos denunciando a los bastardos.
Bu, Poirot'yu sınayan çok çapraşık bir bilmeceydi. Ama o başarısız olmadı.
Este ha sido un rompecabezas muy misterioso que puso a prueba a Poirot, pero pude superar el reto.
FKÖ saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı.
Mantenga a los demás países informados.
İnsanların, maddiyat yüküne kısa bir ara vermesine nefes almalarına izin veriyoruz. Bu modeli destekleyen bir topluluk, problem çözme ile hiç işi olmayan bilinçlilik hallerini kınayan bir topluluk olacaktır.
Una sociedad que se suscribe a tal modelo es una sociedad que condenará estados de conciencia que no tienen nada que ver con mentalidad de resolución de problemas.
FKÖ saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı.
La OLP hizo una declaración condenando la operación.
Duvarlar sırları ile canlı, Onlara bu haberi kınayan.
Las paredes vivas con secretos, condenando aquellos secretos a ellos.
Hayal gücünüzü sınayan bir sınav bu.
Esta es una prueba de tu imaginación.
Bu adam, parayla insanları sınayan şeytanın teki!
¡ Él es el diablo que tienta a las personas con dinero!
Sen parayla insanları sınayan şeytanın tekisin.
Eres un demonio que tienta a la gente con dinero.
"Bunlar, insanların ruhlarını sınayan zamanlardır."
"Estos son los tiempos de poner a prueba las almas de los hombres".
Yoksa Arjuna'nın isteğini sınayan Tanrı mıydı?
O un mismo Dios ¿ que estaba poniendo a prueba la voluntad de Arjun?
"Şimdi, bu temeller üzerine kurulan bir ulusun ayakta kalıp kalamayacağını " sınayan büyük bir iç savaş içindeyiz.
" Ahora estamos en una guerra civil para decidir si esta u otra nación así concebida, puede perdurar.
California'dan Brody, bu sabah oylama süreci... -... başladığında Todd Akin'i kınayan bir açıklama yaptı.
Brody, en California, hizo una declaración esta mañana cuando se abrieron las encuestas condenando a Todd Akin.
En azından Kree İmparatorluğu'ndan onun eylemlerini kınayan bir açıklama.
Al menos, un comunicado del imperio Kree que diga que condena estas acciones.
Kaidu, Nayan, çoğunun tahtımda gözü var.
Kaidu, Nayan, muchos se sienten con derecho a mi trono.
Adi suç müfettişlerini kınayan paranoyak satranç oyuncuları.
"Investigadores de infracciones..."
Anlayışını sınayan merhametin. Senin inancın...
Tu fe...
Müslüman hedeflere düzenlenen... saldırıları kınayan konuşmasında... " Bu o. Sarah'ın hafıza kartındaki adam.
Es él, Ali, estaba en el memory stick de Sarah.