Nazık traducir español
41 traducción paralela
Hadi ama, naz yapmayın artık.
- Vamos, no te hagas la difícil.
Tabii erteleyemez. Bakanlık Kuryesi dediğin her an hazır ve nazır olmalıdır.
Un correo de gabinete tiene que estar listo en todo momento.
Onda ne yapaylık, ne naz ne de çıkarını düşünme vardır.
No da muestras de ñoñería, coquetería, ni de alevosía.
Oh, bende naz, k adamların geçtiği davalar var.
Oh, yo obtengo los casos que los tipos refinados dejan.
Fazla naz da aşık usandırırmış ama.
Si corres tanto, no te alcanzará. Sí, lo sé.
Nazıl olur da bize hala kızgın olabilirsin anlamıyorum. Daha şimdi seni kurtardık.
No puedo comprender como puedes seguir enojado, acabamos de salvar tu trasero
Sahile nazır çok süper bir otelde kalacağız. Büyük göğüslü kızların sırtları kamburlaştığı yerde onların göğüslerinin daha büyük görünmesini sağlayacağız.
Y nos quedaremos en una habitación con vistas a la playa donde chicas de pechos grandes estarán apretando sus espaldas Para hacer que sus pechos parezcan aún más grande.
Evlatlık nazı mı?
¿ Adopta a un ligue?
Biraz naz yapıyor ki bu biraz caz sıkıcı. Ama endişelenme, benim olacak.
Se hace el duro, lo que es desconcertante pero no te preocupes, Va a ser mío.
Sonuçlar sende. Oh, bende naz, k adamların geçtiği davalar var.
Tomo los casos que los tipos diplomáticos dejan.
Kızlar biraz naz yapmalı.
Las chicas deben ser más recatadas.
Kızlar sonsuza kadar naz yapacak değil.
Bueno, una chica no puede guardarse para siempre.
Bir kız uzun süre naz yapamaz.
Sólo una chica puede insistir tanto.
Lawrence, kaba olmak istemem ama belki de yaşımdan ya da artık hayatımda naz yapamıyor olmamdan kaynaklanıyordur ama sen eşcinsel misin?
Lawrence, odio ser tan directa, a lo mejor es mi edad, o mi incapacidad de ser tímida en la vida... pero... ¿ eres gay?
Lütfen açıklık getirir misiniz, Sayın Nazır, hangi kusurdan bahsediyorsunuz?
Si pudiese aclarar, Ministro ¿ a qué desventaja se refiere?
Fakat Katie şehre alışmış, evi bile düzmüştü. Hatta sonradan kendimize Westchester'da göle nazır bir yer de aldık.
Pero a Katie parecía gustarle la ciudad y había arreglado el apartamento y... eventualmente incluso acabamos comprando una casa de fin de semana junto a un lago en Westchester.
Tüm kıpır kıpırlığımızla hazır ve nazırız, efendim.
- Todos los Wiggles están a bordo.
Bizim durumumuzda, Mozambik kıyılarına nazır kanunsuz bir ada.
En ese caso, es alguna isla sin leyes frente a la costa de Mozambique.
Azıcık naz yaptık işte!
Un poco de pudor, ¡ por lo menos!
- Gerçekten gözümden düştün artık Naz.
Sabes, realmente estoy muy decepcionado contigo, Naz.
Naz'ın o konularda sıkıntı çekmediğinden eminim.
Estoy segura de que Naz no tiene ningún problema en esa área.
Bu iş daha ziyade Naz'in uzmanlık alanı.
Me dormí en un par de páginas.
- Yanık falan olmamış, tadı yerinde.
Eso es más para Naz. - No está quemado, está bien cocido.
- 1984 yılının yaz mevsimiydi. Küçük Benjy K, Hollywood'a yeni varmıştı ve Hollywood'u fırtınasına kaptırmaya hazır ve nazırdı.
Era el Verano de 1984, y el pequeño Benjy K acababa de llegar a Hollywood, listo para tomar por sorpresa a Tinseltown.
Kıyafetlerin bütün hafta için hazır ve nazır.
Tu ropa está preparada para toda la semana.
KızıIderili özerk bölgesini, ayakta kalan tek denize nazır arazi yapacak.
Haciendo su reserva india lo único que quede en pie y una valiosa propiedad en línea de playa.
Kızılderili özerk bölgesini denize nazır yapacak.
- Vista de playa en su reserva India. - No, seguís con lo del rollo de...
Bir kızın naz yapma hakkını kullanmasına izin vermelisin.
Podrías tener la delicadeza de permitir a una chica creer que ganó.
Şunu aklından çıkarma ; onlar bir ordu olmuşlar artık, hazır ve nazır.
Hay que entender que eran un ejército, listos y dispuestos.
Şu an biz konuşurken Naz ofisinden çıkıyor.
Naz se está yendo de su oficina precisamente ahora, mientras hablamos.
Sen Naz'ın kızısın.
Eres la hija de Naz.
Naz'ın bu konuda neden hepimize yalan söylediği çok açık.
Está bastante claro por qué Naz nos mintió a todos acerca de esto.
Naz, beni bu kartı oynamaya mecbur bırakmamanı isterdim ama hatırlıyor musun, yaklaşık üç hafta önce bir hapishanede çürüyordun?
Sabes, Naz, de verdad esperaba que no me hicieras jugar esta carta... pero, ¿ recuerdas aquella vez, hace como tres semanas, cuando estabas languideciendo en prisión?
- Şu nazı bırak artık, olur mu?
- Ya para con eso, ¿ quieres?
Seninle apaçık konuşacağım Naz.
Mira, voy ser directo contigo, Naz.
Bundan daha azı için, Naz'a yazık olmasın. Çünkü savcının karşısına boş elle çıkmak zorunda kalırım.
Con menos, será Naz el que sufra porque me enfrentaré al fiscal sin nada.
- "Ben yapmadım" kısmını çoktan geçtik, Naz.
Ya pasamos el "yo no lo hice", Naz.
Bay Stark'ın DWP'deki tanıdıkları sayesinde Yarık Yaratıcısı hazır ve nazırdır.
Gracias al Sr Stark contactos en el DWP, el generador de fisura está conectado y listo
Şu Nazır bey hazretleri de ne ayaksa artık.
¿ Qué clase de mierda es ese Ministro?
Naz, güvenliğe söyle tüm çıkışları kapatsın.
Naz, pon a la seguridad del Museo a resguardar todas las salidas.
Walter, hepimizin tek gördüğü berrak mavi gökyüzüne nazır parlak kırmızı güller.
Walter, todo lo que podemos ver son rosas resplandecientes contra un cielo azul cristalino.