Ne konuştunuz traducir español
617 traducción paralela
- Ne konuştunuz?
- ¿ Qué te dijo?
- Ne konuştunuz?
- ¿ Qué conversación tuvieron?
Ee, sizi ikiniz ne konuştunuz ki?
¿ De qué hablasteis?
Ne konuştunuz?
¿ Por qué de mí?
Ne konuştunuz?
¿ Qué dijiste?
Ne konuştunuz peki?
¿ Qué le dijo?
Onunla ne konuştunuz.
El sheriff le manda saludos.
Siz kızlar ne konuştunuz?
¿ De qué hablaban las mujeres?
Sen ve büyükbaba bu akşam ne konuştunuz?
¿ De qué hablaba, con el Abuelo esta tarde?
Evet. Onunla ne konuştunuz?
¿ Y de qué hablaron?
Harry'le o kadar uzun süre ne konuştunuz?
¿ De qué hablabas con Harry?
Pekala, ne konuştunuz?
¿ Y? Habla, chico.
- Öyleyse, ne konuştunuz?
- Entonces, ¿ de qué hablaron?
Bay Abbott, onu en son gördüğünüzde ne konuştunuz?
Sr. Abbott, ¿ de qué hablaron la última vez que le vio?
- Ne konuştunuz?
- ¿ De qué hablaron?
- Edmund'la ne konuştunuz?
- ¿ En qué has quedado con Edmund?
Kessler bandı ve ses kaydını almaya geldiğinde, başka ne konuştunuz?
Cuando Kessler llegó a obtener la cinta con la impresión de voz ¿ habló de alguna otra cosa con él?
Frasier ile tam olarak ne konuştunuz?
¿ Qué hizo usted y Frasier hablar?
Ne konuştunuz? - Havadan, vergilerden, enflasyondan.
- Del tiempo, de los impuestos, de la inflación.
Ne hakkında konuştunuz Mösyö Filiba?
¿ Sobre que hablaron, Monsieur Filiba?
Ne kadar güzel konuştunuz.
Qué bonito habla.
Ne demek her şeyi etraflıca konuştunuz?
¿ Cómo que ya hablaron todo?
- Ne hakkinda konustunuz o zaman?
- ¿ De qué han hablado?
Sen ve Laura bu gece ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué ha hablado esta noche con Laura?
- Ne hakkında konuştunuz?
¿ Hablando de qué?
Ne hakkında konuştunuz? Partiyle ilgili mi aramış?
- ¿ Llamó para hablar de la fiesta?
Eşinizi aramadan önce patronunuzla ne kadar konuştunuz?
¿ Cuánto tiempo habló con él antes de llamar a su esposa?
Ne hakkında konuştunuz?
¿ Sobre qué?
Ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué hablaron?
Ne hakkında konuştunuz?
¿ Y de qué hablasteis?
- Ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué habéis hablado?
Tebrik ederim Antoine, ne güzel konuştunuz. - Oturun lütfen.
¡ Bravo Antoine, así se habla!
Yüzbaşı Harris'le konuştunuz mu? Yüzbaşı Harris'le ne konuşmalıydım?
Bueno, ¿ qué tendría que haberle dicho al capitán Harris?
- Ne hakkında konuştunuz?
- ¿ De qué hablábais? - ¿ Qué?
Annemle sen başka ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué habéis hablado mi madre y tú?
Ne hakkında konuştunuz?
- ¿ De qué hablaron?
Sen ve Laura bu gece ne hakkında konuştunuz?
- ¿ De qué ha hablado con Laura esta noche?
Sırası gelmişken, Dr. Flemming'le en son ne zaman konuştunuz?
A propósito, ¿ cuándo fue la última vez que le habló al Dr. Flemming?
Onu bırakmak zorunda kalırsan ne yapacağınızı konuştunuz mu?
¿ Qué habéis decidido al final?
Ne konuştunuz?
Cuéntanos.
- Ne zaman konuştunuz?
Hace una semana.
Bay Troper, ne açıklama yapacaksınız, neler konuştunuz, gemi kurtuldu mu, bir karara varıldı mı, bir açıklama yapın lütfen, bu tarafa bakar mısınız? Durumda değişiklik yok.
¿ Qué impresiones tiene, señor Troper?
Ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué hablaban?
Peki en son ne zaman babanızla konuştunuz?
¿ Hace cuanto no habla con él?
Ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué habéis hablado?
Ee, ne hakkında konuştunuz?
¿ De qué hablaron?
Ne oldu, konuştunuz mu?
¿ Te llevó a su despacho y qué?
Onunla ne zaman konuştunuz, Angel?
Angel, ¿ cuándo habló con él?
- Peki ne hakkında konuştunuz?
- Y ¿ de qué hablasteis?
Bir saniye. Ne zaman konuştunuz?
Espera. ¿ Cuándo hablaste con él?
- Ne zaman konuştunuz?
- ¿ Cuándo hablaste con Marvin?