Nemeton traducir español
48 traducción paralela
Onları orada tutuyor.
En el Nemeton. Allí es donde les retiene.
Nemeton. Onu bulursan, Jennifer'ı da bulursun.
El Nemeton... si lo encuentras, encontrarás a Jennifer.
Nemeton'u bul.
Encuentra el Nemeton.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz. Uzun zamandır güçsüz olan bir şeye.
Estaréis devolviéndole poder al Nemeton, un lugar que no ha tenido ningún poder durante mucho tiempo.
Nemeton'un, doğaüstü yaratıkları buraya çekeceğini söylemişti.
Pero Deaton dijo que el Nemeton podría traer aquí criaturas supernaturales.
Her yıl Beltain'de, yüksek rahipler Nemeton'un büyük taşlarında toplanıp atalarının ruhlarını çağırırlardı.
Cada año en Beltain, las Sumas Sacerdotisas solían reunirse en las Grandes Piedras de Nemeton y convocar a los espíritus de sus ancestros.
Nemeton'un Büyük Taşları.
Las Grandes Piedras de Nemeton.
Nemeton'un Taşları'na gitti.
Fuimos a las Piedras de Nemeton.
- Sanırım Nemeton'un Taşlarında, babanın ruhunu serbest bıraktın.
- En las Piedras de Nemeton, creo que puedes haber liberado el espítiru de tu padre.
Bir nemetondayız.
Estamos en un Nemeton.
Yıllardır nemetonların gücü neredeyse tükenmiş durumdaydı. Sönmüş bir ateşin, solan alevi gibi.
Durante años, el poder del Nemeton parecía haber desaparecido, como las últimas ascuas de un fuego apagado.
O zamanlar ne yaptığını bilmiyordun. Ama Paige'in oğacın kökünde ölmesi orada kurban edilmesi nemetona güç verdi.
Entonces no sabías lo que hacías, pero matando a Paige en esa bodega, sacrificándola allí, le diste poder al Nemeton.
Şey dedi Nemeton.
Lo llamó un... Nemeton.
Bir Nemeton'dayız.
Estamos en una nemeton.
Yıllar geçtikçe Nemeton'un gücü adeta bitmişti.
Durante años, el poder del Nemeton desapareció...
O zaman ne yaptığını bilmiyordun ama Paige'i ağacın köklerinde öldürmek onu orada kurban etmek, Nemeton'a güç verdi.
No sabías qué hacías en ese momento pero matar a Paige en el sótano sacrificarla allí, le dio poder al Nemeton.
O buraya Nemeton dedi.
Lo llamó Nemeton.
Adı Nemeton.
Es el Nemeton.
Nemeton.
El Nemeton.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz. Uzun zamandır güçsüz olan bir şeye.
Le devolverán poder al Nemeton un lugar que lleva mucho tiempo sin poder.
Nemeton'a gücünü geri vereceksiniz.
Le devolverán poder al Nemeton.
Nemeton'a tekrar güç vereceksiniz.
Le devolverán el poder al Nemeton.
Kavanozu derinlere, Nemeton'un köklerinin arasına gömmüştüm.
Enterré el tarro en lo profundo de las raíces del Nemeton.
Nemeton.
El Nemetón.
Stiles ve Kira onu hapseden şeyin Nemeton olduğunu söylediler.
Stiles y Kira dijeron que fue el Nemetón que lo atrapó.
Bu şey uzun zaman önce, Nemeton daha kesilmeden önce hapsedilmiş.
Esta cosa fue atrapada hace mucho, antes de que el Nemetón fuera talado.
- Nemeton'un o eski gücü yok artık.
Ya no tiene el mismo poder.
Nemeton kesilmeden önce bazen ağacından güçlü nesneleri saklamaya yarayan kaplar yapılırdı.
Cuando el árbol estaba entero su madera a veces se usaba para contener objetos poderosos.
Ya o Nemeton'dan yapıldıysa?
¿ Y si estaba hecho del Nemetón?
Nemeton'dan yapıldı.
Lo estaba.
Ama ağaç çizmemin bizi Nemeton'a götürdüğünü düşünürsek muhtemelen bu da bu şey bizi öldürmeye çalışmadan önce bunu çözmem gerektiği anlamına geliyor.
Pero considerando que el dibujo de mi árbol nos llevó al Nemeton quizás debería ver qué significa antes que intente matarnos.
Ama Deaton ; Nemeton'un, doğaüstü yaratıkları buraya çekeceğini söylemişti.
Pero Deaton dijo que el Nemeton atraería a otros sobrenaturales.
Eskiden Nemeton denen bir ağaçlığın merkeziymiş.
Solía ser el centro de una arboleda llamada Nemeton.
- Nemeton ne?
¿ Qué es un Nemeton?
Lydia'yla Stiles cesetleri bulmaya çalışıyor. Yani Nemeton'u.
Así que Lydia y Stiles están tratando de encontrar los cuerpos, lo que significa encontrar el Nemeton.
Nemeton cesetlerle doluysa senin onu bulabilmen gerekmez mi?
Si el Nemeton está cubierto de cuerpos, ¿ no deberías ser capaz de encontrarlos?
Lydia Nemeton'u bulursa Donovan'ı da bulacak.
Mira, sabes que si Lydia encuentra el Nemeton, también va a encontrar a Donovan...
Nemeton'a her ceset taşıdığımda onu oraya bırakıyorum ve zaten orada olanlara bir yenisini ekliyorum.
Cada vez que cargo con un cuerpo hasta el Nemeton, lo bajo y lo añado a los que ya están ahí.
Onu bulmak istiyorsan Nemeton'u bulmak zorundasın.
Y si quieres encontrarla, vas a tener que encontrar el nemeton.
Gidip Nemeton'u bulalım.
Encontremos el nemeton.
Oraya aramaya gitmişler ama Nemeton'un bulunmak istemesi gerekiyormuş.
Seguían saliendo a buscarlas, pero dijeron que el nemeton debe querer que lo encuentren.
Nemeton doğaüstü yaratıklar için bir fener değil mi?
El nemeton es un faro para las criaturas sobrenaturales, ¿ verdad?
Parrish, rüyanda Nemeton'u gördüğünde tam olarak kaç ceset gördün?
Parrish, ¿ cuántos cuerpos ves cuando sueñas con el Nemeton?
Bunu Nemeton'dan öğrendik.
Lo aprendimos del Nemeton.
Bir Nemeton'dayız.
Estamos en un Nemeton.