English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nevi

Nevi traducir español

2,766 traducción paralela
Övünmek gibi olmasın ama ben bir nevi sanatçıyımdır.
Sin presumir, soy una artista. Seguro que sí.
Bir nevi.
Más o menos.
Öyleyse seni bir nevi ırgalamıyor.
Y luego como que te ignora.
Ben bir nevi günlük kaydedicisiyim.
Soy un guardián del registro.
Bir nevi sürücüsü gibi.
Como quién lo monta.
Kokusu bir nevi kadınların hoşuna gidiyor.
Las damas aman el olor.
Yani deveye hendek atlatacağız bir nevi.
Eso significa que estará llena de drama- -... dario.
Bir "nevi"!
¡ Dromedario!
Rönesans döneminde, kilise neredeyse herşeyi kontrol ediyordu. tüm sanatçılar, hatta okuma yazması olan herkes, kilisenin sistemine dahil edilmişti. ve tabi kilise her türlü sanatçının bir nevi patronuydu.
Cuando llegamos al Renacimiento, la Iglesia rige prácticamente todo, así que todos los artistas, prácticamente cualquiera que pueda leer y escribir está en el sistema monástico de la Iglesia, y por supuesto, la Iglesia es el patrón principal para todos los diferentes artistas del Renacimiento.
Siz bir nevi Gama Kaptan Amerika'sınız.
Eres una especie de Capitán América Gamma!
Bu süreçte Nevi'im Rishonim'i açalım, kralların kitabı Melachim, 593. sayfa, 23 ve 24. mısralar.
Mientras tanto, nevi'im rishonim el libro de los reyes, Melachim página 593, versículos 23 y 24.
Sadece bir nevi odaklanmış, yoğunlaşmış halde sadece aşkını tüketmek isteyen biri olup çıkar başka hiç bir şey yoktur.
Sólo terminas un poco concentrado, intenso, y sólo queriendo consumir el objeto de tu amor, y nada más existe.
Böyle bir gerçeğin ortaya çıkması bir nevi başka gerçekleri de doğurur. Böyle bir şeyi öğrendiğinizde de o gerçeğin de arkasından gelecek gerçekleri düşünürsünüz.
Una verdad como esa que se revela como que da paso a otras verdades, y cuando descubres verdades así, cómo piensas en las verdades por dentro que son ocultadas.
Sanırım kendimi bir nevi yansıma olarak hissediyordum.
Creo que me he sentido en este un tipo de... eco.
Yazma olayı bir nevi kaza sayılır.
El componer fue casi por accidente.
-... bir nevi gurur meselesi.
- para que el dormitorio quedara bien.
Bir nevi öyleyiz.
Más o menos.
Böyle bir nevi randevuya çıkmış oldum.
Yo solo... Acabé yendo a una cita.
Bir nevi evren beni bunu yapmaya zorluyordu, anlıyor musun?
Es solo que parecía como que el universo me estaba empujando a salir, ¿ sabes?
Bir nevi.
De cierto modo.
Bir nevi teşekkür, Küçük Hanım'ın ameliyatını yapacağın için.
Es mi manera de agradecerte por hacer la cirugía.
Tabiri caizse, bir nevi bakteri kokteyli.
Es una especie de cóctel bacterial, si se quiere.
- Karışıklık buralarda bir nevi örgütlenme ilkesi.
El caos es casi nuestro principio organizativo por aquí.
Kız onun üstüne bir nevi yayılacak.
Ella será un trocito de carne encima de él.
Aslında benim örgütüm en saf haliyle bir nevi kolluk kuvvetiydi.
Sabes que mi organización, en su forma original y más pura, era cumplimiento de la ley.
Bu belediye başkanı Gunderson'un köpeği Rufus'un bir nevi imzası.
Es un autógrafo, único en su especie, del perro del Alcalde Gunderson, Rufus.
Bu durumu beğendim, bilirsin hepimiz bir nevi kafes içindeyiz.
Me gusta la declaración que hace de que, ya sabes, todos estamos en jaulas de alguna manera.
Bir nevi kullanılmış mal.
Ahora es de segunda mano.
Bir nevi imkansız, evet.
Bueno, no imposible, vale.
Bir nevi benimle ne şanslı olduğunu hissetmeni sağlıyor.
Hace que te des cuenta de lo afortunados que somos, ¿ sabes?
İlk kez sana baktığım günden beri bir nevi sana takıntılı oldum.
He estado obsesionado desde la primera vez que puse mis ojos en ti.
Bu, patlamadan beri etrafta bir nevi Bay Suratsız olarak dolandığın için.
Bueno, es solo que desde el bombazo, parece que has estado dando vueltas con cara de Don Amargado.
Bu bir nevi önemli.
- Es mi responsabilidad.
Nevi. Böylece Lily ve Marshall'ın hayatlarındaki en uzun hafta başlamış oldu.
Y así comenzó la semana más larga de la vida de Lily y Marshall.
Ama ben de bir nevi hasar kontrol departmanında harikalar yaratıyorum.
Pero supongo que lo llevo bien en el departamento de control de daños.
Senin oğlun olduğunu biliyorum, ama ben de bir nevi onun öğretmeni olmaktan baba figürü olmaya geçmeye çalışıyorum...
Sé que es tu hijo, y he tratado de hacer una especie de transición de ser su profesor a algo así como una figura paternal..
Ya, yani bir nevi...
Si, es que algo como que..
Sanki... bunu bir nevi güçle atlatabilecektim. Hı hı.
Como si... tuviera algún poder durante ella.
Aralarindaki koridor da tarafsiz alan. Bir nevi ana üs gibi.
Y el pasillo, que está en medio, eso es como terreno neutral...
Babam bir nevi pisligin tekiydi.
Mi padre era... una especie de idiota.
Sizin de dediğiniz gibi, Bay Waters bir nevi benim patronum.
Como usted dijo, el Sr. Waters era como... mi jefe.
Ayrıca bir nevi imzaları gibi.
También se ha convertido en parte de su firma.
Bu davada bir nevi yöntemleri, alışkanlıkları.
En este caso, es parte del modus operandi.
Paul Prenter Freddie'ye göre onun bir nevi suç ortağıydı.
Paul Prenter era para Freddie como un especie de socio criminal.
Daha önceleri, saklanırdım bir nevi...
Antes como que tenía que esconderme...
Parazit gibi bir nevi.
Casi como el ruido blanco.
Ayrıca... Bu bir nevi garip. Çünkü sen benim kız kardeşimsin.
Además... y es un poco raro porque eres mi hermana... pero probablemente deberíamos repasar las reglas del juego, tú sabes, para cuando tenga visitas sexuales.
Sihir bir nevî koltuk değneklerim oldu onlarsız yürüyemiyorum bile.
La magia se ha convertido en una muleta sin la cual no puedo caminar.
Ben bir nevi...
- ¡ Zed!
- Bir nevi gelenek sayılır.
- era como una tradición.
- Zorunlu emeklilik bir nevi.
Podríamos quitarlo... del medio. Como un retiro forzado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]