Nikâh traducir español
422 traducción paralela
- YAN ( Yok anasının nikâhı )? !
- ¡ ¿ Qué diablos?
"Ama Johnny, portakal çiçekleri nikâh demektir!"
"Pero Johnny, ¡ los azahares significan boda!"
Ama nikâh kıydıracak kadar paramız yoktu, hatırlıyor musun?
Pero no teníamos suficiente dinero para la licencia, recuerdas?
Sen Dude'la evlenince nikâh kıyacak mısınız yoksa ilçe izniyle mi evleneceksiniz?
¿ Dude y tú podéis casaros aquí o tenéis que ir a otro condado?
# Yeminimizi edip nikâh kıyalım #
Pronunciemos el voto matrimonial...
# Pedro nikâh kıydı günü gününe # # Güzelliğe ne gerek var #
Que Pedro se casó con ella por todo lo alto... sin necesitar ser una belleza.
"Nikâh töreninizin derhal orada takdis edilmesi husundaki emrimizi..." "... kendisine bildirin. "
Debéis comunicarle nuestra orden de celebrar... aqui y de inmediato el rito del santo matrimonio.
Serbestsiniz, nikâh kıyıldı artık.
y ellos ya se han unido en matrimonio. ¿ Estoy bebido?
Gizlice nikâh kıydık, feshedilmesi mümkün.
supongo. Os lo ruego.
Bu da Stoughton-Shutbright nikâhı için yaptığımız başka bir pasta.
Por un pastel.
Üstelik nikâh şahidiniz de...
- Yo tenía que ser...
Geçerli bir nedeni olmadan bir nikâhı erteleyemezsin.
No puede posponer una boda sin un motivo válido.
Savaş zamanında bile bir nikâhın tarihine riayet edilir.
Una fecha de boda se respeta incluso en tiempo de guerra.
Nikâhtan önce bunu öğrendiğim iyi oldu çünkü artık nikâh falan olmayacak.
Me alegra saberlo antes de la boda, porque no la habrá.
Ya da nikâh yüzüğü mü?
¿ O un anillo de boda?
Keşke bunlar bana nikâhımız için verilmeseydi.
Lo malo es que me los regaló tras casarnos.
Bütün bunlardan sonra, nikâh yüzüğünün ne anlamı var?
Después de todo, ¿ qué es una alianza?
- Sürpriz bir nikâh olacaktı.
- Iba a ser una boda sorpresa.
Gel, nikâhımıza geç kalıyoruz.
Venga, vamos a llegar tarde a la boda.
Nikâh şahitlerinden biri ben olacağım.
Voy a ser uno de tus testigos.
Galiba benim nikâh şahidimdi.
Creo que fue el testigo en mi boda.
Eğer yardım istersen nikâh elbiseni giymek için, sadece bağır, duydun mu?
Si necesitas ayuda para abrocharte el vestido, llámame.
Kardeşinin nikâhı için yıkanmayacak mısın?
¿ No vas a lavarte para la boda de tu hermano?
- Nikâh kıyıldı mı?
- ¿ Se han casado ya?
Nikâh töreni yarın ya da ertesi gün duyurulacak.
Le hemos pedido al obispo la dispensa de las amonestaciones.
Nikâh yüzüğün.
Su alianza.
Anlaşıldı, yapacak bir şey yok. Köşeye sıkıştım. Küçükhanım, nikâh dairesinde görüşürüz.
Está claro, estoy atrapado, nos veremos en el ayuntamiento.
- Nikâh ne zaman?
- ¿ Cuándo es la boda?
Nikâh ne zaman?
¿ Y cuándo es la boda?
Nikâh yapmayacakmısın, Peder? Hayır mı?
¿ No va Vd. a celebrar la boda, Reverendo?
Hiç çılgınca fikir, ama bir an için kendi nikâhını kendin kıyacakmışsın gibi geldi.
Nada, una idea loca. Pensaba que sería bonito que fueses tú mismo quien celebrara nuestra boda.
Peki ama çocuğum, orada bozkırlarda nikâhınızı kim kıyacak?
¿ Y quién, hija mia, habrá allí para celebrar el matrimonio, allí en esos páramos?
Rahibin nikâhı kıymak için çok sarhoş olmayacağını umarım.
Espero que el cura no esté muy borracho para la boda.
Büyük bir nikâh töreni.
Una boda blanca elegante.
Saray Nikâh Memuru'nun, sevgili hükümdarının önünde.. .. saygıyla diz çöküp, yüzünde cömert bir gülümsemeyle.. .. tören sorusunu yönelttiği görkemli an.
Llegamos al momento en que el Oficial Mayor, arrodillándose respetuosamente delante de su amado monarca, le está haciendo la pregunta tradicional con una sonrisa de extraño servilismo.
Nikâh kıyma yetkisine sahip misiniz?
¿ Tiene facultades notariales y de registro para realizar un casamiento?
Nikâh dairesindeki kadın!
Soy la del Registro Civil.
- Nikâh filmi.
- La película de su boda.
- Nikâh mı?
- ¡ Boda!
Nikâh davetiyeleri bu hafta gönderiliyor.
Las invitaciones de boda estarán listas esta semana. Bien.
Bu arada nikâh işlemlerinizi bitirdim. Müdürle de konuştum.
Mientras, he terminado el papeleo de... vuestra boda y he hablado con el director.
- Önümüzdeki hafta nikâhınız kıyılacak. - Kiralık gelinlik de buldum.
Vuestra boda tendrá lugar la semana que viene.
Nikâh durumu nasıl değiştirebilir?
cambiaría las cosas una boda?
Adam Adam 1949 yılında hapse atıldığından beri nikâh yüzüğünü çıkartamamış.
No pudo quitarse el anillo cuando Adam cuando Adam fue llevado a prisión en 1949
Nikâh töreni çok güzeldi ve düğün törenimiz de ufak ama çok hoşdu.
La ceremonia fue hermosa. La fiesta de bodas fue encantadora.
Başkan, çiftin nikâhını kıydı.
El alcalde unió a la feliz pareja.
- Bu nikâh fotoğrafınız mı?
- ¿ Es su foto de boda?
Nikâh Dairesi'nde bir başladık, bir daha da durmadık.
Empezamos en el registro civil y no hemos parado.
Nikâhı sen kıysan diyordum.
- Sí. Podrías celebrar tú la ceremonia.
Kız kardeşin nikâh yüzüğü takıyor muydu?
¿ Tu hermana tenía puesto una alianza de boda?
Öğleden sonra nikâh kıyılacak.
Esta tarde nos casaremos.