English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nisanlısı

Nisanlısı traducir español

2,655 traducción paralela
Sen ve Louis, eğer isterseniz, bu gece Constance St. Jude'da.. ... nişanlı bir çift sıfatıyla resmi olarak ilk defa toplum önüne çıkabilirsiniz.
Louis y tú quizás hagáis vuestra primera aparición formal como pareja prometida esta noche, si quieres, en el Constance / St.Jude.
- Nişanlısı...
- Su prometido está- -
Ben Vivian, Nate'in nişanlısı.
Soy Vivian, la prometida de Nate. Su único amor verdadero.
Öldüğünde nişanlısı yanındaydı.
Ella estaba allí con él cuando él murió.
Sana henüz nişanlısından bahsetmedi mi?
¿ Ya te ha hablado de su prometida?
Onunla nişanlısı, bizim orada dinlenme yerinde buluşacaklardı. Ben de onu götürürüm dedim.
Se supone que su prometida está en ese resort cerca de nuestra cabaña, así que yo... me ofrecí a llevarle.
- Bunu nişanlıma sormalısın.
Tendrías que preguntarle eso a mi prometida.
Nişanlısını ziyaret ederek başla.
Así que empieza por hacer una visita a su novia.
- Evet. Nişanlısın.
Tú estás comprometido.
Çünkü bu adamın nişanlısı olan kadın Lara Tyler.
Porque la mujer con la que está comprometido es Lara Tyler.
Yanlış olan, eski nişanlınla seks yapıp kimseye söylememek mi?
¿ Un error como tener sexo con tu ex y no decirselo al chico con quien estás comprometida? O...
Hep nişanlısının yanındadır, hiç annesiyle durmaz.
¿ Dónde está Lars Werner? Siempre con su novia, nunca con su madre.
- Sence bu nişanlısı mı?
- ¿ Crees que es su novia?
-... eski nişanlısıyla mı aldatıyorsun?
- ¿ Por eso ella lo dejó?
- Mutlu. Sence nişanlısına anlatmış mıdır?
¿ Crees que le contó?
- Senin karın? - Nişanlısı.
¿ Tu esposa?
Bir zamanlar Cornwall Kralı Tristan nişanlısı Charlotte'a eşlik etmesi için şövalye Henry'i görevlendirir.
Érase una vez un caballero llamado Henry al que el rey le encargó escoltar a la princesa Charlotte hasta su prometido, Tristán, el rey de Cornualles.
Beş yıldır da nişanlısınız...
Llevan comprometidos cinco años.
Evlenmek üzereyken nişanlısı vefat etmiş.
Estaba por casarse pero su novia de toda la vida murió.
Onun nişanlısıymış.
Y esa era su novia.
Bomba atıldıktan sonra, hemen buraya geldim ve Linda'nın nişanlısını dışarıda buldum.
Vine aquí después que lanzaron las bombas y encontré al novio de Linda afuera.
Ama ben Lucrezia'nın nişanlısıyım!
¡ Pero yo soy el prometido de Lucrezia!
Nişanlısı da bir öğretmen.
Su prometido un profesor.
Sen benim abimin nişanlısısın.
Estás prometida con mi hermano.
- Altın bir buzağı gibi takas edilmeden önce, nişanlısıyla tanışabilsin.
- Que ella pueda conocer a su prometido antes de que sea intercambiada como un becerro de oro.
Ben de nişanlısı, Kelly.
Soy la prometida. Kelly.
Lewis, nişanlım Kelly ile tanış.
Quiero que conozcas a mi prometida, Kelly.
Ama yine de başka biriyle nişanlı bir kadını öpüyordum. Ve bu başlı başına yanlış.
Pero aún así, estaba besando a un mujer que está comprometida con alguien más, y eso está completamente mal.
Nişanlınız ne kadar yakışıklı olduğunuzu fark etmemiş.
Tu prometida no mencionó lo apuesto que eras.
Steve, Megan'ın nişanlısı.
Soy Steve. Su prometido.
Kadın nişanlıymış.
Ella estaba comprometida para casarse.
Debbie nişanlısıyla birlikte. Bir sorunu yok.
Debbie está con su prometido, estará bien.
Eski sevgilinin nişanlısı.
¿ Quién dice que lo hago?
Düğün arifesinde, Janie'nin nişanlısına tahrik suçlamasında yardım etmekten daha fazla hiçbir şey beni mutlu edemezdi.
Quiero decir, nada me haría más feliz que ayudar al prometido de Janie a ganar una acusación de pedir a una puta en la víspera de su boda.
Fahişeyle mi yakalanmış? Sana "lütfen nişanlımı çal" kartını vermiş.
Te acaba de pasar una tarjeta "Por favor, róbame a la novia".
Nişanlısıyım.
Soy su prometida.
Nişanlısının saçma davranışları bunun için gerekçe olabilir mi?
¿ Guardaría rencor a su ex habiéndole dado ella la patada?
Yani açıkçası hiç rahat değilim. Arkadaşım / ölmemiş eski nişanlı sırrı varken Alex'le ilişkiye adım atmak doğru değil.
Sabes, y la cosa es que, me siento incómodo empezando esta relación con el secreto sobre mi amigo-barra-exprometido-no-muerto.
Kurbanın nişanlısı ve annesi.
La prometida de la víctima y su madre.
Kendi nişanında nişanlısını aldatması iğrenç.
Quería joder su propia fiesta de compromiso de forma repugnante.
Onun nişanlısıyım.
¡ Soy su prometido!
Kimsenin tanımadığı nişanlısından iş yerine gelen ve aslında onun kendine gönderdiği bir kutu çikolatayı mideye indirirken göz yaşlarıyla ıslattığı gelin dergisinin sayfalarını katlayan tiplerden olmamanız işten bile değil.
También podrías estar destrozando con tus lágrimas una revista de novias mientras te zampas una caja de bombones que te habías enviado al trabajo de parte de tu "prometido" que nadie ha visto nunca.
Nişanlıymış. Bu hikâye bitti yani.
O sea que aquí terminó todo.
Nişanlısı anca 2 puan eder.
Y su prometido es como un dos.
Nişanlıymış. Bu hikâye bitti yani.
Así que es el fin.
Nişanlısı anca 2 puan eder.
Y su prometido... el tipo es un dos.
- Oh, nişanlım tarafından acil durum çağrısı aldım da.
Recibí una llamada de emergencia sobre mi prometido.
Ben nişanlısıyım.
- ¿ Quién eres tú?
Nişanlı bir kadına böyle bir şey yapmaya cüret etmesi. Tabii ki, haklısın.
- Pero tu reputación ¿ libertades con una mujer comprometida?
- Bu size bağlı. Nişanlınızla evlenme konusunda hâlâ kararlı mısınız?
¿ Todavía tienes la intención de casarte con tu novio?
Akrabaları olarak annesi Bayan Jenkins, karısı Nora küçük oğlu Nicholas ve nişanlısı Clara Thorn var.
- El fallecido es Percival Jenkins. En relación con él, tenemos a su madre, la señora Jenkins, su esposa Nora, el hijo más joven Nicholas y su novia Clara Thorn.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]