Noreen traducir español
177 traducción paralela
Ah, Noreen! - Nora. - Nora!
Oh, y, Noreen...
"Noreen." Noreen kim acaba?
"Noreen". ¿ Quién demonios será Noreen?
Belki de Noreen ile beraberdi.
Oye, quizá Noreen estaba con él.
Noreen. Kim acaba?
Noreen. ¿ Quién es?
Adı Noreen.
Se llama Noreen.
Beni Lane ya da Noreen konusunda uyarmadın!
No me advirtieron de Lane ni de Noreen.
- Sen Noreen misin?
- ¿ Eres Noreen?
Noreen, sadece konuşmak istiyorum!
¡ Noreen, sólo quiero hablar con usted!
Karısı Noreen'i ve Lane'i becerdiğini biliyordu!
Que su esposa sabía que se tiraba a Noreen y también a Lane.
Noreen suç ortağı olarak seni ele verdi.
Noreen le señaló a Vd. como cómplice.
- Ee Noreen nasıl?
- ¿ Cómo está Noreen?
Ne zaman telefonu açsa Noreen i hemen vermiyor.
Cada vez que contesta el teléfono no me pasa a Noreen.
Yine Noreen'i aramayı deneyeceğim.
Llamaré a Noreen otra vez.
Noreen orada mı?
¿ Está Noreen?
Dinle, Paul ve Noreen ile konuştum. Ayrılabilirler.
Hablé con Paul y Noreen, parece que van a terminar.
Paul ve Noreen sen Paul'un suratına telefonu... kapadığın için ayrılsalar komik olmaz mıydı?
¿ No sería gracioso que terminaran porque le cuelgas todo el tiempo?
- Eğer Paul arayanın Noreen ile ilişkisi olan bir erkek olduğu için telefonu kapadığını düşünmüşse..
- Paul podría pensar que es un hombre que cuelga porque tiene un romance con Noreen.
Hey, Elaine, Noreen ve Paul ayrılıyorlarmış diye duydum.
Acabo de enterarme de que Noreen y Paul terminaron.
Benim için Noreen'e iyi şeyler söyle.
Háblale bien de mí.
Her zaman Noreen'e ilgim vardı.
Siempre me ha gustado Noreen.
Çok üzgünüm, Noreen.
Lo lamento, Noreen.
Hey, Noreen, bana bakarak hareket etme.
No te dejes guiar por mí.
- Noreen orada mı?
- ¿ Está Noreen?
Bence Noreen ile bir süre konuşmasan daha iyi olacak.
Siento que es mejor que no hables con ella por un tiempo.
Noreen gecikti!
Noreen tiene un retraso.
Benim arkadaşım Noreen?
¿ Mi amiga Noreen?
Senin arkadaşın Noreen.
Tu amiga Noreen.
- Eğer övünüyor olsaydım Noreen'den daha az rahatsız edici birinden bahsederdim.
- Si lo fuera inventaría a alguien menos irritante que Noreen.
- Noreen'i arıyorum.
- Llamando a Noreen.
Noreen, ona asılıyor muydun?
Noreen, ¿ le estabas coqueteando?
Noreen burada değil.
Noreen no está aquí.
Noreen'in Jerry Seinfeld'e asıldığını mı söyledin?
¿ Dices que Noreen le estaba coqueteando a Jerry Seinfeld?
- Noreen, sen misin?
- ¿ Es Noreen?
Noreen, ağlıyor musun?
Noreen, ¿ estás llorando?
Noreen'e sonra arayacağımı söylersin.
Dile a Noreen que la llamaré luego.
Benim salak arkadaşım Jerry diğer arkadaşım Noreen'in,... anlarsınız, ... kendisine asıldığını söyledi.
Mi estúpido amigo Jerry le dijo a mi amiga Noreen que que le estaba coqueteando.
Ve ben de neler olduğunu anlamak için Noreen'i aradım ve yanlışlıkla erkek arkadaşına yakaladım bilirsiniz...
Yo la llamé para ver qué estaba sucediendo y accidentalmente me atendió su novio que tiene la voz...
- Noreen'le hiç konuşabildin mi?
- ¿ Pudiste hablar con Noreen?
- Biliyorum. Ya Noreen?
Fue mi restaurante preferido primero.
- İş arkadaşım.
¿ Y por qué Noreen? Es una colega.
Noreen'i uzaklaştır.
Yo distraeré a Laura y tú saca a Noreen de aquí.
Noreen yeğenim.
Noreen es mi sobrina.
Noreen'in haberleri var.
Noreen tiene noticias.
Noreen.
Noreen.
Noreen pek çok kişi bu günlerde bir yıl izin yapıyor.
Tú sabes, Noreen, un montón de niños se toman un año sabático en estos días.
Nasıl yapacağımı bilmiyordum ama Elaine'e ev paramızın Noreen'in üniversite parası olduğunu söylemeliydim.
No sabía como hacerlo, pero debía decirle a Elaine que el fondo de nuestra casa acababa de convertirse en el fondo escolar de Noreen.
Noreen çok iyi bir çocuk.
- Tú sabes, Noreen es una gran niña. - Sí.
Noreen üniversiteye girmişti ve Elaine hayalimizdeki evimizi bulmuştu.
Así que Noreen va al colegio, y Elaine ha encontrado nuestra casa de ensueño.
Noreen'i üniversiteye göndermek varken şişman, yağlı bir adamın pis bir para yığınında çırılçıplak yuvarlanmasının ahlakî bir yönü yok.
Mira. ¿ Es moral dejar que un hombre gordo y grasoso se revuelque desnudo en una pila de dinero mientras que podría ser usado para algo bueno...
Artık Elaine'e Noreen'in o paraya ihtiyacı olduğunu anlatmalıydım.
Eso fue suficiente. Tenía que decirle a Elaine que Noreen necesitaba nuestro dinero.
Aslında Noreen seni dinledi..... tıpkı George'nin annesinin Çinli kadını dinlediği gibi.
Noreen te oye...